Uzmanlar, İslamabad yönetiminin terör örgütü Pakistan Talibanı’nın (TTP) bazı gruplarıyla silah bırakma ve ateşkes görüşmelerinin daha önce yaşanan benzer girişimlerden hareketle tıkanacağını belirtiyor.
Başbakan İmran Han’ın TTP’nin bazı gruplarıyla görüşmeler yürüttüklerini açıklamasından sonra bu örgüte yakın Hafız Gül Bahadır grubunun Pakistan ordusu ile ateşkes ilan ettiğini duyurması, İslamabad ile ülkede faaliyet yürüten terör grupları ve isyancı örgütler arasında kalıcı barışın mümkün olup olmayacağı sorusunu akıllara getirdi.
TTP, Hafız Gül Bahadır grubunun ateşkes ilanının ardından resmi olarak yaptığı açıklamada, herhangi bir ateşkes kararı almadıklarını ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılara devam edeceklerini duyurdu.
Öte yandan, hükümet kanadında da konuyla ilgili tek sesliliğin olmadığına yönelik işaretler söz konusu. İçişleri Bakanı Şeyh Raşid Ahmed, TTP ile görüşmede Bakanlığının rolü bulunmadığını ve başlatılan görüşmelerle ilgili bilgisinin olmadığını açıkladı.
Muhalefet partilerinden de konuyla ilgili parlamentonun bilgilendirilmemesi ve böyle bir kararı hükümetin tek başına almasına dair eleştiriler yükseldi.
Başbakan Han 1 Ekim’de, TTP’nin bazı gruplarıyla silah bırakmaya dair görüşmeler yaptıklarını belirterek, görüşmelerin Afganistan’da gerçekleşmesi anlamında Afgan Talibanı’nın da bu sürece yardımcı olduğunu söylemişti.
Aynı gün Hafız Gül Bahadır grubu, Pakistan ordusuyla anlaşmaya varıldığını ve bu kapsamda Güney Veziristan bölgesinde 20 günlük ateşkes ilan edildiğini duyurmuştu.
Uzmanlar, Pakistan ordusu ile Hafız Gül Bahadır grubu arasında yaşanan ateşkesi ve olası sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Barış için çok az umut var
İslamabad Politika Çalışmaları Enstitüsünden araştırmacı Mobeen Jafar, hükümetin TTP’nin temel direklerinden biri olmayan veya İslamabad ile askeri bir çatışmaya doğrudan dahil olmayan Hafız Gül Bahadır grubuyla ilişki kurduğuna dikkati çekerek, “Hükümetin, TTP ile uzlaşma girişiminden kalıcı barış için çok az umut var.” dedi.
Geçmişte benzer girişimlerin başarısız olduğunu anımsatan Jafar, TTP’nin farklı grupları arasında derinleşen bir anlaşmazlık olduğunu aktardı.
Jafar, TTP’nin belirli bir gündemi olan yekpare bir birlik olmadığını ifade ederek, örgütün bazı gruplarının DEAŞ/H ile birlikte çalıştığını vurguladı.
İslamabad’ın önünde karmaşık sorunlar var
TTP’ye bağlı diğer grupların ateşkese katılıp katılmamasının İslamabad için dezavantajlı bir durum ortaya çıkaracağını dile getiren Jafar, TTP’nin meşruiyet kazanmasının Pakistan’a olumsuz bir mesaj olarak yansıyacağını söyledi.
Jafar, TTP’nin bazı gruplarının ateşkese katılmasını ve diğerlerinin katılmamasının İslamabad için karmaşık bir durum ortaya çıkaracağını belirterek, Pakistan’da tutuklu TTP üyelerine af çıkarılmasının önündeki anayasal engellerin uzlaşma sürecini yavaşlatabileceğine işaret etti.
Hükümetin, TTP ile ilişki kurmaya yönelik tek taraflı eyleminin de kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandığına dikkati çeken Jafar, konunun meclise getirilmediği için muhalefet partilerinin öfkeli olduğunu dile getirdi.
Jafar, Hakkani Ağı’nın İslamabad ile TTP arasındaki görüşmelere aracılık yaptığına dair iddialar olduğunu hatırlatarak, Hakkani Ağı’nın ABD silahlı kuvvetlerine saldırdığını ve Washington’un bölgedeki çıkarlarını baltaladığını söyledi.
Birçok ABD yönetiminin Pakistan’ı isyancılara yardımcı olmakla suçladığını ifade eden Jafar, bu durumun ABD-Pakistan ilişkilerini de zedeleyebileceği değerlendirmesinde bulundu.
“Ordunun morali bozuk” vurgusu
Sivil toplum örgütü Peştun Koruma Hareketi (PTM) liderlerinin, İslamabad’ı TTP dahil olmak üzere birçok isyancı grubu planlı olarak desteklemekle suçladığını belirten Jafar, Pakistan ile TTP arasındaki görüşmelerin bu durumu destekler nitelikte gözükebileceğini ve PTM’nin aşiret bölgelerindeki pozisyonunu güçlendirebileceğini kaydetti.
Jafar, ordunun moralinin bozulduğuna yönelik emareler olduğuna dikkati çekerek, söz konusu ateşkesin Pakistan’ın yanında TTP’ye karşı savaşan Peştun aşiret mensuplarını ve eski militanların hayatlarını tehlikeye atabileceğini, tıpkı Afgan Talibanı’nın kendilerine karşı savaşanlardan intikam aldığı gibi TTP’nin de intikam savaşına girişebileceğini vurguladı.
Afgan Talibanı’nın TTP’den ayrı olmadığını savunan Jafar, Afgan Talibanı’nın TTP’ye veya El Kaide’ye yönelik eylemde bulunma sinyali vermediğini söyledi.
Hafız Gül Bahadır grubu TTP’nin parçası değil
Gazeteci Tahir Han ise Hafız Gül Bahadır grubunun Kuzey Veziristan’da militan faaliyetler yürüten bir Taliban grubu olduğunu, TTP’nin bir parçası olmadığını ifade etti.
Han, söz konusu ateşkes kararının ardından TTP’nin güvenlik güçlerine saldırılarını sürdürdüğünü anımsatarak, son haftalarda da TTP’ye çeşitli grupların katıldığına dikkati çekti.
Bununla birlikte Han, ateşkes konusunda önemli bir gelişme kaydedildiği takdirde TTP’nin bunu değerlendirebileceğini vurgularken, örgütle yapılan son ateşkes girişiminin başarısız olduğunu hatırlattı.
Kalıcı çözüm kolay değil
Güney Veziristanlı gazeteci Muhammed Salim Mehsud ise ateşkes sürecinin müzakerelerdeki ilerlemeye bağlı olarak uzayabileceğini aktardı.
Mehsud, Hafız Gül Bahadır grubunun çoğunlukla Kuzey Veziristan’da saldırılar gerçekleştirdiğini ve geçmişte bu grubun Pakistan güvenlik güçlerine saldırmadığını belirtti.
Pakistan’ın 2014’te başlattığı “Zarb-e Azb” askeri operasyonu sonrası bu grubun güçlerini Afganistan’a kaydırdığını vurgulayan Mehsud, bu grubun o tarihten sonra güvenlik personeline saldırılar düzenlediğini ve yerel casusları öldürmeye başladığını söyledi.
Mehsud, Hafız Gül Bahadır grubu ile hükümet arasında barış ihtimali bulunduğunu ancak her iki taraftan da çok sayıda kişinin öldüğünü hatırlatarak, “(Hafız Gül Bahadır grubu ile kalıcı ateşkes) Bu sorunu çözmek hükümet için kolay olmayacak.” dedi.
Güvenlik Politikaları Uzmanı Abdul Sayed ise ateşkesin geleceği hakkında tahmin yürütmenin zor olduğuna işaret etti.
Sayed, Hafız Gül Bahadır grubunun, TTP, El Kaide ve diğer militan grupların Pakistan’da konuşlandığı ve şehir merkezleri başta olmak üzere saldırılar gerçekleştirdiği sırada güvenlik güçleriyle barış anlaşmaları yaptığını anımsattı ve bu sebeple yakın gelecekte ateşkesin uzun vadeli olmasının muhtemel olduğunu kaydetti.
TTP, Afgan Talibanı’na bağlılık yemini etti
Dawn Gazetesi Hayber Pahtunhva Editörü İsmail Han ise Afgan Talibanı ile TTP arasındaki ilişkilere değinerek, her iki örgütün de ideolojik ve aşiret bağları olduğunu anımsattı.
Bu iki örgütün birlikte savaştıklarını, birbirlerine barınak ve koruma sağladığını belirten İsmail Han, TTP’nin Afgan Talibanı’na bağlılık yemini ettiğini hatırlattı. İsmail Han, buradan hareketle Afgan Talibanı’nın TTP üzerinde önemli bir etkisi olduğunu dile getirerek, Afgan Talibanı’nın TTP’ye karşı güç kullanacağını düşünmediğini kaydetti.