Turkon Line Üst Yöneticisi (CEO) Alkın Kalkavan, AA muhabirine deniz taşımacılığı sektörüne ilişkin yaptığı açıklamada, salgın döneminde tedarik zincirinin bozulmasının arz talep arasında bir dengesizliğe sebep olduğunu bununla birlikte ciddi bir talep artışının ortaya çıktığını söyledi.
Türkiye’nin dünya tedarik zinciri ve deniz taşımacılığı açısından ön plana çıktığını belirten Kalkavan, “Türkiye’nin Avrupa, Asya, Afrika gibi pazarlara çok yakın olması, ABD için önemli bir ihracatçı konumunda bulunması deniz ticareti açısından da ülkemizi ön plana çıkarmaktadır. Jeopolitik konumu, özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri için son dönemlerde kapanan Çin Limanları adına ülkemizi iyi bir alternatif pazar konumuna getirdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Kalkavan, Türkiye’nin neredeyse her ay ihracat rekorları kırmasında önemli pazarlara yakınlığıyla, ürün ve hizmet kalitesinin etkili olduğunu ifade ederek, “Bu açıdan önümüzdeki dönemlerde Türkiye’nin aynı şekilde tercih edilen bir ülke olacağını ve ihracatta yakaladığı ivmeyi sürdüreceğini düşünüyoruz.” dedi.
Limanlarda yaşanan yoğunluğa vurgu yapan Kalkavan, şu ifadeleri kullandı:
“Kovid-19 tedbirleri kapsamında limanların tam kapasite çalışamaması, liman altyapılarının yeterli olmaması, iç taşımanın yetersiz kalması ve Çin’deki kapanmalarla birlikte limanlara gelen gemiler yüklerini boşaltmak için sıraya girmeye başladı. Bu sıralar o kadar uzadı ki Los Angeles / Long Beach limanlarında bekleyen gemi sayısı 100’ün üstüne kadar çıktı.
Benzer şekilde birçok limanda beklemeler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Açıkçası toplam konteyner kapasitesinin neredeyse yüzde 20-25’i kadar bir kapasite liman açıklarında bekleyen gemilerin üzerinde bulunuyor. Bu sebeple servislerini aksatmak istemeyen hatlar çeşitli riskleri göze alarak yeni gemi ve ekipman tedarik etmek zorunda kaldı. Piyasadaki bu hareketlilik deniz taşımacılığı üzerinde bir baskı oluşturuyor. Bu baskının iyi yönetilmesi, doğru kararların alınması ve uygulanması sektörün geleceğine yön verecek.”
Kalkavan, 2022 yılının ilk çeyreğinin tüm dünya için belirsizliklerin ön plana çıktığı bir dönem olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Tedarik zincirindeki bozulmanın yanı sıra liman sıkışıklıklarının belirli ölçülerde devam etmesi, Çin’deki ‘Zero-covid’ uygulamalarına bağlı kapanmalar, tüm dünyada artan enflasyon kaygılarına, Rusya-Ukrayna savaşının eklenmesi ve artan enerji maliyetleriyle birlikte oldukça zor bir çeyreği geride bıraktık.
İlgili dönemde müşterilerimize destek olabilmek ve hizmet kalitemizi korumak için ciddi bir efor sarf ettik. Belirsizliğin ve kargaşanın yoğun olduğu bu dönemde risk alarak gereken yatırımları yapmak ve müşteri ihtiyaçlarına cevap verebilmek sektör için önemli bir sınavdı.
Bahsettiğimiz unsurların hala geçerliliğini koruyor olması önümüzdeki dönemler için de piyasada bir belirsizlik olmasına sebep oluyor. Tabii biz ihracatçılarımıza destek olabilmek adına 25 yıldır olduğu gibi bu zor dönemde de gereken aksiyonları alıp müşteri memnuniyetinden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz.”
“Çevre dostu yakıt türlerinin önceliklendirilmesi artık sektörün en önemli gündemlerinden biri olacak”
Avrupa Birliği’nin (AB) öncülük ettiği 2050 karbon-nötr hedefi kapsamında deniz taşımacılığı sektörünün, çevreye duyarlı çözümler geliştirmek üzere çalışmalarına başladığını ifade eden Kalkavan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“2023 yılı itibarıyla gemilerin karbon salımları ölçülmeye başlanacak. Bununla birlikte Yeşil Mutabakat kapsamında gemilerin olması gereken teknik özelliklerini içeren Energy Efficiency Existing Ship Index (EEXI ) uygulanmaya başlayacak. Bu uygulamalar dolayısıyla gemilerin emisyon miktarlarının azaltılmasıyla ilgili scrubber takılması, gemi motor hızlarının azaltılması gibi çeşitli tedbirlerin alınması; yeni inşa edilecek gemilerde Energy Efficiency Design Index (EEDI) kriterlerine göre çevre dostu yakıt türlerinin önceliklendirilmesi artık sektörün en önemli gündemlerinden biri olacaktır.
Açıkçası biz Turkon Line olarak çevreye duyarlı politikalarımızın bir sonucu olarak geçmiş yıllarda gemilerimize scrubber takarak sektörümüzde öncü olmanın ve bir ilki gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. İlerleyen yıllarda da yine çevre dostu uygulamaları yakından takip edip, bu dönüşümün öncüsü olma misyonumuzu sürdüreceğiz.”