Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar Özel Temsilcisi Noeleen Heyzer, gazetecilere yaptığı açıklamada, “1 Şubat 2021’deki darbenin ardından Myanmar’da şiddet ve vahşet her geçen gün arttı.” dedi.
Ülkede istikrarsızlığın arttığını ve askeri operasyonların yoğunlaştığını belirten Heyzer, geçen seneki darbeden bu yana 1500 sivilin hayatını kaybettiğini, 400 binden fazla kişini yerinden edildiğini söyledi.
Yasa dışı faaliyetler artıyor
Myanmar nüfusunun yarısını oluşturan 25 milyona yakın kişinin yoksulluk içinde yaşadığının ve 14,4 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunun tahmin edildiğini aktaran Heyzer, “Daha önce hiç olmadığı kadar uyuşturucu kaçakçılığına ve üretimine şahit oluyoruz. İnsan taciri, yasa dışı madencilik ve ağaç kesimi de arttı.” diye konuştu.
Heyzer, yasa dışı faaliyetlerin yaygınlaşmasının çatışmaları daha da körüklediğine işaret ederek, bu durumun sadece Myanmar’da değil tüm Asya’da güvenlik, sağlık ve çevre sorunlarına neden olacağı uyarısı yaptı.
Myanmar’ın demokratik kazanımlarının kökünden sökülmesinin kalıcı sonuçları olacağını belirten Heyzer, uluslararası topluma dayanışma açıklamalarını bir kenara bırakıp harekete geçmesi çağrısı yaptı.
Myanmar’daki askeri darbe
Myanmar ordusu, 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu. Ordu, ülkenin eski fiili lideri Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
BM’ye göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’dan kaçmak zorunda kalan ve Bangladeş’e sığınan 700 binden fazla mülteci bulunuyor. Kamplardaki mültecilerin yarısını ise çocuklar oluşturuyor.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle Arakan’da yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulama da işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, bugüne kadar Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.
Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar’a dönmelerinin, yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.