Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Kudüs kenti ve civar bölgelerindeki Filistin nüfusuna yönelik etnik temizlik suçlarına karşı uluslararası toplumun verdiği cılız tepkilerden duyulan hoşnutsuzluk vurgulandı.
İsrail’in Doğu Kudüs’ü ilhak etmek ve Yahudi yerleşimcilere yer açmak için Kudüs ile çevresindeki Filistin varlığını bitirmeye yönelik etnik suçlar işlediği kaydedilen açıklamada, “İşgalci (İsrail), uluslararası cılız tepkilerin gölgesinde Kudüs’teki etnik temizlik suçlarını derinleştiriyor.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, İsrail polisinin dün Filistinli Sub Leben ailesini Mescid-i Aksa’nın hemen yakınında bulunan evinden zorla çıkarmasına karşı uluslararası toplumdan ve Birleşmiş Milletlerden (BM) gelen tepkilerin her zamanki gibi “Tel Aviv yönetimine çağrı” veya “olaydan endişe ve üzüntü duyma” ifadeleriyle geçiştirildiği ve “kınama” ifadesini dahi içermeyecek şekilde zayıf kaldığı belirtildi.
İsrail ve ihlalleri söz konusu olduğunda uluslararası hukuk ve insan hakları konusunda çifte standart uygulandığına işaret edilen açıklamada, İsrail’i Filistin halkına yönelik yasa dışı uygulamalarını durdurma konusunda zorlayacak bir uluslararası iradenin olmadığı, bazı büyük devletlerin de İsrail’i hesap vermesi noktasında korumaya devam ettiği kaydedildi.
İsrail polisi, dün Filistinli Sub Leben ailesini işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde Mescid-i Aksa’nın hemen yakınında bulunan evinden zorla çıkarmıştı.
Doğu Kudüs’te zorla evlerinden çıkarılmak istenen Filistinli 6 aileden biri
Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde Mescid-i Aksa’ya çok yakın bir noktada evi bulunan Sub Leben ailesi, Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimci örgütlerce evlerinden zorla çıkarılmaya çalışılan Filistinli 6 aileden biri.
Sub Leben ailesi, İsrail hükümeti ve sonrasında da Yahudi yerleşimci örgütlerinin girişimlerine karşı 45 yıldır verdiği yasal mücadeleyi kaybetmişti. İsrail yargısı, Yahudi yerleşimci örgütün mülk üzerindeki hak iddiasını kabul etmiş, Filistinli aileye evi boşaltmaları için 11 Haziran’a kadar mühlet tanımıştı.
İsrail makamları, aileye tahliye kararının yakında uygulanacağını bildirmişti.