Ülkede 6 Ekim’de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 90,69’unu alarak yeniden cumhurbaşkanı seçilen Said, 21 Ekim’de Tunus Halk Meclisinde düzenlenen törende yemin ederek resmi olarak ikinci dönem cumhurbaşkanlığı görevine başladı.
Ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krizin etkilerinden dolayı 25 Temmuz 2021’de aldığı “olağanüstü kararlar” ile parlamentoyu fesheden ve mevcut başbakanı görevden alan Said’in bu uygulamalarının ardından siyasi ve ekonomik kriz derinleşerek devam etti.
Tekrar cumhurbaşkanı seçildiği taktirde 25 Temmuz kararlarını uygulayacağını belirten ve ülkeyi “soygunculardan temizleyeceği” iddiasında bulunan Said’i, Tunuslulara göre zor bir süreç bekliyor.
Yemin töreninde yaptığı konuşmada bu minvalde mesajlar veren Said, “Tunus halkı 6 Ekim’de (cumhurbaşkanlığı seçimlerinde) özgürce kararını verdi. Tunus halkı, tüm zorlukları ortadan kaldıracak ulusal kurtuluş yolunu (25 Temmuz kararlarını) tamamlamaya karar verdi. Yüzleşmeye çalışacağımız en büyük zorluklardan biri işsizlik, özellikle gençler için yeni bir yol açmalıyız.” diye konuştu.
Said’in ikinci dönemini AA muhabirine değerlendiren Said’in seçim kampanyasında yer alan aktivist Tarık el-Mecri, “Yeni dönem, ülkeyi inşa etme dönemi. Bu da Tunus halkıyla beraber yeni bir sayfa açtığımız anlamını taşıyor. Ülkeyi yağmalayanların dışlandığı bir diyalog masası oluşturulacak.” dedi.
“Yeni dönemde tüm siyasi partiler ve dernekleri kaplayan özgürlüklere yer verilecek”
Tunus’taki mevcut derneklerin çoğunun yasal statüde olduğunu ve faaliyetlerine devam ettiğini belirten Mecri, “Yeni dönemde tüm siyasi partiler ve dernekleri kaplayan özgürlüklere yer verilecek. Ancak dernekler ve siyasi partiler, devlete saldırmak için yurt dışından aldıkları fonu, açık ihaneti, devlete karşı protesto hareketlerini finanse ettikleri taktirde hukuk önünde hesap vereceklerini bilmeliler. Özgürlüklere hiçbir kısıtlama getirilmeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi partilerin ve derneklerin finans kaynaklarının açık olması gerektiğini vurgulayan Mecri, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Daha önce bazı partilerin seçimleri, parlamentoyu ve hükümeti zor duruma düşürmek için dış finansmana ve Tunus’ta iş yapan iş insanlarından destek aldıklarını gördük. Geçen yıllarda eski İçişleri Bakanı Tevfik eş-Şerafeddin, bazı sendikaları kapattığında, bu sendikaların genel merkezlerine ait banka hesaplarında önemli miktarlarda para bulundu. Günümüzde sendikalar, üyelerini savunmayı değil atamalarda (bürokrat ve hükümet üyelerini) karar verici olmak istiyorlar. Örneğin eski dönemlerde Tunus Genel İşçi Sendikasının bünyesinde bakanlar ve genel müdürler vardı.”
“Said, Tunus’un yeni siyasi sistemini inşaa etmeye devam edecek”
Siyasi analist Muhammed Selah el-Ubeydi ise 25 Temmuz 2022’te anayasanın kabul edilmesi, yerel meclis ve parlamento seçimlerinin ardından düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimini, Cumhurbaşkanı Said’in “iktidar ve yönetim vizyonunun” son adımı olarak değerlendirdiğini söyledi.
Said’in 25 Temmuz olağanüstü kararlarının ardından yaşananların “geniş yetkilere sahip merkezi yönetimi” güçlendirdiğini belirten Ubeydi, “Cumhurbaşkanı Said’in yeni siyasi yapısında, partiler ve aracı kurumlar siyasi denklemin dışında ve yok olmayla karşı karşıya. Yeni yönetim vizyonu, derneklere ve partilere yönelik mali kısıtlamalara ve finans kaynaklarını kurutmayı hedefliyor. Ayrıca derneklerin hukuki durumunu şekillendirecek yeni yasa tasarısına göre derneklerin faaliyetleri iktidarın gözetiminde olması isteniyor. Dolayısıyla siyasi partiler ve dernekler faaliyet gösteremeyecek.” dedi.
Tunus Halk Meclisi üyesi 9 milletvekili, 10 Ekim’de, derneklerin çalışmalarını ve mali işlemlerinin düzenlenmesini öngören bir yasa tasarısı taslağını parlamentoya sunmuştu.
“Yeni anayasa güçlü bir merkezi yürütme sistemini hedefliyor”
Yeni anayasanın (2022 Anayasası) güçlü bir merkezi yürütme sistemini hedeflediğini vurgulayan Ubeydi, “Derneklere ilişkin yasa tasarısı, kendi iç çekişmelerinin kurbanı olan, kendi siyasi ruhu olmayan ve sendikal bir duruşa sahip olmayan, Tunus Genel İşçi Sendikasını hedeflediğini tahmin ediyorum. Sendikalar son 10 yılda, özgürlük ortamından faydalanarak tüm hükümetlere karşı çıkan bir otoriteyi temsil ettiler. Sendikaların mevcut yönetimleri, iç çatışmaların da etkisiyle siyasi sahneyi etkileme yeteceğini kaybederek çıkmaza girdi.” diye konuştu.
Yeni anayasayla Tunus’un, parlamentonun ikinci kanadı gibi çalışan Bölgesel ve Yerel Ulusal Konseyi ile tanıştığını belirten Ubeydi, şöyle devam etti;
“Yerel konseyler Tunus devletinde yeni bir kavram. Yerel konsey temsilcileri bölgedeki sorunlarını merkezde yer alan konseye iletmek durumunda. Çözüm her zaman merkezi yönetimde. Yerel bölgede alınacak her karar Bölgesel ve Yerel Ulusal Konseyi aracılığıyla alınması gerekiyor. Bu da merkezi yürütme sistemini pekiştiriyor.”
Yüzde 28,8 katılımın olduğu seçimlerde Said oyların yüzde 90,69’unu almıştı
Tunus’ta 6 Ekim’de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Said, oyların yüzde 90,69’unu alarak ikinci defa cumhurbaşkanı olarak seçilmişti.
Yüzde 28,8 katılımın olduğu seçimdeki diğer adaylardan Halk Hareketi lideri Zuheyr el-Mağzavi yüzde 1,97 ve siyasi hayatına 2020’de Yaşasın Tunus Partisinden milletvekili olarak başlayan iş insanı Ayaşi Zamal ise yüzde 7,35 oy almıştı.
Anayasa profesörü olan Said, ilk olarak 2019 yılında düzenlenen seçimlerde cumhurbaşkanı seçilmişti.
Muhalefetin çoğunluğunun boykot ettiği seçimlere, Halk Hareketi, Tunus İleri Hareketi ve diğer bazı partiler ise katılmıştı.