Karagöz ve Kukla Oyunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KARAKUM) tarafından hazırlanan proje kapsamında, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan Karagöz, bu kez değerler eğitimi için perdeye çıkacak.
Bu çerçevede pedagogun da yer aldığı bir senaryo ekibi tarafından Karagöz’ün ve Hacivat’ın dilinden mizahla değerler eğitiminin anlatıldığı bir dizi oyun hazırlanıyor.
Yakında perdeye taşınması planlanan ve Anadolu masalları ile La Fontaine’in fabllarından esinlenerek kaleme alınan oyunların, dijital ortamda da yayınlanması hedefleniyor.
%2Fkaragoz1.jpg)
“Ramazan ayı ile sınırlı kalmasın”
KARAKUM Müdürü ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Bölümü Ana Sanat Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Öztahtalı, AA muhabirine, tiyatronun eğitim amacı taşıyan çok önemli bir misyona sahip olduğunu söyledi.
Hazırladıkları projeyle çocuklara değerler eğitimini Karagöz ve ekip arkadaşlarıyla perde önünden vermeyi planladıklarını belirten Öztahtalı, şu bilgileri paylaştı:
“Çocukların zihninde çok ciddi bir yer edineceğini düşündüğümüz proje kapsamında değerler eğitiminin çocuklara ilkokul 1. sınıftan 4. sınıfa kadar Karagöz, Hacivat ve diğer tiplerle anlatılmasını istiyoruz. Karagöz, çocukların zihninde çok ciddi yer ediniyor. Üstelik çok sevilen bir tip. Karagöz ve Hacivat’ın sadece insanları eğlendirmek amacıyla ramazan ayı çerçevesine sınırlandırılmasını bir tarafa koyup çocuk eğitiminin çok önemli bir aracı olarak kullanılmasını arzu ediyoruz. Bunun için de çocuklar için değerler eğitimini artık Karagöz ve ekip arkadaşları, perdeden verecek.”
Öztahtalı, saygı, sevgi, hoşgörü gibi insanı insan yapan çok önemli değerler olduğunu vurguladı.
%2Fkaragoz2.jpg)
Bunların hayat boyu zihinlerden hiç çıkmaması gerektiğini anlatan Öztahtalı, şöyle devam etti:
“Bu değerlerin ilkokul çocuklarının zihinlerine birer kod olarak yerleştirilmesi, özellikle perdede Karagöz’ün, Hacivat’ın ve diğer tiplerin örnek birer karakter olarak, çeşitli oyunlarla bu kavramları çocuklara anlatması çok önemli. Bu yüzden değerler eğitimiyle ilgili bir dizi oyun hazırlıyoruz. Bu oyunların bir yazım ekibi var. Ekibin içinde bir pedagog da var. Dolayısıyla çocukların düzeylerine uygun, akılda kalabilecek, bu değerleri çocukların kodlarına yerleştirebilecek bir senaryo ekibi var. Bu senaryo ekibi, hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi ve diğer kavramları çocukların anlayabileceği şekilde işin içine mizah da katarak belletmeyi hedefliyor.”
Dr. Öğr. Üyesi Öztahtalı, adalet, alçakgönüllülük, özgüven, çalışkanlık, dostluk, güzel ahlak, dürüstlük, iyilik, sabır, sevgi, sorumluluk, saygı değerlerinin işleneceği oyunların projenin bir sonraki aşamasında başka dillere de çevrilebileceğini belirtti.
%2Fkaragoz3.jpg)
Sabırlı olmayı bir ağacın yetiştirilmesi kurgusuyla aktaracaklar
Senaryo yazım ekibinde yer alan hayali ve tasvir yapım ustası Nevzat Çiftçi ise sabır hakkında bir oyun üzerinde çalıştıklarını, ağaç yetiştirme senaryosuyla bu konuyu işlemeyi planladıklarını aktardı.
Her yeni senaryoda oyuna farklı karakterlerin dahil olduğuna değinen Çiftçi, “Olayın geçtiği yere bağlı olarak oradan bir tipleme koyuyoruz. Bizde bilinen bir aşçı karakteri vardır. Bunun yanına kasap, seyyar satıcı gibi tiplemeler koyuyoruz.” dedi.
Çocukların ilgisini özellikle Karagöz karakterinin çektiğini dile getiren Çiftçi, şöyle konuştu:
“Çocukların Karagöz ile özdeşleşme durumu var. Öğretmendir Hacivat, sokaktaki arkadaşındır Karagöz. Çocuk, Karagöz ile eşleştiğinden onu daha çok kabul etmeye, Karagöz’ün söylediklerini dikkate almaya, Karagöz’ün söyledikleriyle hareket etmeye başlıyor. Bu da o çocuğun çok zor öğreneceği, kolaylıkla çözemeyeceği bir şeyi Karagöz ile çözmesi demek. Bu yüzden daha çok hikayeyi Karagöz’ün üstüne yüklüyoruz. Bazen Karagöz’ün halleri, yetişkinlere olumsuz gibi gözükse de aslında çocuklar tarafından çok doğal görünüyor.”
Gölge oyununda çok da metne bağlı kalmadan, çocuklara dikte etmeden, çocuklarla oynayarak, oyunu geliştirmenin önemine değinen Çiftçi, oyunun oynadıkça geliştiğini, seyirciyle yazıldığını sözlerine ekledi.