TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, AA muhabirine, özel olarak çıktıkları “COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” başlıklı çağrı kapsamında desteklenen projelerin sonuçlarının ele alındığı “COVID-19 ve Toplum” etkinliğine ilişkin değerlendirmede bulundu.
yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele sürecine en başından beri aktif olarak katkı vermeye çalıştıklarını ifade eden Mandal, COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında Kovid-19’a yönelik aşı ve ilaç geliştirme projelerini desteklediklerini, ayrıca açtıkları çağrı kapsamında hastalığın teşhis ve tedavisinde kullanılan koruyucu ürünler, tanı kitleri, tedavide kullanılabilecek cihaz, yazılım gibi konuları kapsayan projelere de destek verdiklerini söyledi.
Mandal, salgının başından itibaren sağlık ve teknolojiye yönelik konuların göz önünde olduğuna dikkati çekerek, “Hep konuştuğumuz aşı ve ilaç çalışmalarının, tedavi yöntemlerinin ötesinde Kovid-19 sürecini sosyal, ekonomik ve beşeri ilişkiler açısından değerlendirmemiz çok önemli. COVID-19 ve Toplum etkinliğimizde salgın sürecinde kazandığımız aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarının yanında, sürecin çok daha kalıcı bir etkisinin ve boyutlarının olacağını düşündüğümüz sosyal etkileri değerlendirdik.” diye konuştu.
Kovid-19 salgını sürecinin daha sistematik güçlük içerdiğine dikkati çeken Mandal, şöyle devam etti:
“Böylesi karmaşık güçlük içeren bir sürece, sosyal ve beşeri bilimlerin içinde olmadığı bir çözümle yaklaşmak mümkün değildi. Kovid-19 süreci bize farklı disiplinlerin birlikte çalışmasının gerekliliğini gösterdi. Sürecin başarılı olması, özellikle pandemi gibi seferberlik dönemlerinde birlikte çalışmayla mümkün. İki günlük toplantımızı da bu amaca yönelik gerçekleştirdik.”
“Dörtlü sarmal modeli devam edecek”
Mandal, salgın gibi karmaşık sorunların çözümü için üniversite, sanayi ve kamu iş birliğinin ötesinde toplumun da dahil olduğu “dörtlü sarmal” modeline ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, küresel salgının sosyoekonomik etkileri karşısında araştırmacıların sosyal ve beşeri bilimlerin çeşitli araştırma alanlarına dayalı olarak çok yönlü çözüm önerilerini ortaya koyduğunu ifade etti.
“COVID-19 ve Toplum” çağrısına 682 proje başvurusu yapıldığını ve 97 projenin desteklendiğini dile getiren Mandal, önerilen projelerin yüzde 55’inin birden fazla alanla ilişkisinin bulunmasının disiplinler arası yaklaşım açısından memnuniyet verici olduğunu belirtti.
Mandal, sosyal ve beşeri bilimlerle zenginleştirilmiş bir sürecin, Kovid-19 ve gelecekteki benzer sorunların aşılmasında önemli olduğuna işaret ederek, “Üniversite-sanayi-kamu-toplum iş birliği dörtlü sarmal olarak bundan sonra da devam edecek.” dedi.
TÜBİTAK’ın sosyal ve beşeri bilimlere desteği artıyor
Desteklenen projelerin önemli bulgu, çözüm ve önerileri içerdiğini anlatan Mandal, “Bu çalışmaların akademik değerinin yanı sıra bundan sonraki süreçte karar alıcıların başvurabileceği faydalı veriler ortaya koyduğunu düşünüyoruz. TÜBİTAK olarak üniversite-sanayi-kamu-toplum iş birliğini güçlendirecek projelere desteklerimizi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Mandal, Kovid-19 salgını öncesinde de TÜBİTAK Sosyal Bilimler Araştırma Grubunun (SOBAG) sosyal ve beşeri bilimlere destek verdiğini dile getirerek, “Bugüne kadar yüzde 5,5 olan sosyal ve beşeri bilimler desteği, Kovid-19 döneminde yüzde 15,6’ya çıktı. Bu, önemli bir artış ama potansiyeli değerlendirdiğimizde hala sosyal ve beşeri bilimler alanında yapacak görevimiz var.” diye konuştu.