Tunus’ta 1 ay önce gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Nahda Hareketi lideri ve eski Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi hakkında birçok soruşturma yürütülüyor.
Gannuşi, 17 Nisan’da gözaltına alındıktan sonra tutuklu yargılanmasına karar verilerek başkent Tunus’taki Mornegiyye Cezaevine gönderildi.
Bu sürede daha önce ifade verdiği ve tutuksuz yargılanmasına karar verilen soruşturmanın birinden tutuklanma kararı verilen Gannuşi, diğer bir davadan ise bir yıllık hapis cezasının yanı sıra 1000 dinar (330 dolar) para cezasına çarptırıldı.
Hakkındaki soruşturma ve davaların “siyasi” olduğunu savunuyor
Gannuşi, bir toplantıdaki sözleri nedeniyle “halkı iç savaş çıkarmaya yönlendirmek” suçlamasıyla açılan ve ifade verdikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı soruşturma kapsamında, 17 Nisan’da iftar vaktinden hemen önce evine baskın yapan polisler tarafından gözaltına alındı.
Ulusal ve uluslararası arenadaki tepkilere rağmen 48 saatlik polis sorgusunun ardından, “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla tutuklandı.
Mornagiyye Cezaevine gönderilen Gannuşi, bu sürede birkaç defa rahatsızlık geçirmesine rağmen cezaevinde tutuluyor.
İleri yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen, 82 yaşındaki Gannuşi’nin cezaevinde tutulması eleştirilere neden oluyor.
Hakkında açılan davaların “siyasi” olduğunu ve “mesnetsiz suçlamalara maruz kaldığını” savunan Gannuşi, duruşmalara çıkmayı reddediyor.
Gannuşi, avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptığı açıklamada, “Yargılanmamada adil koşullar sağlanmadığı sürece duruşmalara çıkmayı kesinlikle reddediyorum. Tek adam rejiminin dikte ettiği mahkemeye çıkmayı kabul etmiyorum.” ifadelerini kullandı.
İlk hapis cezası “emniyet güçlerine hakaret” iddiasıyla açılan davadan
Gannuşi hakkında bir emniyet mensubu, Şubat 2022’de bir cenaze töreninde yaptığı konuşmada, emniyet güçlerine yönelik “tağut” ifadesini kullanmak suretiyle hakaret ettiği gerekçesiyle şikayette bulunmuş, açılan davada geçen yıl aralık ayında ifade verdikten sonra, 15 Mayıs’ta açıklanan kararda, 1 yıl hapis cezası ve 1000 dinar (330 dolar) para cezası verilmişti.
Tunus’ta 11 Şubat’tan bu yana siyasiler, gazeteciler, aktivistler, hakimler ve iş insanlarını kapsayan tutuklama sürecinin ardından 17 Nisan’da tutuklanmasıyla sonuçlanan sürece kadar Gannuşi, birçok soruşturma kapsamında ifade verdi.
Ekim 2021’de açılan “İnstalingo Şirketi” davasında aralarında Nahda Hareketi lideri Gannuşi ve ailesinin de bulunduğu birçok siyasi, gazeteci, blog yazarı ve iş adamı hakkında “yolsuzluk ve kara para aklama” iddiası yer alıyor.
Bu dava kapsamında 10 Kasım 2022’de 9 saat ifade veren Gannuşi, tutuksuz yargılanmasına karar verilmesine rağmen 10 Mayıs’taki duruşmada ise tutuklu yargılanma kararı çıktı.
Gannuşi, ayrıca onlarca siyasi, gazeteci, aktivist, iş insanı ve hukukçunun dahil olduğu “Devlet güvenliğine karşı komplo”, kara para aklama soruşturması kapsamında açılan “Nema Derneği” davası ile “çatışma bölgelerine Tunusluların gitmesine yardımcı olmak” gibi birçok soruşturmada ifade verdi.
Tunus’taki “devlet güvenliğine karşı komplo kurma” soruşturması
“Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak” suçlamasıyla Nahda Hareketi’nin eski yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi, İş ve Özgürlükler için Demokratik Blok Partisi yöneticilerinden Hiyam et-Turki ve iş insanı Kemal Latif hakkındaki soruşturma 11 Şubat’ta başladı. Söz konusu üç kişi, sorgularının ardından tutuklandı.
Nahda Hareketi, 14 Şubat’ta Nahda Genel Başkan Yardımcısı ve eski Milletvekili Nureddin el-Bahiri ile Mozaik FM Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Butar’ın gözaltına alındıktan bir süre sonra tutuklu yargılanacaklarını duyurdu.
Nahda lideri Raşid el-Gannuşi’nin 16 Şubat’ta gözaltına alınan eski Ofis Müdürü Fethi Kemmun da 24 Şubat’ta “kara para aklama” suçlamasıyla tutuklandı.
Tutuklananlar arasına şubat sonunda Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabi, Ulusal Kurtuluş Cephesi üyelerinden Anayasa Profesörü Cevher bin Mübarek, siyasi aktivist Şeyma İssa ve eski Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi de katıldı.
Nahda Hareketi yöneticilerinden El-Habib el-Luz ise “Tunuslu gençlerin çatışma bölgelerine gönderildiği” iddiasıyla 3 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından tutuklandı.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkede bazı siyasilerin, “devletin güvenliğine karşı komplo kurma” ve “ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar”dan ötürü gözaltına alındığını söylemişti.