Tunus’ta devletin zirvesindeki diyalog sorunu ve siyasi kriz nedeniyle birçok parti, siyasetçi, sivil toplum örgütü aslında aylar önce erken seçim çağrılarını dile getirmeye başlamıştı.
Cumhurbaşkanı Said’in “Anayasa ihlali” sayarak Başbakan Hişam el-Meşişi’nin yeni bakanlarını onaylamayı reddetmesiyle büyüyen krizinin aşılması için yapılan çağrılara Meclisin en büyük partisi Nahda Hareketi, ülkenin önemli siyasilerinden eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki, eski Başbakan Yusuf Şahid ve etkin sivil toplum örgütü Tunus Genel İşçi Sendikaları da destek vermişti.
Erken seçim çağrıları, Said’in geçen hafta Meclis çalışmalarını 30 gün askıya alması, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırması, başbakanı görevden alarak kendi atayacağı yeni bir ismin yardımıyla icrayı bizzat kendisinin ele alması gibi fiili durumlara ilişkin kararlarının ardından ivme kazandı.
Ancak Cumhurbaşkanı Said ülkede siyasi ağırlığı olan örgüt ve grupların bu çağrılarına kulak vermekten uzak durdu.
Said’in kararlarını “devrime ve Anayasa’ya karşı darbe” şeklinde nitelendiren Nahda Hareketi, 27 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “demokratik sürecin korunmasının güvenceye alınması adına gecikmeksizin erken ve eş zamanlı yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması” çağrısını yineledi.
Yaşasın Tunus Partisi Milletvekili Velid Cellad ise 30 Temmuz’da yaptığı basın açıklamasında, siyasi rejim ile seçim kanunun birbirinden farklı ve karmaşık olduğunu, dolayısıyla bir erken seçim ile yolsuzluk şüphesi taşıyan milletvekillerinin takibe alınmaksızın Meclisin yeniden çalışmaya başlamasının, krizden çıkışı kesinlikle mümkün kılmayacağını dile getirdi.
Gelişmeleri yerel bir radyoya değerlendiren Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Nebil Bafon da Cumhurbaşkanı’nın kararlarının genel gidişatta şok etkisi yaptığını ve bunların Anayasa’ya uygun olmadığının altını çizdi.
Bafon, Anayasal boşluğun olduğu bir süreçte erken genel seçimlere gidilmesinin de mümkün olmadığını ifade etti.
Seçim kanununda düzenleme
Tunuslu siyasi analist Muhammed Dayfallah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Said’in duyurduğu kararların ardından henüz erken seçime dair bir işaret ortaya koymadığına dikkati çekti.
“Said, önceden olduğu gibi partilerin ve bağımsızların listeleri üzerinden yapılan seçim sistemine inanmıyor.” diyen Dayfallah, seçim yasasının değiştirilmesi için Cumhurbaşkanı’nın çevresindekileri ikna etmesinin vakit alacağını dile getirdi.
Dayfallah, Cumhurbaşkanı Said hakkındaki düşüncelerini şöyle sıraladı:
“Öyle sanıyorum bundan sonraki adım, seçim sisteminin değiştirilmesi olacak. Ancak, özellikle Cumhurbaşkanlığının atılacak adımlara ilişkin bir beyanatta bulunmamasından dolayı bunun ne zaman gerçekleşeceği de henüz belli değil. Cumhurbaşkanı Said, herhangi bir diyaloğa ya da tartışmaya girmeden, başkalarını dikkate almadan inandığı görüşlerini dayatmak istiyor.”
Erken seçim sözü gelir mi?
El-Mağrib el-Arabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Adnan Manser, erken seçimlere gitmenin çözüm olacağını, bunun da Said ile Mecliste Meşişi hükümetini destekleyen partiler arasında tartışılarak mümkün olabileceğini söyledi.
Manser, “Cumhurbaşkanı, yasama ve cumhurbaşkanlığı için erken seçimlerin düzenlenmesi, yeni bir seçim yasasının ve Anayasa değişikliği konusunda gerekirse referandum yapılması konusunda bir taahhüt vermelidir.” dedi.
Adnan Manser, siyasi krizin çözümüne ilişkin düşüncesini, “Ülkenin bu tünelden çıkışı ancak makul bir süre içinde yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı sözünün verilmesiyle mümkün olabilir.” ifadeleriyle ortaya koydu.
Tunus’taki yasalar gereği, her 5 yılda bir yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılması gerekiyor. Buna göre ülkede ilk yasama ve cumhurbaşkanlığı seçim tarihi Ekim 2024 olarak görünüyor.