Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi tarafından İstanbul’da düzenlenen “Sudan İçin ‘Yarın’ Çalıştayı”nda Sudan’daki savaşın sebep ve etkileri konuşuldu.
Eski Sudan Dışişleri Bakanı Hamid Mümtaz, Sudan’daki iç savaşta yakınlarından yaklaşık 200 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, Hızlı Destek Güçleri’nin (HDK) ülkede sivilleri ve masumları öldürdüğünü belirtti.
Mümtaz, “Bu savaş bölgesel bir ajandanın olduğunu gösteriyor ve Sudan’ın kalkınmasını önlemeye yönelik bir hamle. Bu durum İngiliz sömürgesinden bugüne gelen bir silsile.” dedi.
İç savaş ile Sudan’daki ekonomik kaynakların ele geçirilmesinin hedeflendiğine dikkati çeken Mümtaz, İngiliz sömürge yönetimi başta olmak üzere dış güçlerin tarih boyunca Sudan’daki istikrarsızlığı devam ettirmek istediğini ve bu yolda farklı adımlar attığını söyledi.
Mümtaz, güçlü sosyal bağları olan Sudanlıların bölünmelere karşı birleşme adımları attıklarını ancak bu süreçlerin engellendiğini vurgulayarak, “Sudan’daki bu çatışma süreci istikrarsızlığı, istikrarsızlık da ekonomiyi olumsuz etkiledi.” diye konuştu.
Hızlı Destek Güçleri’nin dış güçlerce organize edilerek Sudan’da iç savaş çıkarmalarına neden olunduğunun altını çizen Mümtaz, Sudan’da ulusal birliğin sağlanacağına inandığını söyledi.
“Filistinli birçok lider Sudan’da yaşadı”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Arpa ise Sudan’daki olayların sadece ekonomik gerekçelerle açıklanamayacağını, tarihi arka planı olan uluslararası bir projenin sonucu olarak ülkenin bu duruma geldiğini dile getirerek, iç savaşın Sudan’ı etkisizleştirme savaşı olduğunu ifade etti.
Arpa, Sudan’da Müslümanların çoğunlukta olmasına rağmen Güney Sudan’daki yerel inançlara mensup topluluklara karşı hoşgörülü davrandığını ifade ederek, ülkede toplumsal bir barış olduğunu anlattı.
İslamiyet’in Afrika’nın güneye yayılmasında Sudan’ın önemli bir ülke olduğunu belirten Arpa, “Sudan diğer ülkelerle ilişkileri iyi olan ve bunu geliştirmeye çalışan bir ülkeydi. Bu da birilerini rahatsız ediyordu.” dedi.
Sudan’ın tarih boyunca Filistin meselesine desteğini de hatırlatan Arpa, “Filistinli birçok lider Sudan’da yaşadı ya da Filistinli öğrenciler Sudan’da okudu. Sudan Filistin davasına 2019’a kadar en büyük desteği veren ülkelerden biriydi ve bu da engellenmek istendi.” ifadelerini kullandı.
Arpa, Sudan’ın bölünmesi için birçok adımın atıldığını ve daha önce Güney Sudan’ın ayrıldığına dikkati çekerek, Sudan’ın bölgesel ve uluslararası alanda etkisizleştirilmesinin amaçlandığını kaydetti.