TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), 2025 yılının ilk toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 45’e çekti.
- Merkez Bankası politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 45’e çekti
PPK duyurusunda, “Aralık ayında enflasyonun ana eğilimi gerilerken öncü veriler ocak ayında öngörülerle uyumlu bir artışa işaret etmektedir. Son çeyreğe ilişkin göstergeler, yurt içi talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir.” denildi.
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, faiz kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kurul, para politikası duruşuna ilişkin daha önce kullandığı ana mesaj cümlesinin ‘Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.’ kısmını çıkarırken, bunun yerine ‘Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.’ demiştir. Bu değişimin şahin bir vurgulamadan çok, ana eğiliminde kısa vadede görülecek bozulmaya uyumlu bir ifade değişikliği olduğunu düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
TCMB Para Politikası Kurulunun kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği cümlesini tekrarlarken likidite koşullarının yakından izleneceği ve sterilizasyon araçlarının “ek tedbirlerle” etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği mesajını verdiğini belirten Bürümcekçi, “Bu ise toplantı sonrası günlerde ilave likidite tedbirlerinin geleceği anlamına gelmektedir.” dedi.
Bürümcekçi, şunları kaydetti:
“Karar metninde enflasyondaki yükselişin öngörülere paralel olacağı değerlendirmesinin yer alması ve ‘Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir.’ cümlesinin kullanımı, faiz indirimlerinin devam edeceği mesajını vermektedir. Buna karşılık, ‘Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.’ cümlesi ile enflasyon görünümü desteklemezse indirimlerin kesintisiz ve benzer boyutta olmayabileceği mesajını ‘ihtiyatlı duruş’ görünümünü destekleme adına vermeye devam etmiştir.”
TCMB’nin Enflasyon Raporunda yüzde 21 düzeyindeki 2025 sonu orta nokta tahminine mevcut büyüme görünümü ve parasal duruş altında ulaşmasının çok zor olduğunu, yüzde 26 düzeyindeki tahmin üst sınırına ulaşması için ise para politikasındaki sıkı duruşun ihtiyatlı maliye politikası ile desteklenmesinin şart olduğunu aktaran Bürümcekçi, “Bu doğrultuda, enflasyonun bu yılı yüzde 28,5 civarında bitirmesini ve yıl genelinde toplam faiz indiriminin piyasa beklentisi ve fiyatlamasından sınırlı kalarak yıl sonunda politika faizini yüzde 32,5 seviyesinde oluşturmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Ocak ve özellikle şubat enflasyonu mart ayında yapılacak toplantıda belirleyici olabilir”
Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş da ocak ve özellikle şubat enflasyonunun, mart ayında yapılacak toplantıda belirleyici olacağı öngörüsünde bulundu.
İleriki aylarda da PPK’nin yeni gelen dataları ve beklentileri baz alarak karar verebileceğini söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti:
“TCMB’nin bu yıl 8 toplantı yapacağını ve bir sonraki toplantının 6 Mart 2025’te yapılacağını göz önüne alırsak dönemsel olarak yüksek gelebilecek olan ocak ayı enflasyonun ardında şubat ayı enflasyonu ve beklentiler, mart ayındaki PPK kararında belirleyici olacaktır. TCMB’nin genel olarak dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacağını ve şu an yüzde 45 olan politika faizini, enflasyon trendlerine göre, yıl sonuna kadar yüzde 30 seviyelerine kadar düşürebileceğini düşünüyoruz. 2025 yılı sonunda da 12 aylık TÜFE artışının yüzde 25’lere gerileyeceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, enflasyon beklentilerinde düzelme ve özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın kırılması da faiz indirim sürecinde belirleyici olacaktır.”
In Touch Capital Markets Kıdemli FX Analisti Piotr Matys ise Bankanın politika metninde para politikasındaki gevşemenin hızının enflasyondaki yavaşlama hızıyla uyumlu olacağının belirtildiğini vurgulayarak, TCMB’nin şubat ayında açıklayacağı Enflasyon Raporu’nun bu yılki faiz indirimlerine ilişkin daha fazla ipucu vereceğini kaydetti.
Matys, enflasyon tahminlerinde gerileme olması durumunda bunun faiz indirimlerinin hızlı bir şekilde devam edeceğinin göstergesi olabileceğini aktardı.
Societe Generale Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika Stratejisti Marek Drimal de TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdürme sözü verdiğini dile getirdi.
Drimal, Bankanın mart ayında 200 baz puanlık bir faiz indirimi yapabileceği öngörüsünde bulundu.