Hollanda Bölgesel Ötanazi İnceleme Komitesi tarafından yayımlanan yıllık raporda, ülkede 2021 yılına ait ötanazi verileri paylaşıldı.
Raporda, geçen yıl ötanazi yoluyla yaşamına son verenlerin sayısının, bir önceki yıla göre yüzde 10,5 artarak 7 bin 666’ya ulaştığı ve şimdiye kadarki en yüksek sayı olduğu bildirildi.
Bu sayının, 2021’de kayıtlara geçen toplam 170 bin 839 ölüm içerisinde yaklaşık yüzde 4,5’lik bir orana tekabül ettiği belirtildi.
2020’deki toplam ölüm sayıları içerisinde ötanazi oranının yüzde 4,1 olduğuna işaret edilen raporda, Kovid-19 salgını sebebiyle artan can kayıplarına rağmen ötanazi oranının yükselmeye devam ettiğine dikkat çekildi.
En çok kanser hastaları ötanazi isterken, bunları parkinson, kalp ve akciğer hastaları takip etti.
Komitenin başkanı Jeroen Recourt, Hollanda’nın Trouw gazetesine rapora ilişkin yaptığı açıklamada, insanların ötanaziyi tercih sebebinin “daha iyi bir alternatifin olmaması” olduğunu söyledi.
Recourt, bireysel yaşamın öne çıktığı toplumlarda insanların ölümlerini de kontrol altına alma çabalarının ötanazi tercihlerini artırdığı yorumunda bulundu.
Hollanda Hristiyan Hastalar Topluluğu (NPV) yetkilisi Elise van Hoek, Trouw gazetesindeki açıklamasında, ötanaziye ilişkin eleştirilerini ifade etti.
Yaşlıların ötanaziye yönelmelerinin sebeplerini sorgulayan Hoek, hayatlarının son aşamasında tıbbi tedavinin yetersiz kalmasından ve çevrelerinden gelen desteğin azalmasından şüphelendiklerini kaydetti.
Ötanazinin yasal dayanağı
Hollanda’da 2002’de yürürlüğe giren yasa “dayanılmaz ağrılara sahip olan ve iyileşme umudu bulunmayan” kişilere ötanazi uygulamasına izin veriyor.
Aile hekimi tarafından incelenen talep, daha sonra en az bir doktorun daha katıldığı heyet tarafından karara bağlanıyor.
Değerlendirme sonucunda ötanazi isteği kabul edilen hastanın solunumu ilaç yoluyla tamamen durduruluyor.
Hollanda’da araştırma enstitüsü Nivel tarafından 2019’da yapılan bir çalışmada, ülkede aile hekimlerinin giderek daha fazla ötanaziye yönlendirdiği tespit edilmişti.