Tunus’ta Nahda Hareketi Meclis Grubu, tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanı’nın aldığı karar, anayasanın filli olarak askıya alınması, onun yerine geçici bir kamu otoritesi ikame edilmesi, otokratik yönetime açık bir eğilim ve anayasal meşruiyete karşı tam bir darbedir.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, böyle bir yaklaşım içine girilmesinin, yaşanan krizi daha da derinleştirdiği, bunun da Tunus devletinin varlığını ve bütünlüğünü tehdit ettiği ve ülkeyi istenmeyen sonuçlara doğru sürüklediği kaydedildi.
Cumhurbaşkanı’nın, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini tek elde toplamasına karşı çıkılan açıklamada, meclisteki tüm parti gruplarına ve bağımsız milletvekillerine birlik olma ve cumhuriyet ile demokrasi ilkelerini müdafaa etme ve ülkeyi toplumsal barışı tehdit eden bu tehlikeden korumak için anlaşmazlıklarını bir kenara bırakma çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca, tüm siyasi ve sivil güçlerden ulusal birliğe bağlı kalmaları ve temsili çoğulcu demokratik seçeneklerini korumaları istendi.
Said, yasama ve yürütme yetkilerini devraldı
Tunus Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz’da Meclis’in çalışmalarını dondurması ve başbakanı azletmesinden sonra 22 Eylül’de yetkilerini genişleten yeni kararnameler yayımladı.
Yeni kararnamelerle Cumhurbaşkanı’nın yasama ve yürütme yetkisine yönelik olağanüstü düzenlemeler yapıldı ve yasa tekliflerinin Anayasa’ya uygunluğunu denetleyen geçici komisyon feshedildi.
Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini genişleten kararnameler Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Tunus Cumhurbaşkanı’na Bakanlar Kurulu’nun görüşünü aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla “yasama metinlerini” çıkarma yetkisi verildi.
Kararname uyarınca, Bakanlar Kurulu artık Meclis’e değil Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olacak. Cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak, kabine üyelerini, hükümetin siyasetini ve kararlarını belirleyecek.
Cumhurbaşkanı’na ayrıca her türlü Cumhurbaşkanlığı kararını halk oylamasına sunma yetkisi de verildi.