Hamas’ın, 7 Ekim sabahı İsrail’in Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlemesinin ardından İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava ve kara saldırıları başlattı.
Tüm gözlerin Gazze’ye çevrildiği bir zamanda, İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’daki ihlalleri ve Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddeti giderek tırmanıyor.
1 ayda 400’den fazla saldırı
Birleşmiş Milletler, Batı Şeria’da 7 Ekim’den bu yana 820 Filistinlinin yerinden edildiğini, İsrailli yerleşimcilerin saldırılarının günde ortalama 3’ten 7’ye çıktığını bildirdi.
Yine bu sırada bölgede 400’den fazla saldırı düzenlenirken, bu saldırılarda 9 Filistinli öldürüldü.
Uluslararası hukukta yasa dışı kabul edilen Yahudi yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarının bir gün dahi durmadığına dikkati çeken Filistinliler, bu durumun 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulmasının önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu ve Batı Şeria’yı parçalanmaya ittiğini söylüyor.
Ayrıca buralarda yaşayan silahlı Yahudi yerleşimciler sık sık Filistinlilere saldırılar düzenliyor, onları evlerini terk etmeye zorluyor.
İsrailli ve uluslararası birçok insan hakları örgütü, İsrail güçlerini, bu saldırıları gerçekleştiren yerleşimcileri korumakla suçluyor.
Anne, baba ve bebeğini yakarak öldürdüler
Devabişe ailesinin başından geçen felaket, bu saldırıların en trajik örneklerinden birini oluşturuyor.
Filistinli ailenin Batı Şeria’nın Nablus kenti yakınlarındaki Duma beldesinde yer alan evi 31 Temmuz 2015 sabahı Yahudi yerleşimciler tarafından ateşe verildi.
Kundaklama sonucu ailenin 18 aylık bebeği Ali yanarak hayatını kaybetti; anne, baba ve 4 yaşındaki diğer çocukları Ahmed ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Ancak 31 yaşındaki baba Saad Devabişe ile 28 yaşındaki anne Riham Devabişe de tedavi gördükleri hastanede kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
Devabişe ailesinin hayatta kalan tek ferdi Ahmed’in ise vücudunun yüzde 60’ı yandı. Yetim ve öksüz kalan Ahmed, Duma beldesinde dedesi ve amcasının himayesinde yaşıyor.
Ahmed, Batı Şeria’daki diğer Filistinliler gibi giderek artan yerleşimci şiddetine bugün de tanık olmaya devam ediyor.
AA ekibinin, röportaj yapmak üzere Devabişe ailesinin evini ziyaret etmek için gittiği Duma beldesinde, son günlerde yaşanan yerleşimci saldırılarının ardından sükunet hakim.
Sokaklarda araç ve insan trafiğinin görülmediği beldenin girişinde yanmış iki araç dikkati çekiyor.
Ziyaret sırasında amcasının evinde kuzeni ile oyun oynayan, bugün 13 yaşındaki Ahmed, çekingen, içine kapanık ama güler yüzlü bir çocuk.
“Bizi her yönden boğuyorlar”
Annesi, babası ve bir buçuk yaşındaki kardeşi yakılarak öldürülen Ahmed’in dedesi Hüseyin Devabişe (60), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2015’te başlarına gelen felakete rağmen o zamandan bu yana fanatik Yahudi yerleşimcilerin Filistin halkına yönelik şiddetinin artarak devam ettiğini belirtti.
Devabişe, “Mesela sokağa çıkmak için bin hesap yapmak zorundasın. Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına karşı dikkatli olman lazım, korkuyorsun. Yahudi yerleşimciler seni durdurup, öldürebilirler. Yani durum çok kötü.” dedi.
Filistinlilerin günlük hayatını felç eden bu kronik sorunla nasıl başa çıktıklarına ilişkin soruyu Devabişe, şöyle cevapladı:
“Biz Müslümanız, kaza ve kadere iman ediyoruz. Bizim ölülerimiz şehit oldular; bu dünyadan alemlerin Rabbi olan Allah’ın katına yükseldiler. Ancak onlardan sonra acıyı çekenler; aileleri, kardeşleri, memleketleri oluyor. Herkes bu acıyı yaşıyor.
Mağdur olanlar biz olmamıza rağmen bizi terörist olarak addediyorlar. Bugünden yarına her daim terörist muamelesi görüyorlar. Herhangi bir durumda İsrail bölgelerinde çalışan evlatlarımızın çalışma izinlerini iptal ediyorlar. Bizi her yönden boğuyorlar.”
“Üçünü öldürdük, sıra dördüncüsünde”
Dede Devabişe’ye göre başlarına gelen felaketten sonraki süreçte de Yahudi yerleşimcilerin davranış biçimleri, işledikleri katliamı aratmamış.
Bu konuya dair Devabişe, şu ifadeleri kullandı:
“Onlara (Yahudi yerleşimciler) göre hiçbir şey olmamıştı. Şarkılar söyleyip dans ediyorlardı. Şarkılarında ‘üçünü öldürdük, sıra dördüncüsünde’ diyorlardı. Sosyal medyada defalarca, ‘bu çocuğun yaşaması hatadır, annesi babası ve kardeşini öldürdük, bu şimdi annesinin babasının ve kardeşinin intikamını alacak’ dediklerini gördük.
Düşünün 5 yaşındaki bir çocuktan korkuyorlar. Bunu onlar başlattılar, şiddetin kaynağı onlardır. Biz değiliz.”
Aşırı sağcı İsrail hükümetinden yerleşimci şiddetine yeşil ışık
Ahmed’in amcası Nasır Devabişe de Yahudi yerleşimcilerin saldırılarının, Gazze Şeridi’ne düzenlenen saldırılarla başlamadığını, ancak bu dönemde giderek arttığını belirtti.
Devabişe, Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarının ardından Batı Şeria’da gelinen duruma dair, “Gazze’ye başlatılan saldırıyla birlikte de Yahudi yerleşimciler, İsrail ordusundan ve bu fanatik İsrail hükümetinden Filistinlileri öldürmek için organize saldırılar düzenleme izni aldılar.” diye konuştu.
Amca Devabişe sokağa çıkamadıklarını vurgulayarak, “Sokağa çıkacaksan, ailenle, evlatlarınla vedalaşman gerekiyor, çünkü evine dönmeyebilirsin.” ifadelerini kullandı.
Zeytin hasadının başladığına dikkati çeken Nasır Devabişe, şöyle devam etti:
“Mesela bugünler, zeytin toplama mevsimidir. Ne zamanki Gazze’ye saldırı başladı, Yahudi yerleşimciler tarafından burada 4 tane araç yakıldı, bir Filistinli genç de yaralandı. Bu gencin ambulansla hastaneye yetiştirilmesini dahi engellediler.”
Aynı şekilde köye saldırıp, girmeye çalıştılar. Bu saldırılar hala her gün devam ediyor. Açık bir şekilde sistematik bir saldırı düzenleniyor. Bu Yahudi yerleşimcilerin herhangi bir Filistinliye ateş etme izinleri var. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı arasında bir fark gözetmiyorlar.”
“Ya Ürdün’e gidecekseniz ya da öldürüleceksiniz”
Amca Devabişe, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Yani biz Filistin halkına yönelik terör uygulanıyor. Sadece 7 Ekim’den bu yana değil. Batı Şeria’da estirilen bu terörizm uzun zamandan beridir yaşanıyor. Son dönemde ise daha da arttı. Dediğim gibi bu sistematik bir terördür ve planlıdır.
Birçok köy ve beldeye, çeşitli tehdit bildirileri gönderdiler. Bu bildirilerde ‘ya Ürdün nehrinin doğusuna gönüllü bir şekilde gidecekseniz ya da öldürüleceksiniz’ yazıyordu.”
“Kan düğünü”
Amca Devabişe, Ahmed’in, tüm bu yaşadığı felakete rağmen hala Yahudi yerleşimcilerin tehdit ve tacizkar davranışlarının hedefinde olduğuna işaret etti.
Devabişe ailesini ateşe veren Meir Ettinger’in mahkemesi sırasında karşılaştıkları Yahudi yerleşimcilerin “3 işareti” yaptıklarını kaydeden Nasır Devabişe, “Yani biz Saad, Riham ve Ali’yi öldürdük ve bu Ahmed’in de ailesine kavuşması gerekiyor diyorlardı.” dedi.
Amca Nasır Devabişe, şunları kaydetti:
“Bu çocuk için en tehlikeli terörist ve öldürülmeli diyorlardı. Asker ve polisin gözü önünde bunu diyorlardı. Bize öldürme, kesme işaretleri yapıyorlardı. Bunların bir de ‘kan düğünü’ var.
Bu düğünde Yahudi bir yerleşimci kaldırdığı 18 buçuk aylık Ali’nin fotoğrafına bıçak darbeleri atıp, etrafındakilerle beraber dans ediyordu. Ali’nin öldürülmesiyle gurur duyuyorlardı. Ellerinde otomatik silahlar ile Devabişe ailesinin evine attıklarını hatırlatır türden molotofkokteyli şişeleri tutuyorlardı.”
Ateş çemberi içindeki Filistin beldesi: Duma
Batı Şeria genelinde artan yerleşimci saldırılarına ilişkin Duma beldesindeki durumu aktaran Devabişe, “Duma’nın, dört taraftan Yahudi yerleşim birimleriyle çevrilmiş durumda” olduğunu söyledi.
Devabişe, şu ifadeleri kullandı:
“Asıl tehlike de bu yerleşim birimlerinde, Meir Ettinger’in ve Kusra beldesine saldırı çağrıları yapan Yeş Kodeş adlı grubun içinden çıktığı Tepe Gençliği ve Bedel Ödetme örgütlerinin mensupları yaşıyor.
Biz bir ateş çemberi içinde yaşıyoruz. Etraftaki tüm Yahudi yerleşim birimlerinde en azılı yerleşimciler yaşıyor. Hepsi silahlı. Hepsi öldürmeye ve her an harekete geçmeye ayarlanmış durumdalar.”
Bu yıldırıcı saldırılara karşı “Biz bugün nereye gidelim. Bizim gidecek bir yerimiz de yok, alternatifimiz de.” diyen Devabişe,”Biz burada kalacağız, burada öleceğiz. Bedeli ne olursa olsun onların bu projesinin uygulanmasına izin vermeyeceğiz. Topraklarımızdan gitmeyeceğiz. Buranın asıl sahipleri biziz, yabancısı olanlar gitsin.” ifadelerini kullandı.
ABD ve Almanya başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin Yahudi yerleşimci şiddetini “terör” olarak nitelendirmesinin gölgesinde uluslararası toplumun rolünü de değerlendiren Devabişe, “Bizim problemimiz İsrail değil, uluslararası toplumdur.” diye konuştu.
Devabişe, “Bu emperyalist ve sömürgeci ülkeler, İsrail’i kendileri için Orta Doğu’da ileri ve sabit bir üs olarak görüyorlar. Onun için sömürgeciler inşa ettikleri bu üssü korumak istiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Filistin’de çocuklar artık yetişkin oldu”
Yaşanan felaketin üzerinden 8 yıl geçmesinin ardından Ahmed’in bugünkü durumundan da söz eden amca Devabişe, şunları söyledi:
“Annesini, babasını ve kardeşini kaybetti. Biz ona ne yaparsak yapalım, annesinin babasının yerini tutamayız. Hangi münasebetle olursa olsun; mezuniyetinde, bayramlarda, doğum günlerinde ona ne sunarsak sunalım hep eksik kalacak. Filistin’de çocuklar artık yetişkin oldu.
Ahmet, uzun bir tedavi sürecinden geçti. Okulda öğretmen, öğrencilerden ailelerini çizmesini istemişti, o da 4 kişi çizmişti. Ailesinin hayatta olmadıklarını bilmesine rağmen 4 kişi oldukları konusunda hala ısrar ediyor. Düşünün yani, siz bu çocuğu ailesinin olmadığına nasıl ikna edeceksiniz?
Devabişe, “Allah onu bir amaç için hayatta tuttu, onu kıyamete kadar işgalcilerin yüzüne karşı bir amaç olsun diye bıraktı.” diyerek sözlerini tamamladı.