Nahda Hareketi Yürütme Kurulu, gerçekleştirdiği toplantının ardından hareketin lideri Gannuşi imzasıyla bir yazılı açıklama yayınladı.
Açıklamasında ülkedeki siyasi sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gannuşi, “Cumhurbaşkanı Kays Said’in 25 Temmuz’da olağanüstü yetkileri elinde toplayan kararları alması ve bu kararları süresiz uzatmasının ardından ülke bir belirsizlik ve muğlaklık içine girdi.” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte hükümet ve meclisin çalışmalarının durdurulmasıyla zorlu bir sürece girildiğine işaret eden Gannuşi, anayasa ve hukuk dışı uygulamalarla, sivillerin askeri mahkemelere sevk edilmesi gibi Tunusluların hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılmasını kınadı.
Ülkedeki olağanüstü koşulların kaldırılması ve parlamentonun çalışmalarının yeniden başlatılması gereğine işaret eden Gannuşi, Tunusluların önceliklerini karşılayabilecek bir hükümetin kurulması çağrısı yaptı.
Gannuşi, siyasi sistem, seçim yasası gibi tartışmalı konuları da içerecek biçimde ülkedeki farklı siyasi-sivil aktörleri bir masada toplayacak ulusal diyaloğun sağlanması ve iktidarı halka geri teslim edecek şekilde ülkenin seçimlere götürülmesi talebini dile getirdi.
Tunus’ta ne olmuştu?
Arap Baharı’nın doğum yeri Tunus’ta, belirli aralıklarla ve farklı şiddetlerde devam eden sosyal, ekonomik, politik ve kontrolden çıkmış sağlık krizi nedeniyle Tunuslular 25 Temmuz’da kitleler halinde sokağa çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkenin tehlikede olduğu sırada kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan Anayasa’nın 80. maddesini hayata geçirdiğini duyurmuştu.
Said, Meclis’in çalışmalarını 30 gün boyunca durdurduğunu, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını, başbakanı azlettiğini ve yeni bir başbakan atayacağını, ayrıca yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıklamıştı.
Ülke içinde bazı kesimler Said’in bu kararını desteklerken, Meclis içindeki partilerin çoğunluğu Cumhurbaşkanı’nın bu kararlarıyla “Anayasa’yı ihlal ettiğini” belirtmiş, bazı kesimler de süreci “anayasal bir darbe girişimi” diye nitelemişti.
Tunus’ta dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından bazı milletvekilleri ifadeye çağrılmış, bazıları gözaltına alınmış ve aralarında üst düzey bürokratların da yer aldığı bazı isimler hakkında ev hapsi kararı verilmişti.
Said bir aylık sürenin dolmasının ardından Meclis’in çalışmalarının durdurulması dahil, olağanüstü yetkileri elinde topladığı kararların “süresiz” uzatıldığını bildirmişti.