İsmail Kahraman, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin yaptığı konuşmayla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Yaptığı konuşmanın, bazı art niyetli kişi ve çevrelerce kasıtlı olarak çarpıtıldığını bildiren Kahraman, konuşmasında, ihtisas sahası anayasa hukuku olan bir kişi olarak, yeni anayasa hazırlıklarına değindiğini, “anayasa çeşitlerinin, inanç bakımından ele alındıklarında ‘dindar anayasalar’, ‘ateist – seküler anayasalar’ şeklinde bir tasnif olduğunu ve 1924, 1961, 1982 anayasalarının dindar anayasalar arasında sayıldığını” ifade ettiğini aktardı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın genel idare bölümünde yer aldığını, din görevlilerinin maaşlarının genel bütçe tarafından karşılandığını, din derslerinin mecburi olduğunu, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nın resmi tatil günlerinden kabul edildiğini hatırlatan Kahraman, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla ‘Yeni anayasa dindar bir anayasa olsun’ gibi bir beyan zaten abestir. Kasti bir çarpıtma yapılmaktadır. 1982 Anayasasının ilk dört maddesi ile herhangi bir zıtlık mevzu bahis değildir. Bilindiği gibi bu maddelerde devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri, dil, bayrak, milli marş ve başkentin değiştirilemeyeceği ifade edilmektedir. Milletini, vatanını, devletini seven mukaddesatına bağlı olanların itirazı olamaz, bunu aynen ifade ettim ve ediyorum.”
Laiklik konusunda, “Ya Anayasa’da yer almaması ya da tarif edilmesi gerekir.” dediğini belirten Kahraman, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Tarifi olmayan hiçbir kavram hukuk metinlerinde yer almaz. Bunun yanında Birleşmiş Milletlere kayıtlı 195 ülkeden 5 devlette (Fransa, Japonya, Meksika, Portekiz, Türkiye) devletin nitelikleri arasında sayılmaktadır. Kaldı ki laikliği Fransa dışında hiçbir devlet dinsizlik olarak düşünmemektedir. İP Genel Başkanı, gerçekleştirdiği bir basın toplantısında, tarafıma ve aileme dil uzatarak iftira ve tezvirde bulunmuştur. Hayatımın hiçbir döneminde terörist bir yapı yer almamıştır. Türkiyemizin bütünlüğüne, varlığına yönelik 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin kukla yöneticisi, devşirilmiş bir hain ile birlikte anılması mümkün olmayan bir kişiyim. Yanıltıcı, yanlış ve gerçek dışı yayınlara karşı tekzip ve adli takip yoluna gidilmiştir. İnsan haklarına, hukuka saygılı hür ve bağımsız bir hukuk devleti olarak cumhuriyetimizin ilelebet yaşayacağı inancımı belirtiyor, kamuoyuna saygılarımı sunuyorum.”