Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Rekabet Konseyi 1. Toplantısı ve Seremonisi’nde yaptığı konuşmada, içinde bulunulan yüzyılda ülkeler ve devletlerin, bölgesel ve ekonomik gruplaşmalar içine girdiğine dikkati çekerek, dünyada güç birliği ve işbirliği yapmak istediklerini ifade etti.
Temelleri 3 Ekim 2009’da Nahçıvan Anlaşması ile atılan Türk Devletleri Teşkilatının her geçen yıl güçlendiğini, kurumsallaştığını ve dayanışmasını arttırdığını dile getiren Bolat, “Biz ne kadar gücümüzü birleştirirsek dayanışmamızı arttırırsak dünya arenasında daha etkin olacağız. Bizim birliğimiz gücümüzdür. Bu ilkeyi unutmamalıyız.” diye konuştu.
Türk dünyasının birliği, beraberliği ve dayanışmasının çok büyük önem taşıdığına işaret eden Bolat, “Türk Devletleri Teşkilatı olarak 170 milyona yaklaşan genç ve çoğunluğu gençlerden oluşan nüfusumuz, 1,5 trilyon dolar seviyesindeki toplam milli gelirimiz, zengin doğal kaynaklarımız ve orta koridor dediğimiz dünyanın en önemli ticaret yolunda bulunmamız hasebiyle ticaret ve ekonomik işbirliğimizi daha fazla geliştirmemiz için hem büyük fırsatlar.” ifadelerini kullandı.
Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin kendi aralarındaki ticarette son yıllarda büyük bir artış olduğunu belirten Bolat, “Üye ülkelerin kendi aralarındaki ticaret 2022 yılında 33 milyar dolar iken 2023 yılında 42 milyar dolara yükseldi. Bu bizim üye ülkelerimizin dünyaya yaptığı toplam ihracatlarının küçük bir payını oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Bolat, 2021’de İstanbul’da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin sonuç bildirisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını anımsatarak, burada “Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi”nin ortaya konulduğunu söyledi.
Bu belgede birçok alanın yanında finansal bağımsızlık, yabancı paraların kullanımının azaltılması, yerel para birimlerinde ticaretin arttırılması ve bütünleşmiş ticari altyapının geliştirilmesi gibi önemli hedeflerin ortaya konulduğunu dile getiren Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin dayanışma ruhuna uygun şekilde birbirlerinin yerli üretimlerini desteklemelerinin memnuniyet verici olduğuna işaret etti.
Bolat, “Türkiye olarak 61 yıllık bir rüyamız olan elektrikli yerli üretim otomobil Togg’un üretimi noktasında teşkilat üyesi ülkelerden çok ciddi ilgi ve talep görüyoruz, bu da bizi mutlu etmektedir.” dedi.
Bakan Bolat, Rekabet Kurumunun dış ilişkiler noktasında son derece aktif olduğunu, Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Kafkasya’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada Türkiye’nin siyasi, ekonomik, kültürel yakın bağları olan ülkelerle rekabet konusunda tecrübe paylaşımı, eğitim ve bilgi desteği ile işbirliği anlamında her türlü yakın çalışmayı gösterdiğini anlattı.
Türk Devletleri Teşkilatı Rekabet Kurumları Konseyinin resmen kurulmuş olduğunu kaydeden Bolat, bu konseyin ekonomik ilişkilerde, ticaret ilişkilerinde, üretimde ve dünyadaki gelişmeleri takip anlamında bilgi, tecrübe paylaşımı olarak çok önemli bir misyon üstleneceğini bildirdi.
Bolat, “Gelişmekte olan ülkelerde rekabet kültürünün ve anlayışının yayılması, kurumsallaşmanın tesis edilmesi anlamında Rekabet Kurumumuz önemli faaliyetler göstermektedir. Biz de Ticaret Bakanlığı olarak tüm bu gelişmeleri takdirle izliyor ve destekliyoruz.” diye konuştu.
“Türk Devletleri Rekabet Konseyini uygun bir çatı olarak görüyoruz”
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle de Türk Devletleri Teşkilatının ortak dil, tarih ve Türk kültürünün verdiği motivasyon ile Türk devletleri ve halkları arasındaki dayanışmayı geliştirme gayesiyle kurulduğunu söyledi.
Küle, “Türk Devletleri Teşkilatının amaçları arasında yer alan Türk dünyasının kendi içinde ticari canlılığı, endüstriyel hareketliliği, üretici ve yenilikçi olmayı ve nihayet ekonomik entegrasyonu gerçekleştirebilmesinin yolunun, işleyen bir serbest piyasa ekonomisinin ve bunun garantörü olan rekabet düzeninin oturtulmasından geçtiği fikri son derece makul ve gerçekçi bir ufuk olarak önümüzde duruyor.” ifadesini kullandı.
Kurum olarak, bilgi ve tecrübelerini paylaşmak, diğer üye ülke otoritelerinin ne yaptıklarını ve nasıl yaptıklarını yakından takip etmek noktasında Türk Devletleri Rekabet Konseyini uygun bir çatı olarak gördüklerine dikkati çeken Küle, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hem mesleki gelişim anlamında muhataplarımızla karşılıklı temaslar, çalışmalar ve ortak projeler yürütmeyi hem de teşkilatın amaçlarına bu şekilde katkı sunmayı tarihi bir görev olarak addetmekte, kardeş Türk dünyası rekabet otoriteleriyle girişilecek böylesi bir birlikteliğin kurumsallaşmasının işbirliğinin istikrarı açısından önemli olduğunu değerlendirmekteyiz.”
“Bu dönem bir Türk devri olacak”
Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Merey Mukazhan da “Türkiye Yüzyılı”nın bu tür etkinlikle başlamasının sembolik bir manasının olduğunu belirterek, geçen yılın kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatının Astana Zirvesi’nde bahsedildiği gibi bu dönemin Türk devri olacağını söyledi.
Mukazhan, Türk Devletleri Teşkilatı olarak ekonomik aktivitelerin çeşitlendirilmesi, dayanıklılığının arttırılması açısından dijital teknolojilere odaklanmak gibi ortak bir hedefleri bulunduğunu anımsatarak, “Son 10 yıllık zaman zarfında ülkelerimiz belirgin bir iyileşme gösterdi.” dedi.
Küresel ticaretin önemli bir kısmını dijitalleşme ve dijital kanalların oluşturduğunun altını çizen Mukazhan, güvenilir ticari dijital ortam oluşturacaklarını belirterek, ticaretin yalnızca büyük şirketlere değil, KOBİ’lere de fayda sağlayan bir şey olması gerektiğini vurguladı.