İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından bu yıl “Başka Türlü Mümkün: Sürdürülebilir Gelecek için Dönüşümü Birlikte Tasarlamak” temasıyla düzenlenen 15. Sanayi Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde devam ediyor.
Tuzcu, kongre kapsamında düzenlenen “Sanayide Dönüşüm; Riskleri Yönetmek, Fırsatları Yakalamak” başlıklı panelde yaptığı konuşmada, dünya ticaretinde artık yepyeni bir dönemin eşiğinde olduklarını, bu yeni dönemin ana paradigmalarını da dijital ve yeşil dönüşümün oluşturduğunu söyledi.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve kimseyi geride bırakmayacak kapsayıcı bir kalkınma stratejisini merkeze koymanın önemine işaret eden Tuzcu, sürecin dijital teknolojiyle desteklenecek bir dönüşüm olması gerektiğini vurguladı.
Tuzcu, “Yapılan çalışmalar, dijital teknolojinin kullanımının küresel karbon emisyonunu yüzde 20 daha fazla azaltabileceğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla bizim 20. yüzyılda oluşan tüketim toplumunun refah seviyesini muhafaza ederek net sıfır karbon hedefine ulaşmamız için dijital dönüşümü yeşil dönüşümden ayrı olarak kabul edemeyiz, birlikte değerlendirmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasına ve karbon nötr bir ekonomi olma hedefi için 2053 yılını işaret etmesine değinen Tuzcu, “Yeşil Mutabakat Eylem Planı’mız, esas itibarıyla sanayi sektörlerimizin yeşil dönüşümü sağlamak üzere yatırım önceliklerinin belirlenmesi, ülkemizde bu alandaki düzenleyici çerçevenin güçlendirilmesini gözeten aksiyonları içeriyor.” dedi.
“Dönüşümden etkilenecek sektörler için çalışma grupları kurduk”
Mustafa Tuzcu, Türkiye’nin yeşil dönüşümünü temiz enerjiye ulaşım olmaksızın gerçekleştirmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, temiz enerji kaynaklarını sanayi sektörleri ile buluşturmak ve azami verimliliği sağlamak için eylem planlarında önemli unsurların bulunduğunu bildirdi.
Tuzcu, ulaşımda karbon salımını azaltma konusundaki hedeflerine değinirken, “Özellikle otomotiv, gemi inşa sanayisindeki mevcut konvansiyonel yönetmeleri dönüştürmemiz gerekiyor. Döngüsel ekonomiyi özellikle birçok sektör için, plastik, tekstil başta olmak üzere öne çıkaracak sektörel çalışmaları da önümüze aldık.” şeklinde konuştu.
Dönüşümden ve karbon nötr hedefinden en çok etkilenecek sektörleri öne alan ihtisas çalışma grupları kurduklarını aktaran Tuzcu, “Bunlar içerisinde sanayiciler de bulunacak ve her sektör için bir yol haritası belirleyip uygulamaya dönük de çalışmalar yapacağız.” dedi.
– “Yenilenebilir enerjide kurulu kapasitemiz ABD, Çin ve İngiltere’den daha fazla”
Ticaret Bakan Yardımcısı Tuzcu, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu güç kapasitesinde çok iyi durumda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Kurulu kapasitenin yaklaşık yüzde 52-53’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından geliyor. Bu, ABD, Çin ve İngiltere gibi birçok ülkenin bu alandaki kurulu kapasitesinden daha fazla. Sadece 2020’de enerjide yaklaşık 70 milyon tondan fazla karbon emisyon salınımını, kurulu yenilenebilir enerji kapasitemizle önlemiş olduk. Dünyada yenilenebilir enerji payıyla toplam enerji üretiminde 12. sırada, Avrupa’da 5. sıradayız. Bunda da bankalarımızın katkısı oldu fakat özellikle bizlerin, devletin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın bu alanda sadece son 10 yılda 30 milyar dolardan fazla destekleri var.”
Tuzcu, bu alanda devletin yanı sıra özellikle finansal kuruluşlar ve bankaların yenilenebilir enerji konusunda daha çok enstrüman geliştirmesi, yeşil ekonominin dönüşümü noktasında da daha fazla kaynağı seferber etmesi gerektiğini söyledi.
AB’nin yeşil dönüşüm kapsamında hayata geçireceği düzenlemeleri yakından takip ettiklerini bildiren Tuzcu, bu konuda oluşturdukları çalışma gruplarından, gerçekleştirdikleri istişarelerden bahsetti.
Tuzcu, AB, Dünya Bankası ve EBRD ile sınırda karbon mekanizması ve buna paralel kurulacak sistemle ilgili görüşmeleri sürdürdüklerini aktararak, kısa zaman içerisinde özel sektörle de bu konuyla ilgili görüşmeler gerçekleştireceklerini kaydetti.
“UNDP Türkiye’nin üretim sektörünü çok yaratıcı buluyorum”
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da Yeşil Mutabakat, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Paris İklim Anlaşması’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
UNDP olarak Türkiye’de hayata geçirdikleri veya destek verdikleri projelere değinen Vinton, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve sanayi sektörü ile yaptıkları iş birliklerinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Yeşil dönüşümü Türkiye’de de hayata geçirmeleri gerektiğini belirten Vinton, “Önümüzde güzel fırsatlar var. Fırsatlar risklerden çok daha büyük. Şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. UNDP Türkiye’nin üretim sektörünü çok yaratıcı buluyorum.” dedi.
Vinton, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne adil bir dönüşümle ulaşabileceklerini, yönetişim açısından zorluklar olabileceğini ancak kazan-kazan felsefesiyle hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Bankalardan son 20 yılda 40 milyar dolardan fazla yenilenebilir enerji finansmanı
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin ise Türkiye’nin “2053’te karbon sıfır” hedefini açıklayarak çok önemli bir şey yaptığını ancak buna nasıl ulaşılacağına dair henüz bir plan bulunmadığını kaydetti.
Bu planlamanın en kısa sürede oluşması gerektiğini belirten Edin, elektrik üretiminde kömür ve doğal gaz yerine alternatif kaynaklara geçilmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Edin, “Türkiye, geçtiğimiz 20 senede yenilenebilir enerji yatırımları ve üretim tarafında 12 bin megavattan 53 bin megavatlara geldi. 40 milyar dolardan fazla bu işleri bankalar finanse etti. Dolayısıyla ülke ve dünyanın faydasına birtakım şeyler söz konusu olduğu zaman bunların finansmanında bizlerin yapabildiğini, bankaların ve yatırımcıların istekli olduğunu göstermiş olduk. Yeter ki kamu bu konudaki kolaylaştırmaları en kısa zamanda sağlasın.” diye konuştu.
Garanti BBVA’nın “2040 itibarıyla bilançosunda hiçbir kömüre yönelik kredi kalmayacağını” beyan ettiğini anımsatan Edin, “Yatırım finansmanları, yenilenebilir olmazsa olmaz diyorum. Özellikle sanayicilerin ve ihracatçıların üretim kaynaklarında kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan almasının son derece önemli olduğunun altını çizmek istiyorum.” dedi.
“Türkiye güneş enerjisinde potansiyelinin altında”
Avrupa Komisyonu Sektör Başkanı Michael A. Rupp, sürdürülebilirlik, Kalkınma Hedefleri, karbon nötr ve dönüşüm konusunda AB’nin hedeflerine değinirken, “Türkiye ile birlikte pek çok konuda aynı fikirde hedefe doğru ilerliyoruz. Döngüsel ekonomiye baktığımızda, AB’nin eylem planına göz attığımızda, burada yasal ve yasal olmayan tedbirleri aldık.” dedi.
Ürün alırken enerji tasarruflu olmasına dikkat edilmesi gerektiğini, gelecekte farklı otomobiller kullanılacağını, bu alanlarda pazarların oluşmasının önemli olduğunu vurgulayan Rupp, Yeşil Mutabakat konusunda bütün komşu ülkelerle diplomasi yürüttüklerini anlattı.
Rupp, yenilenebilir enerji ve yeşil ekonomi gibi konularda AB ile Türkiye arasındaki finansal iş birliğinin çok önemli olduğuna işaret ederek, bu alanlardaki yatırımlara verilen kredilere değindi.
Rüzgar enerjisinin Türkiye’de çok ilerlediğini aktaran Rupp, “Ancak güneş enerjisi hala çok şaşırtıcı bir biçimde potansiyelinin altında. Çok güzel güneşiniz var. Türkiye, bu anlamda yasal ortamı değiştirebilir ve bazı teşvikler verebilirse ülkeyi çok ileriye götürür. Doğru yasal ortamla, doğru yatırımla yapılabilirse Türkiye enerji özerkliğine ulaşır. Bu da dışarıya bağımlılığı azaltır. Yine enerji faturalarının kesilmesi, enflasyon riskini de Türkiye için azaltacaktır.” şeklinde konuştu.