Yemen’in kuzeyindeki Sada kentinde 1990’larda Mümin Gençler Hareketi olarak kurulan ve daha sonra Ensarullah Cemaati adını alan Husiler, ülkede devam eden iç savaşta Eylül 2014’ten bu yana başkent Sana başta olmak üzere Yemen’in önemli bir kısmını elinde bulunduruyor.
- ABD ve İngiliz savaş uçakları Yemen’e hava saldırısı düzenledi
- Husiler, ABD-İngiliz saldırısının İsrail gemilerini hedef almalarını engelleyemeyeceğini duyurdu
Yemen’de, Şiiliğin Sünniliğe en yakın kolu sayılan ve bir zamanlar Yemen’i yöneten Zeydi mezhebine mensup kesim içinde şekillenmeye başlayan Husiler, siyasi bir hareket olarak 1992’de Hüseyin Bedreddin el-Husi tarafından kuruldu.
Hüseyin Bedreddin el-Husi’nin 2004’te öldürülmesinin ardından hareketin başına oğlu Hüseyin el-Husi’nin geçmesinin ardından Yemen ordusu ile Husiler arasında 2004-2010 yıllarında zaman zaman çatışmalar yaşandı.
Hüseyin el-Husi, temelleri babası Bedreddin tarafından atılan Mümin Gençler Hareketini, Ensarullah Cemaati adıyla siyasi ve silahlı bir harekete dönüştürdüğü 2004 yılına kadar yönetti.
Husiler ile Yemen hükümeti arasında ilk savaş, Yemen hükümetinin 2004’te Sada’daki sınırlı çatışmalarda 3 askerin öldürülmesinden Husileri sorumlu tutmasıyla çıktı ve 2010 yılında taraflar arasında varılan ateşkesle sona erdi.
Yemen hükümeti, Husileri, “Lübnan Hizbullahı’na ve İran’a bağlı olmakla ve 1962’ye kadar yüzyıllar boyunca kuzey Yemen’de iktidar olan Zeydi İmamlık sistemini yeniden kurmaya” çalışmakla suçluyor. Husiler ise bu suçlamaları reddederek hükümeti “ülkenin kuzey bölgesini ötekileştirmek, ABD ve Suudi Arabistan’ın politikaları çerçevesinde hareket etmekle” suçluyor.
İran tarafından destekleniyor
Ensarullah Cemaatini, Hüseyin Bedreddin el-Husi’nin 2004’te Yemen ordusu tarafından Sada’da öldürülmesinden bu yana kardeşi Abdülmelik el-Husi yönetiyor.
Kurucusu Husi’nin adına nispeten “Husiler” olarak anılan Ensarullah Cemaatinin en bariz ve önemli destekçisi ise İran.
İran tarafından mali ve askeri olarak desteklenen Husiler, 2004’ten 2010’a kadar hükümet güçleriyle savaşırken, Arap Baharı’nın en önemli ülkelerinden biri olan Yemen’de Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in 2012’de devrilmesinin ardından ülkedeki nüfuzunu güçlendirmeyi başardı.
Uzun süren halk hareketi sonrası Yemen’de bir türlü istikrar sağlanamaması sonucu bir hükümet krizi oluşmuş, Husiler de başkent Sana başta olmak üzere ülkenin önemli bir kısmını ele geçirmişti.
Yaklaşık 10 yıl süren iç savaş
İran destekli Husiler, Eylül 2014’ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015’ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.
Devrik lider Ali Abdullah Salih’in ardından Cumhurbaşkanı olan Abdurabbu Mansur Hadi’nin gittiği Suudi Arabistan’ın öncülüğünde kurulan ve 10 ülkeden oluşan Arap Koalisyonu güçleri Mart 2015’te Husilere karşı operasyon başlatmış ve meşru hükümete destek vermişti.
Ülkede büyük bir insani trajediye yol açan ve yıllar süren iç savaşın ardından Suudi Arabistanlı yetkililer, Umman’ın arabuluculuğuyla ilk kez 9 Nisan 2023’te Sana’da Husilerle bir araya geldi.
Eylül 2023’te Suudi Arabistan’da Husiler ile Suudi yetkililer arasında barış sürecini destekleyen bir yol haritasının geliştirilmesi ve Yemen’deki iç savaşın sona erdirilmesi amacıyla 5 gün süren görüşmeler başlatılmıştı.
Kızıldeniz’de Husiler’in eylemleri
İran’ın desteklediği Yemen’deki Husiler, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim’den bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu söyledikleri ticari gemilere el koymaya ve bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen’den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD, küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık’ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlere karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu “deniz görev gücü” oluşturulduğunu duyurdu.
Kızıldeniz’de 31 Aralık’ta İsrail’le bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait 3 sürat teknesi ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı.
Husiler, 10 Ocak’ta da İsrail’e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz’de ABD’ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 11 Ocak’ta ABD ve Japonya tarafından sunulan ve Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının acilen sonlandırılmasını talep eden karar tasarısını kabul etti.
Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si yapılıyor.