Denizci, AA muhabirine, Trabzonspor’un senelerdir nasıl başarılı, nasıl başarısız olduğu araştırıldığında, her şeyin ortaya çıktığını söyledi.
Özellikle transfer planlamasında hatalar yapıldığını anlatan Denizci, şöyle devam etti:
“Transferde 20 oyuncu alıyorsun, diğer sezon 10’unu geri veriyorsun, 10 tane daha alıyorsun, yani bu karmaşa hep devam etti. Aslında en büyük hatalar, başlangıçlarda oldu. İlk buradan gidiş benim ortamımda oldu. Ali Kemal tabii çok farklı oldu, ismi kıskanıldı demeyeyim de bir yerde hep Ali Kemal konuşulmaya başlandı. Nerdeyse Trabzonspor’un önüne geçmiş gibi hal oldu. Posterler, beyanatlar, bunların çok önemli olmaması lazımdı. Biraz da bizim haylazlığımızdı ama karakter yapısından değil. Zamanında fakirlik döneminin getirdiği eziklik bir anda Türkiye’nin en büyük pozisyonuna, çok konuşulduğu pozisyona geçmek ister istemez şımarıklığa sebep oluyordu. Bu çok rahat disiplin altına alınabilirdi. Ama maalesef kadromuz da geniş, yörenin çocuğu fazla, yetenekli, para eden de Ali Kemal’di. 28 yaşında Ali Kemal’i verme durumuna gidildi.”
Denizci, önceden buna kızdığını ama asıl olayın para olayı olduğunu belirterek, “Ali Kemal, Trabzonspor’un bütçesini, borcunu kurtardı. Yeni sezonu borçsuz bir şekle soktu. Bu Ali Kemal ile başlayabilir ama yönetimin şımarıklığı mı diyelim, hocaların da katkısı vardı. Ali Kemal gibi daha sonra da Serdar’ı, Mehmet Ekşi’si, Necdet’i, Şenolları gitti. Nasılsa şampiyon oluyoruz, Ali Kemalsiz de oluyoruz denildi. Böyle yapa yapa yabancılaşma oldu. Yurt dışı olarak değil de yapılan transferlerle yurt içi yabancılaşma oldu. Kendi evlatları yok olmaya başladı, bu başlangıçtı.” diye konuştu.
Sonra yabancı furyasının başladığını ve altyapıya önem verilmediğini anlatan Ali Kemal Denizci, şunları kaydetti:
“Dışarıdan yabancılar alındı. Bu yanlışlar böyle süre geldi ve Trabzonspor iflas etti. İlk baktığımız zaman PTT maçında kaybedilen şampiyonluk Allah’ın lütfuydu, iyi ki de kaybettik. İstanbul’un şöhretli ama sona gelmiş futbolcularını transfer etmiş, şampiyonluğa gitme düşüncesinde olan, kendi evlatlarını görmeyen yönetim anlayışı vardı. O şampiyonluk kaybedildikten sonra parasal her şey bitti, mecburiyetten bazı şeyler doğdu. ‘Bizim çocuklarımız ile idare edelim, şampiyon olamayız, nasılsa küme de düşmeyiz.’ dendi. O niyet, düşünce Trabzonspor’u taşıdı, şampiyon yaptı, İstanbul hegemonyasına son verdi. Ama daha sonra bu yanlışlar göz göre göre devam etti. Trabzonspor, niye bu durumda? 2-5-10 sene önce iyi de kadrolar kuruldu, iyi yönetilen sezonlar oldu. Şampiyonluğu kaybettiğimiz, dalavereyle de kaybettiğimiz zamanlar oldu fakat o kaosu yönetemedik. O kadroyu tut, diğer sene kesin şampiyonsun ama yapamadık dağıldık, dağıttılar. Perişan ettiler, bu tür hatalar yapıldı.”
“Bu yönetim, yanlışları ortadan kaldırdı”
Denizci, mevcut yönetimin en büyük özelliğinin bu yanlışları ortadan kaldırmak olduğunu kaydederek, “Çok iyi niyetli, karakterli, bütçeye uygun futbolcular alınmaya başlandı ve bu hale geldik. Abdullah hocanın gelişiyle de farklı bir ivme kazanıldı. Yönetim, Abdullah hocaya, Abdullah hoca da onlara değer verdi. Paylaşımı iyi yaptılar. Müthiş uyum başarıyı getirdi.” ifadelerini kullandı.
Teknik direktör Abdullah Avcı ve yönetimin planlamasının iyi gittiğini anlatan Denizci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hala da gidiyor. Hocanın istemediği haricinde oyuncu alınmadı. Scouta önem verildi, karakterli, iyi izlenerek oyuncular alındı. Trabzonspor’un kadrosu fersah fersah rakiplerden üstün olup da bu fark olmadı. Onların da geniş kadroları var. Beşiktaş’ı daha dün izledik, kadrosu geniş, yetenekli ama epey gerideler. Bu yıl zaten şampiyon olduk da bugün mü, yarın mı? Erken nasıl olur, onun peşindeyiz. Şimdi seneye ne olacak? Bu yönetim ve teknik ekip uyumunu scout, altyapıya önem böyle devam ederse önümüzdeki seneler de bizim. Bu şımarıklık veya farklı konumlara kayarsa yine hüsrana uğrayabiliriz. Onun için bu bize derstir. Bu, yönetimin başarısıdır. Hocaya değer vermesi, hocanın yönetime saygı duyması önemliydi. Müthiş uyum var. Başarı bundan geliyor. “
– “O dönemdeki gibi şampiyonluk yaşanabilir”
Denizci, Trabzonspor’un eski yıllardaki gibi art arda şampiyonluk yaşayabileceğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Kesinlikle o dönemdeki şampiyonluklar yaşanabilir ama dengeler bozulmadan. Yönetim buna çok önem veriyor. Bu uyum devam ederse, şampiyonluklar devam eder. İyi kadrodan ziyade uyum, karakterli futbolcuların bir arada bulunması, saygı duymaları çok önemli. Oyuncuların o kenti sevmeleri, altyapıdan çıkardığın futbolcular çok önemli. Takımdaki dengeler bozulursa, çok paralarla iyi, yetenekli futbolcu alsan dahi bu başarıyı yine gösteremeyebilirsin. Altyapıya çok önem vereceksin. Daha çok bizim çocuklar çıkacak. Bu düşüncede olduktan sonra yarınlar bizimdir, hep diyorum. Bir kentin bir takımında kentin çocukları ne kadar fazlaysa o takımın başarısı o kadar fazla, kalıcı olur.”
Trabzonspor taraftarının çok farklı olduğunu belirten Denizci, “Dünyanın her yerinden geliyorlar maça. Öyle duygulu, heyecanlı, inanılmazlar. Trabzonspor hafif kafa kaldırsın, ölümüne gidiyor taraftar peşinde. Bu takım büyük hatalar yapmayıp, uyumu gösterdikten sonra senelerce gidebilir. Bazen şanssızlıklar olup maçlar kaybedersin ama düzeni aynı devam ettirme mecburiyetindesin.” diye konuştu.
– “Bizim dönemin şampiyonluk tadı ağızlarda kalacak”
Denizci, kendisine ‘Niye bu kadar heyecanlısın?’ diye sorulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Sizin, efsanelerin hegemonyası yıkılıyor diyorlar. Ne alakası var? O dönemin o şampiyonlukları çok farklıydı. Onu bir kenara bırakmak lazım. Kendi evlatlarınla İstanbul hegemonyasına son vermişsin, o tat damaklarda duracak. Ona erişilmesi mümkün değil. Bu insanlar, çocuklarımız, torunlarımız da ölümüne Trabzonsporlu. Bu çocukların, insanların gülmesini, mutlu olmasını istiyorum. İnsanlar, ABD’den, Avrupa’dan, birçok yerden maçlara geliyor. Bizimle fotoğraf çektiriyorlar. Onlar da şampiyonluk yaşasın. Onların mutluluğu farklı duygu, biz artık bunlarla övüneceğiz. Onların mutluluğu bize mutluluk verecek. Trabzonspor, kötü durumda olsa kimse Ali Kemal’i, Şenol’u, Ahmet’i, Mehmet’i anmıyor. Şu anki başarı bize de başarı getiriyor. Biz de gündemde oluyoruz. İnsanlar gelip bize sarılıyor, bunlar farklı duygular. Yoksa diğer türlü konuşmanın faydası yok.”