İlkokul yıllarında resme olan ilgisini evlendikten sonra da devam ettirmek isteyen üç çocuk annesi Sarı, ressam Yüksel Baydar’dan yaklaşık 8 yıl özel eğitim aldı.
Evinin bir odasını atölye olarak kullanan Sarı, portre, peyzaj ve yağlı boya üzerine çeşitli çalışmalar yaparken, eski obje ve antikalara merakı nedeniyle evindeki halı ve kilimlerin resimlerini tuvale yansıtmaya başladı.
Zamanla çevresinden de bu konuda ürün arayışına giden Sarı, yurt içinde ve dışında 200’den fazla karma sergide eserleriyle yer aldı.
Kimi zaman halı ve kilimleri satın alarak kimi zaman da antikacılardan ve halıcılardan kiralayarak çalışmalarını sürdüren Sarı, boya ve fırça darbeleriyle adeta halı ve kilimleri ilmek ilmek tuvale işliyor.
7 yılda tamamladığı 24 eserini bir süre önce “Nostalji” ismini verdiği sergide sanatseverlerin beğenisine sunan Ayfer Sarı, AA muhabirine, 2004 yılından itibaren eğitim aldığını, zamanla kendisini geliştirerek ilk kişisel sergisini açtığını söyledi.
Sarı, çocukluğundan beri antikaya merakının olduğunu belirterek, “18 yıldır resim hayatının içindeyim. TILSIM Uluslararası Sanat Derneğinin ikinci başkanlığını yapmaktayım. Hem derneğimizle hem de farklı derneklerle çalışmalar yürütüyorum. Batum, Tiflis, Kıbrıs başta olmak üzere yurt dışında da bir çok sergide eserlerimi beğeniye sundum. Genellikle portre resimleri çalışıyorum, ayrıca Atatürk resimleri yapmayı da çok seviyorum.” dedi.
Halı ve kilimlerin her zaman ilgisini çektiğini anlatan Sarı, “Otantik şeyleri çok sevdiğim için halılara yöneldim. Bir halıyla başladım ve kendimce başarılı olduğuma inandığım için o yolda ilerlemeye çalıştım. 1-2-3 derken bunun devamı geldi. Nostalji serisini oluşturdum. Bunları yaparken zaten çok farklı dünyalara gittiğimi hissediyorum.” diye konuştu.
Sarı, halı ve kilimlerdeki motifleri resmederken yanında eski objeler de kullanmaya özen gösterdiğine değinerek, “Örneğin bir eserimde kendi gelinlik halımı, takunyalarımı, hamam tasımı, ibriğimi ve sabunumu da kullanarak, resimde yer verdim. Daha önce modelleri 3 ayda yapıyordum ancak kendimi geliştirerek artık bir ayda resmi tamamlayabiliyorum. Özel siparişte alıyorum.” ifadesini kullandı.
“Tuvale milyonlarca noktalama yapıyorum”
Halı ve kilimleri resmederken renklerinin birebir aynılarını kullanmaya çalıştığını aktaran Sarı, şunları kaydetti:
“Yaptığım çalışmaların çok kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. Eğer sergimin adını ‘Nostalji’ olarak belirlemeseydim ‘Sabır’ koyacaktım. Resim üzerindeki bir noktayı belki en az 5 kere geçerek bu renk, doku ve kabarıklığı elde ediyorum. Noktaların her birinin aynı eşit şekilde olmasına, sırasına ve düzenine çok dikkat ediyorum. Tuvale milyonlarca noktalama yapıyorum. Bu renkleri birbirinden farklı boya ile karıştırarak elde ediyorum. Çok ince fırçalarla yapıyorum. Hatta bazen resmin sonunda fırçalarımda tüy bile kalmıyor. Çünkü boyayı aldığı zaman kalınlaşıyor ve zamanla dökülüyor.”
Sarı, ilk kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Sergiye gelip gezenler oldukça memnun ayrıldı. Gençlerin ilgisini çekerken, resimlerle ilgili detaylar soranlar oldu. Bundan sonra da bu sergimin devamını getirerek, kapıları da bunlara eklemek istiyorum. Çünkü yok, artık bu değerlerimizde kayboluyor. Gençlerin bunları bilmesini ve ileriye taşınmasını istiyorum. Ayrıca İstanbul ve Ankara gibi illerde de sergilemeyi planlıyorum. Yurt dışından da çok fazla davet aldım, salgın nedeniyle gidemedim ama bundan sonraki hedefim kültürel değerlerimizi kalıcı kılmak adına yaptığım eserlerle ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak istiyorum.”
Sarı, halı ve kilim dokumacılığının yapıldığı şehirleri gezerek kadınlarla bir araya gelmek istediğine işaret ederek, sözlerini, “O kadınlar da benim çok fazla ilgimi çekiyorlar. Onların ilmek atmaları zor geliyor bana, onları da yerinde incelemek istiyorum.” diye tamamladı.