Trakya Üniversitesi (TÜ) Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, AA muhabirine, küresel ısınmanın etkisinin bu yıl kış aylarında daha çok hissedildiğini anlattı.
Yıllara göre yağış miktarları incelendiğinde dünyada kuraklığın tehdit oluşturmaya başladığının görüldüğünü ifade eden Kaya, Türkiye’de de yağışların geçen seneye göre yüzde 50-60 oranında azaldığını dile getirdi.
Kaya, kuraklığın tarım üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini vurgulayarak, “Tarlalarda toprak halen kuru. Tarlaların çamur içinde olması lazım. Buğdayı ektik, onda bir problem yok ama yazlık tarım ürünleri için tarlaların neme, suya doyması lazım ki iyi bir yaz, iyi bir ürün sezonu geçirelim.” dedi.
“Kuraklığa dayanıklı çeşitler tercih edilmeli”
Kaya, kuraklığın olumsuz etkilerine karşı atılacak önemli adımlardan birinin topraktaki organik maddelerin korunması olduğunu vurguladı.
Ayçiçeği ve buğday tarlalarında ürün alındıktan sonra anız yakılmaması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Kaya, şöyle devam etti:
“Çok fazla ve derin sürüm yapılarak toprağın neminin kaybedilmemesi gerekiyor. Kuraklığın etkilerinin önüne geçmek için minimum toprak işlemeyle üretim yapılmalı. En çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri de erozyon. Toprağın en kaymak tabakası 3-5 santimetrelik kısmıdır. Bunların muhafaza edilmesi gerekiyor. Kuraklığa dayanıklı çeşitler tercih edilmeli. Bizler, ıslahçılar, kuraklığa daha dayanıklı, çevre faktöründen daha az etkilenen çeşitlerin geliştirilmesine çalışıyoruz. Bilim adamları, ziraat mühendisleri, kuraklığa daha dayanıklı ürünler geliştirecek, çiftçiler de toprakta su kaybının önlenmesine yönelik agronomik (tarla ürünlerinin özellik ve kalitelerinin ıslah ve yetiştirme tekniği konularını inceleyip araştıran ve kurallarını belirleyen bilim dalı) yöntemleri daha çok tercih edecekler.”
Kaya, buğday ekiminin daha önce tamamlandığını, martta tarlalara ayçiçeği ekileceğini belirterek, “Tarlada yabani otlar varsa ikiyi geçmeyecek şekilde sürüm yapılabilir. Burada da derin sürüm yapılmamasını öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tarımda yüzey sularının kullanılması gerektiğine işaret eden Kaya, “Mümkün mertebe zorda kalmadıkça derin kuyuları, yeraltı sularını kullanmamalıyız. Onlar bizim geleceğimize bırakabileceğimiz hazinelerimiz.” dedi.
Kaya, karın bitkiler üzerinde bir yorgan görevi gördüğünü aktararak, “Kar toprağa nemini yavaş yavaş bırakır. Kar, bitkisel üretim anlamında son derece önemli. Önümüzdeki günlerde kar yağışı bekliyoruz. Ocak kurak geçti, aralıktan bir farkı yoktu. Şubat ve martta yağış bekliyoruz.” diye konuştu.
Kuraklıkla mücadelede en önemli faktörün orman varlığı olduğunun altını çizen Kaya, “Orman varlığı nemli ortam oluşturuyor ve daha fazla yağış çekiyor. Kuraklığın önüne geçmek için orman varlığının artırılması son derece önemli. Ormanların artırılması için devletimizin çabaları var. Biz de vatandaşlar olarak ormanları korumalıyız.” değerlendirmesini yaptı.