İstanbul’da yaklaşık 10 yıl kurumsal iletişim ve reklam ajansı sektöründe yöneticilik yaptıktan sonra Burdur’un Bucak ilçesine yerleşen 45 yaşındaki Berma Aydın Arabacı, gıda atıklarından elde ettiği gübreyle meyve ve sebze yetiştiriyor.
Halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra bir süre çeşitli alanlarda deneyim kazanan Arabacı, kurumsal iletişim ve reklam ajansı sektöründe idari işler yöneticisi olarak çalıştı.
Girişimci olmaya 2012’de karar veren ve KOSGEB desteğiyle reklam ajansını kuran Arabacı, aynı zamanda iş dünyası için dergi çıkarmaya başladı.
Dergisi için röportajlar yaptığı dönemde, kırsalda farklı tarım projeleri geliştiren girişimcilerin hikayelerinden etkilenen Arabacı, hayatında yeni bir sayfa açmaya karar verdi.
Sürdürülebilir tarım ve ekolojik tasarımla ilgili eğitimler alan Arabacı, okuduğu ikinci üniversitede tarım bölümünü bitirdi.
Arabacı, bir yıldır hayallerini gerçeğe dönüştürdüğü Dutalanı köyündeki 20 dönümlük arazide, gıda atıklarını fermente ederek ürettiği doğal gübreyle incir, zeytin, badem, nar, üzüm, sebze ve meyve üretimi yapıyor.
“Sebzeyi, meyveyi kompost yaparak toprağa geri veriyoruz”
Eşiyle köyde tarım yapan Berma Aydın Arabacı, AA muhabirine, öğrendiği sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
“Permakültür tasarımcı eğitimi” aldığını anlatan Arabacı, gıda ve evsel atıklardan gübre yapmanın sürdürülebilir tarımda en dikkat çekici yöntemlerden olduğunu belirtti.
Arabacı, evde yemek yaparken çıkan soğan, domates, patlıcan ve yumurta gibi besinlerin kabuklarını gıdaya uygun özel bir kovada 15 gün mayalandırdığını, bitkisel atıkları bir nevi turşuladığını dile getirdi.
Gıda atıklarını çöp olarak görmediğini vurgulayan Arabacı, “Hem toprağın işlevini kolaylaştırıyoruz hem de bunu çevreye zarar vermeden yapıyoruz. ‘Sağlıklı topraklarda sağlıklı gıdalar yetişir’ anlayışıyla topraktan gelen sebzeyi, meyveyi kompost yaparak toprağa besin olarak geri veriyoruz. Gıda atığı gübresiyle yetişen sebze ve meyveler daha sağlıklı, vitaminli ve mineralli oluyor. İşimi büyütmek istiyorum. Bunun için büyük çaba gösteriyoruz.” dedi.
“Geride doğaya faydalı olduğum bir iz bırakmak istiyorum”
Toprakla uğraşmanın kendisini rahatlattığını, iş stresinden uzak, doğayla iç içe yaşam sürdüğünü anlatan Arabacı, hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
Arabacı, Dutalanı köyünün doğasına hayran olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İçimde hep çocukluğumda yaşadığım doğaya dönmek vardı. Buraya aşık oldum ve buraya aitmişim gibi hissettim. Bu küçük orman köyünde daha mutluyum. İnsanın doğadan ayrılmaması gerekiyor. Biz ne zaman ağaçlardan, doğadan bağlantımızı kopardıysak o zaman hastalıklar baş göstermeye başlıyor. Şehirde bol bol stres var. Yaşamak için çalışmıyorsun, çalışmak için yaşıyorsun. Ömrünün yarısı trafikte geçiyor. O stresi yaşamaktansa burada ormanın içinde doğaya hizmet ederek hayatımı sürdürmeyi tercih ederim. Geride doğaya faydalı olduğum bir iz bırakmak istiyorum. Uyguladığım yöntemleri çevremdeki çiftçilere anlatmaya, onlara da öğretmeye çalışıyorum.”
Arabacı, herkese pes etmeden hayallerinin peşinden gitmesi tavsiyesinde bulundu.