Nazilerin 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırması sonucu İngiltere ve Fransa’nın Nazi Almanyası’na savaş ilan etmesi, İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcı kabul edilirken, tüm dünyada savaş kurbanları ve savaşın yol açtığı yıkım ile ilgili etkinlik ve törenler düzenleniyor.
Bundan 82 yıl önce bugün (31 Ağustos 1939) Polonyalı askerlerin kıyafetlerini giymiş Almanlar, Polonya’nın Gliwice kentindeki radyo istasyonunu basarak Lehçe yayın yaptı.
Alman karşıtı bu yayın, daha önce Avusturya ve Çekoslovakya’yı da sınırlarına katmış Nazi Almanyası’nın, Polonya’yı işgal hareketine bir gerekçe gösterildi ve bir gün sonra işgal operasyonu başladı.
Ancak Nazilerin bu operasyonu, daha öncekiler gibi kınama ve tepki açıklamalarıyla değil İngiltere ve Fransa’nın savaş ilanıyla karşılık buldu.
Daha sonra Naziler tarafından planlandığı ortaya çıkan Gliwice Olayı’nın ardından başlayan Polonya’nın işgali, sadece İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olmadı aynı zamanda yaklaşık 85 milyon kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.
Ölenler arasında Almanya’nın teslim olduğu gün intihar eden İkinci Dünya Savaşı’nın baş sorumlusu ve Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler de bulunuyordu.
Nazilerin Avusturya ve Çekoslovakya’yı alması tepki görmedi
Nazi Almanyası, Yaşam Alanı (Lebensraum) adını verdiği politikasıyla, Doğu Avrupa’da yaşayan Alman azınlığın Almanya hakimiyetinde birleşmesini, o bölgelerin kolonizasyonunu ve bu topraklara Almanların yerleştirilmesini amaçlıyordu.
Bu kapsamda Almanya önce Avusturya’yı ele geçirmesi gerekiyordu. Bunun için Avusturya’ya Almanya’yla birleşme çağrısı yapan Naziler, birleşmemesi halinde işgal edileceği yönünde Avusturya’ya ültimatom verdi.
Almanya-Avusturya birleşmesi Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Versay Anlaşması’na açıkça aykırı olmasına rağmen anlaşmanın tarafları Birleşik Krallık ve Fransa, bu girişimi sadece diplomatik olarak protesto etti.
Avusturya’yı 1938’de tek kurşun atmadan ilhak eden Hitler, gözünü Çekoslovakya’ya dikti. Aynı yıl düzenlenen Münih Konferansı’nda, Çekoslovakya’yı koruma sözü veren ve askeri anlaşmalar yapan Fransa ve Birleşik Krallık, ülkenin batısındaki Südet bölgesinin Almanya’ya bağlanmasını kabul etti.
Nazi Almanyası, hiçbir tepki görmeden girdiği Südet bölgesinin ardından tüm Çekoslovakya’yı da işgal etti.
Sovyetler ve Naziler işgalden bir hafta önce Polonya’yı paylaştı
Almanların yaşadığı tüm bölgeler ile birlikte tüm Avrupa’yı ele geçirme planı bulunan Hitler’in bir sonraki adımı ise zayıf gördüğü komşusu Polonya’ydı. Ancak karşısında, Polonya üzerinde hak iddia eden ve genişleme alanında gören Sovyetler Birliği vardı.
Naziler ve Sovyetler, 23 Ağustos 1939’da Polonya’yı paylaşmayı öngören “Ribbentrop-Molotov Paktı”nı imzaladı. Saldırmazlık Paktı olarak da anılan bu anlaşma ile taraflar, Polonya’yı etki alanlarına göre ikiye böldü.
Tarihler 31 Ağustos’u gösterdiğinde gerçekleştirilen düzmece Gliwice olayının bir gün sonrasında Nazi Almanyası Polonya’ya saldırdı ve 1 ay sürecek işgal operasyonunu başlattı.
Çekoslovakya ve Avusturya’nın Almanya’ya bağlanmasına sessiz kalan Birleşik Krallık ve Fransa ise bu olaydan 2 gün sonra ancak Almanya’ya savaş ilan edebildi. ABD’nin savaş ilanı için ise 2 yıl geçmesi gerekiyordu.
Polonya’yı 1 ayda Sovyetlerle yapılan anlaşmaya göre işgal eden Naziler, paktı ihlal ettiği 1941’e kadar Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Fransa, Yugoslavya ve Yunanistan’ın tamamını ya da bir kısmını topraklarına kattı.
Paktın ihlali ise Haziran 1941’de Nazilerin, Sovyetlerin elindeki Polonya topraklarına saldırarak Rusya’ya doğru yürümesiyle gerçekleşti. Bu ihlal İkinci Dünya Savaşı’nın taraflarını da belirledi.
Mihver Devletlerinin ana unsurlarını, topraklarını genişletme arzusunda olan Nazi Almanyası, Faşist İtalya ve Japon İmparatorluğu oluştururken, bu ittifakın karşısında ise Birleşik Krallık, ABD ve Sovyetlerin oluşturduğu Müttefikler yer aldı.
Japonların saldırısıyla ABD de savaşa dahil oldu
Polonya’nın işgali her ne kadar İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcı kabul edilse de Fransa ve İngiltere’nin Almanya’ya karşı harekete geçmesi neredeyse 8 ay aldı. Savaşın diğer cephesinde yer alan Japonya ise Polonya’nın işgali sırasında zaten Çin’le savaştaydı ve Asya’daki etkinlik alanını genişletmeyi amaçlıyordu.
Japonya, Müttefiklere destek sağlasa da savaşın tarafı olmayan ABD’ye Aralık 1941’de Pearl Harbor baskınıyla saldırınca ABD de savaş ilan etti ve Müttefiklerin safında yerini aldı.
Çin ise 1937’den beri savaşta olduğu Japonya karşısında Müttefiklere resmen 1941’de katıldı.
Taraflara, bölgesel hedefleri olan ülkeler ile sömürgelerin de katılmasıyla tarihin en büyük savaşının cepheleri dünyanın her noktasında kuruldu.
Polonya’da başladı, Japonya’da bitti
İkinci Dünya Savaşı’nın sonu Almanya’nın teslim olmasıyla değil, Japonya’nın teslim olmasıyla geldi. Sovyetlere saldırarak çok geniş bir coğrafyada savaşan Naziler, ikmal ve tedarikte yaşadıkları sıkıntıya ek olarak bir de kış şartlarıyla mücadele ediyordu.
Diğer taraftan Müttefiklerin baskısı artmış ve 1943’te Naziler ulaştıkları en geniş sınırlarını yavaş yavaş kaybetmeye başlamış, İtalya ise teslim olma anlaşmasını imzalamıştı. Önce Rusya’dan çekilen Naziler, ardından Normandiya Çıkartması ile Fransa’dan çekildi.
Naziler için sonun başlangıcı ise 1944’ün son günlerinde yaşandı. Hitler, Batı Cephesi’nde Müttefik hatlarını yararak ana ikmal limanı Belçika’nın Atwerp kentine ulaşmayı, böylece savaşı masada bitirmeyi hedefliyordu.
Başarısız olan bu girişimi İtalya ve Polonya üzerinden Müttefiklerin sürdürdüğü operasyonlar izledi. Hitler’in en önemli müttefiki İtalyan diktatör Benito Mussolini 28 Nisan 1945’te İtalyan partizanlar tarafından öldürülürken Müttefik güçleri Berlin’i alarak Almanya’yı savaş dışı bırakmaya çok yakındı.
Müttefik bombaları Hitler’in Berlin’deki sığınağı yakınlarında patlarken 30 Nisan 1945’te Hitler intihar etti ve ölmeden önce cesedinin yakılmasını emretti.
Şehir, Hitler’in intiharının birkaç gün sonrasında teslim oldu. Ancak savaşı bitiren olay Japonya’da ağustos ayında yaşandı. ABD’nin atom bombası kullanarak Hiroşima ve Nagazaki kentlerini vurması, Japonya’nın teslim olmasına giden yolu açtı.
Japonya’nın teslim olmasıyla İkinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
Toplama kamplarında korkunç deneyler yapıldı
Avustralya’dan ABD’ye, Kuzey Afrika’dan Rodos yerine yanlışlıkla vurulan Muğla’nın Milas ilçesine kadar yayılan İkinci Dünya Savaşı sonunda ölenlerin sayısı kayıp ve kayıt altında olmayan ölümler nedeniyle kesin olarak bilinmese de 70 ila 85 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Bu ölümlerin 20 milyonunu asker ölümleri oluştururken kalanını soykırım, bombalamalar, açlık ve hastalıklar nedeniyle ölen siviller oluşturuyor. Yaklaşık 6 milyon Yahudi, bu dönemde toplama ve çalışma kamplarında öldürüldü.
Kamplarda öldürülenler arasında çingene, engelli ve Slavlar da yer alırken Japonya ise Çinlilere karşı katliamlara girişti. Savaş, insanlık tarihinin gördüğü en korkunç bilimsel araştırmaların yapıldığı bir dönem olarak da tarihte yerini aldı.
Alman araştırmacılar, savaş esirleri ve toplama kamplarındaki siviller üzerinde çeşitli deneyleri narkoz kullanmadan yaparken birçok insan bu deneylerde hayatlarını kaybetti ya da sakat kaldı.
Birleşmiş Milletler kuruldu
Savaşın ardından kurulan Nuremberg Askeri Ceza Mahkemesi’nde üst düzey Naziler yargılandı. Yargılamalar sonucunda bazı mahkumlar idama bazıları ise ömür boyu hapse mahkum edilirken Japon suçlular için Uzak Doğu Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi kuruldu.
Japon yetkililerden İmparator ve veliahtı dışındakilerin tamamı yargılanırken ikisi eski başbakan olmak üzere 6 kişi idam edildi.
Savaş sonucunda aynı acıların bir daha yaşanmaması için savaş suçları ve soykırım suçları tanımlamaları yapılırken dünya siyaseti de yeniden şekillendi.
Uluslararası iş birliğini artırmak ve çatışmaları önlemek amacıyla savaşın kazananları İngiltere, ABD, Sovyetler Birliği, Çin ve Fransa’nın daimi üye olduğu Birleşmiş Milletler kuruldu.