‘Çin savaş uçaklarının bugüne değinki en büyük hava ihlaline uğradığı’ suçlamalarıyla Washington-Pekin söz düellosunu tetikleyerek 3. Dünya Savaşı söylemini körükleyen Tayvan’dan yeni açıklamalar geldi.
‘Çin’le son 40 yılın en kötü gerilimini yaşadıklarını’ söyleyen Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, Çin savaş uçaklarının Tayvan Adası’na dek uçmamış olmasına rağmen, ‘yanlışlıkla ateş açılması riski bulunduğunu’ öne sürdü.
Tayvan’ın ABD’den silah almasının üstüne füze ve savaş gemisi üretmek için milyarlarca dolarlık savunma harcaması yapması tasarısının görüşüldüğü parlamentoda konuşan Chiu, ‘Çin’in 2025’te Tayvan Adası’nın tümden işgal edebileceğini’ iddia etti.
‘Çin’in istese şimdi de işgal etme kapasitesinin bulunduğunu’ kabul eden Tayvan Savunma Bakanı, ancak ‘gelecek yıllarda böyle bir hamle yapmasının daha da kolaylaşacağını’ söyledi.
Çin’de 1949’da komünistlerin iktidara gelmesiyle buna karşı çıkanlar anakaradan ayrılıp Tayvan’da ayrı bir yönetim kurmuştu. Analistler, Tayvan hükümetinin adayı resmi bir bağımsızlık ilanına doğru götürdüğünden giderek daha fazla endişe duyan Pekin’in askeri gövde gösterileriyle Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen’i bu yönde adım atmaktan caydırmak istediği görüşünde.
Son olarak Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’le konuştukları ve ‘Tayvan anlaşmasına’ uymakta hemfikir kaldıklarını söyleyen ABD Başkanı Joe Biden’ın Washington’un Tayvan yerine Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıdığı ‘tek Çin politikasına’ atıfta bulunduğu sanılıyor. Bu anlaşma aynı zamanda Washington’un Tayvan ile çok güçlü gayriresmi ilişki sürdürmesine izin veriyor. Washington, ABD’nin Tayvan’ın kendisini savunmasına yardım etmesi gerektiğini söyleyen Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Taipei’ye silah da satıyor.
‘Tek Çin’ politikası’, Çin-ABD ilişkilerinin köşe taşı olmakla birlikte, Pekin’in Tayvan’ın bir gün yeniden birleşeceği tek Çin’in ayrılmaz parçası olduğunda ısrar ettiği ‘Tek Çin ilkesinden’ farklı.
Analistler, gerilimin artmasına rağmen, Çin’in füze denemeleriyle Tayvan cumhurbaşkanlığı seçimlerini sekteye uğratmaya çalıştığı, ABD’nin ise Çin’i caydırmak için bölgeye uçak gemileri gönderdiği 1996’daki düzeye tırmanmadığı görüşünde.