Tunus’taki darbe girişiminin ardından TGİS’ten yapılan yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanı tarafından alınan istisnai önlemlere bir dizi anayasal güvence eşlik etmelidir.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“İstisnai önlemlerin amaçlarının belirlenmesi, genişletilmemesi, uygulanma sürelerinin sınırlandırılması, kalıcı hale dönüşmemesi için sona erdirilmesinin hızlandırılması ve devlet kurumlarına en kısa sürede geri dönülmesi çağrısında bulunuyoruz. Siyasi değişimlerde demokratik ve katılımcı mekanizmalara başvurmak suretiyle, bölünmeksizin ekonomik ve sosyal haklar dahil hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi gerekiyor.”
Konumu veya amacı ne olursa olsun herhangi bir tarafın şiddete, tasfiye politikasına başvurmasının reddedildiği açıklamada, bu hassas aşamadan barışçıl bir çıkışın sağlanması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada ayrıca “ülkenin içinden geçtiği bu süreçte Anayasa’ya, demokrasiye saygı gösterilmesi ve yeniden istikrarı sağlamak için alınan her türlü önlemde anayasal meşruiyete bağlı kalınması”nın önemi vurgulandı.
Ne olmuştu?
Tunus’ta hükümet ve muhalefet partilerine yönelik protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Tunus Cumhurbaşkanı Said de Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden aldığını ve kendi atayacağı bir Başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Hükümete yönelik bu darbenin ardından askerler Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ile beraberindeki milletvekillerini Meclise almamıştı.
Cumhurbaşkanı Said’in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal bir dayanağı bulunmayan bu adımın bir darbe olduğunu vurgulamıştı.