AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi çerçevesinde, dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısının oluşturulmasına yönelik çalışmalar, aralarında TCMB ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin de bulunduğu sorumlu kurumlarca yapılacak.
Özel dijital paralara geçişin paranın tanımını, merkez bankalarının rolünü, finansal aracılık modelini ve para politikasının aktarımını zorladığı belirtiliyor. Merkez bankalarının, kripto para birimlerinin dramatik gelişmelerine yanıt verme ve ödeme sistemlerinin verimliliğini artırma konusunda kendilerini daha sorumlu hissettiği ifade ediliyor.
Dijital para birimleri, finansal sistemin geleneksel yapılarına meydan okuyor ve bu zemine karşı merkez bankaları, bireylerin itibari para birimine güvenmeden değeri depolayabilmesi, harcayabilmesi ve hareket ettirebilmesi tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Bu, merkez bankalarının para politikasında oynadıkları geleneksel rol için büyük bir tehdit olarak görülüyor.
İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi Finans ve Bankacılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayben Koy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkez bankaları tarafından blokzincir tabanlı Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) projelerinin son birkaç yılda hız kazandığını ifade etti.
Koy, “Geçmişte kripto paralara yönelik kısıtlamalar ön plandayken, günümüzde aynı teknolojiyi kullanan CBDC’lerin gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerce hızlıca projelendirildiği görülüyor.” dedi.
IMF ve Dünya Bankası’nın 2019 yılında blokzincir teknolojisini daha iyi öğrenmek ve uygulama alanlarını araştırmak amacıyla “Learning Coin” adı verilen yarı kripto para niteliği taşıyan bir para birimi ile ilgili girişimler başlattığını hatırlatan Koy, “2020 yılında İsveç, dijital para birimi e-krona’yı test etmeye başlarken, Japonya, Ocak 2020’de dijital yen için çalışmalara başladığını duyurdu.” ifadesini kullandı.
Koy, blokzincir teknolojisinin yeni teknolojilerin bir örneği olduğunu söyledi.
“Mevzuatta gereken düzenlemeler çok yönlü olarak hayata geçirilmeli”
Doç. Dr. Ayben Koy, tüm dünyada CBDC’ler üzerine projelerin devam ettiğini aktararak, TCMB ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin hızlı bir şekilde süreçleri tamamlama hedefinin doğru ve olması gereken bir adım olduğunu söyledi.
Koy, “Türkiye’de kamunun finans sektöründe blokzincir teknolojisinin kullanımına yönelik adımları yeni değil. Diğer yandan uluslararası rekabet, bu alanda çalışmaların hız kazanmasını önemli hale getiriyor. Bu çalışmaların Cumhurbaşkanlığınca da dile getirilerek desteklenmesini önemli, gerekli ve yerinde buluyorum.” ifadelerini kullandı.
Mevzuatta kripto paralar ve ödeme sistemleri açısından düzenlemeye ihtiyaç olduğunu aktaran Koy, “Visa, Mastercard ve Paypal’ın ödeme sistemlerinde kripto para kullanımına yönelik yapmış oldukları açıklamalar ve aldıkları destekleyici kararlar, düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Her geçen gün blokzincir teknolojisinde yeni kripto paraların işlem görmeye başlıyor olması ve yatırımcıların yoğun ilgisi bu ihtiyacın diğer bir boyutu.” diye konuştu.
Bankalara kripto para saklama izni veren ekonomilerin bu gelişmelerde öncü olmalarının avantajlarını yaşayacağını ifade eden Koy, şunları kaydetti:
“Hesaplarında kripto para bulunduran işletmelerin muhasebe süreçleri ise ayrı bir tartışma konusu. Özetle, mevzuatta gereken düzenlemeler çok yönlü olarak hayata geçirilmeli. Yalnızca yatırım, vergi gibi konularla sınırlı olmamalı. Kripto para piyasasındaki fiyat ve hacim yönünden gelişmeler, piyasanın hızlanarak büyüdüğünü gösteriyor. CBDC projeleri, ödeme hizmeti sağlayıcı kurumların açıklamaları gibi çok sayıda gelişme bu piyasaları olumlu etkiliyor. Fiyat hareketlerindeki oynaklık, yatırımınızın bir gecede katlanabileceği gibi, kaybolabileceği anlamına da geliyor. Yatırımcılar, birikimlerinin tamamını bu riskli araçlara yönlendirmemeli ve gelecekte sınırlı sayıda kripto para biriminin ödeme sistemlerinde yer alacağı beklentisi göz ardı edilmemeli.”
“Teknoloji alanındaki rekabet artık finansal teknoloji alanına da sirayet ediyor”
Bahçeşehir Üniversitesi Blockchain Araştırma Uygulama Merkezi Direktörü Dr. Bora Erdamar da bir stratejik plan doğrultusunda dijital para çalışmalarının resmen başlamasının önemli olduğunu, dünyada pek çok ülkenin pandemi ile birlikte daha da önem kazanan dijital ekonomi ve finansal teknoloji çözümlerine yatırımlarını arttırdığını söyledi.
Erdamar, “Çok önemli şirketler, bankalar, teknoloji devleri; blockchain teknolojisinden feyz alınmış altyapılarla kendi paralarını oluşturma imkanına sahipler ve birer birer bu alandaki çalışmalarını duyuruyorlar. Çin’de dijital yuan projesi pilot safhasında hayata geçirildi, hatta halka ikramiye ile dağıtılarak kullanımı teşvik ediliyor.” şeklinde konuştu.
Avrupa Merkez Bankasının, “dijital euro” üzerine rapor yayımlayarak “Avrupa, inovasyonlar için bir çekim merkezi olmak istiyorsa bu proje kaçınılmazdır” şeklinde bir açıklama yaptığını hatırlatan Erdamar, “Bu hafta, Japonya ve Tayland merkez bankaları da bu yöndeki çalışmalarını hızlı bir şekilde hayata geçirme planları yaptığını duyurdu. Dolayısıyla teknoloji alanındaki rekabet artık finansal teknoloji alanına da sirayet ediyor.” dedi.
Merkeziyetsiz yapıdaki kripto paralar ekosisteminin gün geçtikçe katlanarak büyüdüğünü, bu alandaki kurumsal yatırımların arttığını vurgulayan Erdamar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkemiz adına kripto paralar ile dijital para ekosistemlerine entegrasyonun stratejik bir yol haritası ile sağlanmasının ve bu alanda kendi projelerimizin hayata geçirilmesinin ne kadar önemli olduğunu önümüzdeki yıllarda daha da iyi anlayacağız. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından koordine edilen, İstanbul’un bir teknoloji ve finans üssü olmasına yönelik çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve TCMB ile sürdürülen dijital para projesi, ülkemizin finansal istikrarı ve finansal hürriyeti açısından son derece kritik. Öte yandan, dijital euro için en az 4 yıl sonrası hedeflenmişken, dijital TL için de konunun aceleye getirilmeden dünyadaki örneklerinin iyi analiz edilerek ele alınmasını bu alandaki potansiyelin tümüyle hayata geçirilmesi açısından çok önemli buluyorum.”