Burdur’a 13 kilometre uzaklıkta bulunan ve 1952’de Dr. Temuçin Aygen’i keşfettiği İnsuyu Mağarası, 1966’da ‘Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası’ özelliğini taşıyor.
Zamanla mağara içerisindeki göllerde gözle görülür derecede çekilme ve kuruma oluştu. Bu durumun uzun vadede mağara içi ekosistemin bozulmasına neden olduğu tespit edildi. Toplamda 597 metre uzunluğunda yatay yapıya sahip, kalker tortulanmaları ile şekillenen, sarkıt ve dikitlerin oluşum tarzları dikkate alındığında binlerce yıl önce oluştuğu değerlendirilen mağara içerisindeki irili ufaklı 9 göl, kuraklık ve çevresinde yapılan bilinçsiz sulama nedeniyle kurudu.
Büyük Göl ile Dilek Gölü’nün yanı sıra diğer ufak göllerin de eski halinden eser kalmadı. Göllerin kurumasındaki en önemli etkenin, yağışların azalması sonucu taban sularının aşağıya inmesinin olduğu belirlendi. 2016’da mağara ile ilgili acil durum eylem planı hazırlandı, ancak yapılan çalışmalarla göller eski haline dönmedi. Mağara, içerisindeki göller kurumasına rağmen ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam etti. İnsuyu Mağarası, Kurban Bayramı tatilinde de yoğun olarak ziyaret edildi. Bu süreçte çok sayıda yerli ve yabancı turist, mağarayı gezip doğa harikası sarkıt ve dikitleri görme fırsatı buldu.
Antalya’dan İnsuyu Mağarası’nı görmek için gelen Hüseyin Özmen, “Burası doğa harikası, çok farklı ama göllerde su kalmamış. Üzüntü verici” dedi.
İstanbul’dan ailesiyle gezmeye gelen Naz Sağlam, “Büyük Göl yazıyor ama yok, suları çekilmiş. Ama İnsuyu Mağarası gezilip görülmesi gereken doğa harikası bir yer” diye konuştu. Manisa Soma’dan gelen Nuray Kaya da “Gerçekten çok güzel, gezilip görülmesi gereken bir yer. Fakat göllerde su olmaması üzücü” dedi.