Tunus’ta Cumhurbaşkanı Said ve Meclis Başkanı Gannuşi arasındaki buzlar eriyecek mi?

Nahda Hareketi’nin eski yöneticilerinden Lütfi Zeytun’un Kays Said ve Raşid el-Gannuşi arasında ara buluculuk yapabileceği yönündeki teklifinden kısa bir süre sonra yaklaşık altı aydır bir araya gelmeyen iki lider, başkentteki Kartaca Sarayı’nda uzun süren bir görüşme gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanlığından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, iki liderin Tunus ordusunun kuruluşunun 65. yılı münasebetiyle bir araya geldiği, siyasi, toplumsal ve kanuni meseleleri ele aldığı belirtilirken, Nahda Hareketi’nin Basın Sözcüsü Halil el-Berumi, Said ve Gannuşi görüşmesinin “olumlu bir havada” geçtiğini belirtti.

Said ile Gannuşi, son olarak ocak ayında bir araya gelmişti.

Uzmanlar, Zeytun’un ara buluculuk teklifinin ardından gerçekleşen Said ve Gannuşi görüşmesinin henüz somut sonuçlar getirmediğini ve başarılı olma şansının ise tarafların verebileceği tavizler çerçevesinde ele alınması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.

Ara buluculuğun başarılı olması Said’in taviz vermesine bağlı

Tunuslu araştırmacı ve akademisyen Sami Berahim AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ara buluculuk teklifinin Zeytun’un arzusuyla mı yoksa Said’in talebiyle mi yapıldığı konusunun halen belirsizliğini koruduğunu ancak ortada durumun iyileştirilmesine yönelik bir arzunun da söz konusu olduğunu söyledi.

Ara buluculuk girişiminin başarılı olma şansına ilişkin ise Berahim şunları kaydetti:

“Ara buluculuğun başarı şansı, siyasi farkındalıktan yoksun, ülkenin şartlarından, Anayasası’ndan ve yasalarından habersiz olduğunu düşündüğüm Cumhurbaşkanı’nın verebileceği tavizlere bağlı.”

Berahim, “Said, Anayasa’nın kendisini siyasi sistemde etkin kılmayacağını düşünüyor. Yani daha geniş yetkiler istiyor ancak buna Anayasa’nın izin vermediği düşüncesinde.” dedi.

Cumhurbaşkanı Said’in mevcut kuşatılmış durumuna şu ana kadar yürüttüğü icraatlarının sebep olduğunu savunan Berahim, “Said, kendi kendini köşeye sıkıştırdı ve kendini izole edilmiş bir duruma getirdi. Kelepçelenmiş durumda ancak yürütme otoritesinin tüm yetkilerine sahip olmak için hükümeti kelepçelemeye çalışıyor.” görüşünü dile getirdi.

“Said’in diyalogdan istediği şey yönetim sisteminin tümüyle dönüştürülmesi”

Berahim, Said’in tüm müttefiklerini ve ortaklarını kaybettiğini söyleyerek, “Genel İşçi Sendikası 2013’te öncülük ettiği diyalogla ülkeyi iç savaşa yol açabilecek siyasi bir çatışmadan çıkardı. Ancak Said, diyaloğun lokomotifi olabilecek İşçi Sendikasının 2013’te yürüttüğü girişimi hakir gösterdi ve ‘ulusal değildi’ şeklinde niteleyerek Sendika ile bir mücadeleye girdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Akademisyen Berahim, Said’in diyalog ile istediği şeyin yönetim sisteminin tümüyle dönüştürülmesi olduğunu ancak diyaloğun ülkedeki ekonomik krizin çözülmesi için yapılması gerektiğini vurguladı.

Said’in yeni bir siyasi sistem kurmak, hükümet sistemini ve Anayasa’yı değiştirmek için bir diyalog çağrısı yaparak “diyaloğu” hedeflerinden saptırdığını söyleyen Berahim, “Bu mümkün değil ve bir tür siyasi delilik, bunun hukuki, siyasi ve ahlaki hiçbir açıklaması yok.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Said, ulusal diyalog girişimine şart koşmuştu

Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Aralık 2020’de “ulusal diyalog” girişimi başlattığını duyurmuş, Said, 15 Haziran’da söz konusu girişime öncülük etmeyi kabul ettiğini açıklayarak, aylardır devam eden sessizliğini bozmuş ancak diyalogla ilgili bazı şartlar öne sürmüştü.

Cumhurbaşkanı, eski başbakanlarla gerçekleştirdiği görüşmede, “diyaloğun, hain ve hırsızlara sahte bir meşruiyet kazandırma girişimi olmaması bilakis yeni bir siyasi rejim ve gerçek bir Anayasa oluşturmaya dönük olması gerektiğini” söylemişti.

Said’in siyasi sistemin değişmesi şartıyla ‘ulusal diyaloğa’ öncülük yapma önerisiyle ilgili Nahda Hareketi’nin görüşünü ise Nahda Hareketi Sözcüsü Fethi el-Ayadi, 18 Haziran’da açıklamıştı.

Ayadi, “Diyaloğa girmek isteyen ön şart koşmamalı, şartlı diyalog olamaz. Siyasi sistemin değişmesi Anayasa’nın değişmesiyle ilgilidir ki şu an diyaloğun konusu bu değildir.” demişti.

Taraflar taviz vermeye hazır değil

Arap Mağrib Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Adnan Mansur da Zeytun’un ara buluculuğunun olumlu bir adım olduğunu, cumhurbaşkanlığı ve parlamentonun Anayasa’ya göre görevlerini yerine getirmekle yükümlü yürütme ve yasamayı temsil eden kurumlar olduğunu ve ara buluculuğa ihtiyaç duymamaları gerektiğini savundu.

Söz konusu ara buluculuk hakkında duyduğu endişeyi de dile getiren Mansur, şöyle devam etti:

“Hattı zatında tüm ara buluculuklar iyidir. Ancak bu ara buluculuğun daha doğmadan ölmesinden korkuyorum. Çünkü henüz somut bir sonuç görmedik.”

Mansur, Cumhurbaşkanı Said’in böyle bir girişime hevesli olmadığı görüşünü paylaşarak, Said’in ara buluculuğu kabul ettiği yönünde herhangi bir açıklama yapmadığını hatırlattı.

Ara buluculuğun başarılı olacağını düşünmediğini kaydeden Mansur, “Zeytun’un iyi niyetine rağmen ara buluculuğunun sonuç vereceğini zannetmiyorum, çünkü iki taraf da taviz vermeye hazır değil.” diye konuştu.

Tunus’ta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle her gün onlarca can kaybının yaşandığı bir sağlık krizinin gölgesinde taviz vermeyip, feragat etmemenin “yanlış” olacağını belirten Mansur, bu durumun devlet yetkililerine bir sorumluluk getirdiğini ifade etti.

Mansur sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kimse siyasi krizin çözümü için bir ufuk bekleyemez, çünkü yönetimdeki tüm taraflar görüşlerine bağlı kalır ve taviz vermez. Şu anda söz konusu tarafları diyalog için bir araya getirecek bir girişim de yok.”

Şu anda krizin yakın zamanda hafifleyeceğine dair bir işaret olmadığını söyleyen Mansur, aksine krizin daha da karmaşık hale geldiği görüşünü paylaştı.

Tunus’ta siyasi istikrarsızlık

Tunus’ta 6 Ekim 2019’da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ardından siyasette uzun süredir istikrar sağlanamadı.

Son seçimlerden bu yana üçüncü hükümetin Başbakanı Hişam el-Meşişi ve Cumhurbaşkanı Kays Said arasında devam eden siyasi kriz ülke gündemini meşgul ediyor.

Cumhurbaşkanı Said, Başbakan Meşişi’nin Meclisten güvenoyu alan kabine revizyonunun anayasal olmadığını savunuyor ve yeni bakanlara Anayasa yemini etmeleri için davette bulunmayı reddediyor.

Tunus’ta 6 Ekim 2019’da yapılan son seçimlerde, Nahda Partisi 217 sandalyeden 52’sini kazanarak birinci olmuş, Tunus’un Kalbi Partisi ise 38 sandalye ile ikinci olmuştu.

Tunus yasalarına göre, bir sonraki yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimleri, önceki seçimlerden 5 yıl sonra, yani Ekim 2024’te yapılacak.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.