Munzur Vadisi Milli Parkı, Munzur Gözeleri, Kırkmerdiven Şelaleleri, Kepır Yaylası, Katır Gölleri ve Mercan Vadisi’nin bulunduğu 1500 rakımlı Ovacık ilçesi, el değmemiş doğasıyla her mevsim ilgi görüyor.
Kışın bembeyaz, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ise yemyeşil görünüme bürünen ilçe, özellikle mayıs-eylül döneminde çevre il ve ilçelerden çok sayıda doğa, fotoğraf, kamp ve trekking tutkununu ağırlıyor.
Tatil için doğal, tarih ve kültürel güzellikleriyle cezbeden ilçeyi tercih eden doğaseverler, Munzur Çayı kıyısında çadır kurarak kamp yapıyor ya da 3 bin rakımlı Munzur ve Mercan dağlarına tırmanarak yaylaları ve buzul göllerini geziyor.
Sıcak havadan bunalan doğaseverler ilgi gösteriyor
İlçe merkezine 17 kilometre uzaklıktaki Buzlutepe köyünde bulunan ve yaklaşık 20 metre yükseklikten akan Kakber Şelalesi de hava sıcaklığının arttığı bugünlerde serinlemek isteyen ziyaretçilerin uğradığı yerlerin başında geliyor.
Çevresini kaplayan ormanlar arasında adeta göz kamaştıran şelaleyi görmek isteyenler, araçlarıyla ilçe merkezinden yola çıkarak köye doğru 2 saat süren zorlu bir yolculuk yapıyor.
Rengarenk çiçeklerin ve yemyeşil meraların arasından geçen ziyaretçiler, daha sonra yaya devam ettikleri yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonunda şelalenin bulunduğu alana ulaşıyor.
“İnsanlar genelde yüzmeye geliyor”
Doğaseverlerden Cüneyt Coşkun, AA muhabirine, Tunceli’nin dağların arasında olmasından dolayı adeta saklı bir cenneti andırdığını söyledi.
Kentin dört mevsim farklı güzelliklere büründüğünü ifade eden Coşkun, şöyle konuştu:
“Tunceli’deki Pülümür ve Munzur Vadisi doğa, tarih ve kültürel açıdan büyük önem taşıyor. Bu vadilerde çok sayıda bitki bulunuyor ve yabani hayvan yaşıyor. Kentte çetin geçen kış sonrası gelen ilkbaharla doğa canlanıyor. Her tarafta rengarenk çiçekler açıyor. Yazları da Munzur ve Pülümür vadilerine insanlar genelde yüzmeye gidiyor.”
Coşkun, Kakber Şelalesi’nin bulunduğu alana gitmek için 2 saatlik bir yolculuk yaptıklarını dile getirerek, “Buraya ilk defa geliyorum. Şelale yaklaşık 20 metre yükseklikten akıyor. İlkbaharda suların çok şiddetli akmasıyla beraber şelalenin dibinde dev kazanı (derin oyuk) oluşmuş ve çok derin.” ifadelerini kullandı.
Şelaleye hayran kaldığını vurgulayan Coşkun, “Gün boyu şelalede yüzmenin keyfini çıkardık. Yüzerken burada balıkların olduğunu da fark ettik. Şelalenin dibine girerken adeta balıklar ayaklarımıza masaj yapar gibi dokunuşlarda bulunuyordu. Yaz sıcaklarının başlamasıyla biz de kendimizi buraya atarak serinledik ve burası keşfedilmemiş bir yer.” diye konuştu.
“Fotoğraflarda gördüğümden çok daha güzel bir yer”
Mardin’den Tunceli’ye tatil yapmak için gelen Mesken Gümüş ise kentin doğal güzelliklerinin kendisini mest ettiğini belirtti.
Kentin doğal güzelliklerinin yanı sıra sıcakkanlı insanlarıyla da ilgisini çektiğini aktaran Gümüş, şunları kaydetti:
“Bu kentin insanları çok samimi ve yabancılara çok dostane bir şekilde yaklaşıyor. Bu samimiyete dayanarak arkadaşlarla tekrardan buraya gelmeye karar verdik. Kakber Şelalesi 20 metre yükseklikten şırıl şırıl akıyor. Suyu Munzur Çayı’na göre biraz daha sıcak. Arkadaşlarımla beraber buraya yüzmeye ve serinlemeye geldik. Buranın fotoğraflarını daha önce sosyal medyada görmüştüm. Birkaç defa denk geldiğim için ilk fırsatta buraya gelmeye karar verdim. Fotoğraflarda gördüğümden çok daha güzel bir yer.”
Kamp tutkunu Ata Ökten de kentte doğayla iç içe zaman geçirmekten keyif aldığını ve şelalede yüzerek eğlenceli anlar yaşadıklarını anlattı.