Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Arap Bankalar Birliği tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesi’ne katıldı.
Türkiye’deki yatırım fırsatlarına değinen Şimşek, Arap dünyası ekonomisiyle Türk ekonomisi arasında işbirliği kurulabilecek alanlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İki bölge arasındaki fırsatlara işaret eden, aradaki siyasi ilişkilerin de çok iyi seviyede olduğunu belirten Şimşek, Arap dünyası ve Türkiye’nin birbirini tamamladığı çok sayıda alan bulunduğunu dile getirdi.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü.
“İki bölge arasındaki tamamlayıcılığı kullanarak yatırım ve ticaret açısından fayda sağlayacak projelere odaklanabiliriz. Türkiye ile Arap dünyası arasında serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak mevcut potansiyeli çok daha ileri seviyeye taşıyabiliriz. Turizm, inşaat ve savunma sanayisi alanında ortaklıklar geliştirebiliriz. Türkiye ve Arap dünyasının turizm sezonu tam örtüşmüyor, burada iki tarafın birbirini tamamladığını görüyoruz. Aynı zamanda üçüncü ülkelerde yapacağımız ortak projeler ya da işbirliği çalışmaları da büyük bir potansiyeline sahip. Afrika, Orta Asya ya da ve dünyanın herhangi bir yerinde iki bölgenin şirketleri ortak projelere girişebilir ve ortak değerler yaratabilir.”
“Türkiye, turizmde Arap dünyasına yardımcı olabilir”
Bakan Şimşek, serbest ticaret anlaşmalarından neden korkulmaması gerektiğini aktarabilmek adına Harvard Üniversitesi’nde yapılan çalışmanın sonuçlarını paylaşarak, Türkiye’nin AB ile arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasını kullanarak imalat sanayisini nasıl geliştirdiğini ve genişlettiğini anlattı.
Şimşek, “Dolayısıyla Arap dünyası da serbest ticaret anlaşmaları imzalamaktan korkmamalı ve getirdiği fırsatlardan yararlanmalı.” dedi.
Turizm alanında Türkiye’nin Arap dünyasına yardımcı olabileceğini vurgulayan Şimşek, bu alanda Türkiye’nin çok başarılı olduğunu belirtti.
“Son 50 yılda Türk müteahhitler 136 ülkede yarım trilyon dolarlık proje gerçekleştirdi”
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin inşaat sektöründeki gücünden bahsederek, Türk müteahhitlerin proje hacmi ve küresel inşaat liginde faaliyet gösteren müteahhit sayısı bakımından Çin’den sonra geldiğini kaydetti.
Son 50 yılda Türk müteahhitlerin 136 ülkede yarım trilyon dolarlık proje gerçekleştirdiğini belirten Şimşek, “Bu alanda birlikte çalışabiliriz. Sadece kendi bölgemizde değil, aynı zamanda üçüncü ülkelerde de ortak inşaat projelerine girişebiliriz. Umuyoruz ki çatışmalar sona erecek ve çatışmalar sona erdikten sonra Ukrayna’da ve diğer ülkelerde yeniden yapılanma ihtiyacı ortaya çıkacak. Neden bu ihtiyacı birlikte karşılamayalım?” ifadelerini kullandı.
Başta savunma sanayisi olmak üzere belli sektörlerde Türkiye’nin kendini çok geliştirdiğine dikkati çeken Şimşek, barış ve refah içinde bir bölge için bu alanda da yatırımların yapılmaya devam edeceğini söyledi.
“2024’te ana ticaret ortaklarımızda bir iyileşme bekliyoruz”
Küresel ekonomi görünümde istikrarlı ama yavaş bir büyüme olduğunu, bu yıl Türkiye’nin ana ticaret ortaklarında bir iyileşme beklediklerini bildiren Şimşek, “Küresel dezenflasyon başladı. Önümüzdeki dönemde küresel finansal koşullar biraz daha esnek olacak. Emtia fiyatları istikrarlı şekilde devam ediyor. ABD ve Çin arasındaki rekabet, ticarette bölünmelere neden oluyor. Piyasalar jeopolitik gerilimlere bir şekilde kulaklarını kapatmış durumda.” diye konuştu.
Şimşek, Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki önceliklerin ilişkin şunları kaydetti:
“Türkiye’nin politika önceliklerine bakacak olursak; fiyat istikrarını devam ettirmek, kamu maliyesi pozisyonumuzu güçlendirmek, cari açığı daraltmak ve yapısal dönüşümü hızlandırmak. Bunun için bazı politikalarımız var. Enflasyon yüksek ama düşecek, bunun için bir dezenflasyon programı geliştirdik. Şimdi bir yıllık geçiş dönemindeyiz ve dezenflasyon süreci başlamış durumda. Tabii ki uzun bir süreç. Önümüzdeki 3 yıl boyunca enflasyonu düşürmeye devam edeceğiz.”
“Parasal politikamız istikrarlı şekilde uygulanmaya devam ediyor”
Bakan Şimşek, para politikasının istikrarlı şekilde uygulanmaya devam ettiğini, geçen yıl deprem nedeniyle büyük bütçe açığı verilmesine karşın, deprem haricinde bütçe açığının aynı büyüklükte olmadığını aktardı.
Bütçe açığının GSYİH’ye oranını yüzde 3’ün altına düşüreceklerini ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu borcunun GSYİH’ye oranı geçen sene yüzde 29,5’ti, bunu biraz daha düşük tutmaya devam edeceğiz ki sanayide dönüşüme ve yeşil dönüşüme kaynak ayırabilelim. Bu sene cari açığın GSYİH’ye oranının yaklaşık yüzde 2,5 olmasını bekliyoruz, bu da rezerv birikiminin tetikleyicisi olacak. Asıl vermek istediğim mesaj; programımız çalışıyor. Program sağlam politikalar ve yapısal reformların birleşimi sayesinde çalışıyor. Ortaya çıkan bu ortamla birlikte portföy tercihleri Türk varlıklarının lehine olacak, reel kurda istikrar olacak ve dezenflasyon süreci güçlenecek. Büyümeyi sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz, daha dengeli bir büyüme sağlamaya çalışıyoruz. Piyasalar da bunu fark etti, son 1 senede Türkiye’nin risk primi 439 baz puan düştü, risk algısı ile ilgili çok güçlü bir iyileşme var.”
Şimşek, büyüme kompozisyonunun ilerlemeye devam ettiğini, net ihracatın buna büyük katkı sağladığını ve cari açığın daraldığını belirterek, “Yıllıklandırılmış açık 57 milyar dolardan mart ayında 30 milyar dolara düştü, düşmeye de devam edecek. Portföy akımlarında, Türkiye pozitif anlamda ayrışıyor. Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışlar olmaya başladı, TL mevduatlarda artış var, güven artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik beklentileri olumlu”
Mehmet Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik beklentilerinin olumlu olduğunu belirterek, Türkiye’ye neden yatırım yapılması gerektiğine ilişkin bilgi verdi.
Türkiye’nin yapısal problemlerini çözmeye başladığını vurgulayan Şimşek, yapısal olarak Türkiye’nin gerçekten büyük, çalışma çağındaki nüfus, güçlü iç pazar ve büyüme dinamikleri sayesinde cazip bir pazar olarak öne çıktığını söyledi.
Şimşek, Orta Vadeli Program’ın (OVP) en önemli sac ayaklarından birinin yapısal dönüşüm olduğunu, refahın sağlamlaştırılması için üretkenliği artırmak gerektiğini sözlerine ekledi.
Konuşmasının ardından bir gazetecinin “Bugün basında ‘uzun vadede doları dalgalanmaya bırakacağız’ ifadeniz yer aldı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusuna Şimşek, “Zaten bırakıyoruz, orada bir sorun yok.” karşılığını verdi.