Küçükçekmece’deki bir otelde gerçekleştirilen program Afrika’ya özgü müzik ve danslarla başladı. Etkinlikte kültürden diplomasiye, sağlıktan ekonomiye birçok konu masaya yatırıldı. Afrika’nın farklı ülkelerinden gelen akademisyenler ve Türkiye mezunları, ülkeleri ve Türkiye-Afrika ilişkilerine dair görüşlerini paylaştı.
TADD Başkanı Bilgehan Güntekin, dernek faaliyetlerini ve Türkiye-Afrika ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Afrika Günü’nün, 1963’te kurulan Afrika Birliğinin kuruluş gününü temsil ettiğini söyleyen Güntekin, “Bugün şu açıdan çok önemli; Afrikalıların tüm dünyada sömürüye, ırkçılığa ‘hayır’ dedikleri gün. İlk defa Afrika ülkelerinin bir araya gelerek kurdukları bir oluşum. Önümüzdeki yıllarda Afrika Birliğinin daha etkin olacağını düşünüyoruz. Bizler de Afrika dostları olarak destek olmaya çalışacağız. “diye konuştu.
Güntekin, Türkiye-Afrika ilişkilerine değinerek, şöyle devam etti:
“Afrika ilişkileri son 20 yılda çok gelişti. 2005’te 5 milyar dolar olan ticaret hacmi 2020 sonunda 25,3 milyar dolara çıktı. THY şimdi 40 ülkeye, 61 noktaya uçuyor. Büyükelçilik sayısı bizim orada 43’e, onların Ankara’da 37’ye çıktı. TİKA’nın Afrika’da 22 program koordinasyon merkezi var. Bizim gibi derneklere destek oluyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 30 Afrika ülkesine gitti. Bunlar büyük gelişmeler. “
Programa çok sayıda Afrikalı davetlinin de katıldığını söyleyen Güntekin, etkinliğin sağlık, kültür, ekonomi ve diploması alanında görüş alışverişi sağlayacağını belirtti.
“Biz TİKA olarak idari, ekonomi altyapısı ve insanlara dokunacak işler yapıyoruz”
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkan Yardımcısı ve Afrika ve Orta Doğu Sorumlusu Dr. Rahman Nurdun da konuşmasında Türkiye-Afrika ilişkilerinin son 20 yılda önemli bir ivme kazandığına dikkati çekti.
Nurdun, ikili ilişkilerin sağlıklı bir temele dayandığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı Afrika açılımı politikası kapsamında TİKA da 22 ofisi ve Orta Doğu dahil Afrika’da 54 ülkede faaliyet yürütüyoruz. Bizler diğerlerinden farklı olarak Afrikalılar için kazan-kazan politikası kapsamında çalışıyoruz. “ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Afrika’daki çalışmalarının, o ülkelerin kalkınmalarına katkı sağlamayı hedeflediğini anlatan Nurdun, şöyle devam etti:
“Biz TİKA olarak idari, ekonomi altyapısı ve insanlara dokunacak işler yapıyoruz. Meslek edindirme kursları, tarımsal geliştirmeler, sağlık alanı, hemşire-doktor yetiştirilmesi ve öğrenci faaliyetleri gibi. Türkiye’nin Afrika’daki projeleri insana dokunan, her zaman ihtiyaca dayalı projeler.”
TADD üyesi Sudanlı akademisyen Yunus Ahmed de Türkiye tecrübelerini anlattı.
Türkiye’de eğitim aldığını söyleyen Ahmed, “7 yıl kadar İstanbul’da kaldım. 3 yıldır da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sudan Nyala Sağlık Hizmetleri Yüksekokulu Müdürü olarak görev yapıyorum ve akademik faaliyetlere devam ediyorum. Çok özlemişim burayı. Her yerde sevgi, muhabbet dolu. “diye konuştu.
Türkiye-Sudan ilişkilerine değinen Ahmet, “Sudan’da bildiğim kadarıyla 30 bin kadar Türk var. Maarif Vakfı, TİKA, Diyanet, Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar var. Afrika şimdiye kadar tabiri caizse her anlamda ham kaldı. Yer altı ve yer üstü kaynakları iyi kullanılamadı. Bugün sloganımız da ‘Gelecek Afrika’nın’. Bunu biz görüyoruz. Genç nüfusumuz yüzde 80 oranında. Yer altı kaynaklarımız her ne kadar sömürgeci devletler tarafından çalınsa da mevcut olanlar da tüm dünyaya fazlasıyla yetecek kadar. Bunlar eğitimle, bilinçle ortaya çıktığında gelecek Afrika’nın olacak.” sözlerine yer verdi.