İsmaili, “Sayın Al-Haşim’e ‘neredesiniz’ diye sordum. O, ‘bilmiyorum’ diye yanıtladı. Ben, ‘size ulaşabileceğimiz bir adres veya bilgi var mı’ diye sordum. O, ağaçların altında olduğunu söyledi. Ben diğer arkadaşların iyi olup olmadığını, onları görüp görmediğini sordum. O, hiç kimseyi görmediğini, ne olduğunu anlamadığını be etrafında hiç kimsenin olmadığını söyledi” diye konuştu.
“Biz, Cumhurbaşkanı helikopterinin kaza geçirdiğini hemen anladık ve görevimizin kaza mahalline olabildiğince çabuk ulaşmak olduğuna karar verdik” diyen İsmaili, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben o zaman Sayın Al-Haşim ile 3 ya da 4 kez görüştüm, diğer meslektaşlarım da onunla sık sık konuştu. Biz konuştukça bir şeyler söylüyordu, ama sözleri tutarsızdı. Sadece yaşadığının bir kanıtıydı.”
İsmaili, “Daha sonra helikopterdeki diğer tüm yolcuların anında öldüklerini öğrendik, vücutlarının durumu bunu gösteriyordu” ifadelerini kullandı.