Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde vuku bulan deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerine karşı, 2008-2021’de Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının alındığı anımsatıldı. Tezkerede, bu kapsamda TBMM’nin 10 Şubat 2009 tarihli kararıyla TSK unsurlarının söz konusu bölgede görev yapması için 1 yıl izin verildiği hatırlatıldı.
Bugüne kadar birer yıllık yetki süresi 13 kez uzatılan tezkerede, “Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurları konuşlandırılmak suretiyle bölgede seyreden Türk bayraklı ve Türkiye bağlantılı ticari gemilerin emniyetinin etkin şekilde muhafaza edilmesi, uluslararası toplumca yürütülen deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle müşterek mücadele harekatlarına aktif katılımda bulunulması, anılan bölgelere yapılan insani yardım faaliyetlerine destek verilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının harekat etkinliğinin ve bölgeye ilişkin tecrübesinin artırılması sağlanmış, bu alanda ilgili ülkelerle iş birliğinin sürdürülmesine yönelik milli politikanın desteklenmesi ve BM sistemi içinde, bölgesel ve küresel ölçekte oynadığımız rolün ve görünürlüğümüzün pekiştirilmesi temin edilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.
Tezkerede, Türkiye’nin, deniz haydutluğu ve silahlı soygunla mücadelede uluslararası iş birliğinin geliştirilmesine önem verdiği, bu alanda yürütülen çabaları en başından itibaren desteklediği ve Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve Uluslararası Denizcilik Teşkilatı bünyesindeki çalışmalara aktif olarak katıldığı belirtildi.
“13 yıldır Türk bayraklı hiçbir ticari gemi kaçırılmadı”
Türkiye’nin, bu yaklaşım doğrultusunda BMGK’nin 16 Aralık 2008’deki kararı kapsamında kurulan Somali Açıklarında Deniz Haydutluğuyla Mücadele Temas Grubu’nun çalışmalarına kurucu üye olarak iştirak ettiği anımsatılan tezkerede, TSK deniz unsurlarının, 2009-2016 yılları arasında yürütülen NATO’nun Okyanus Kalkanı Harekatı’na ve 2009’dan bu yana Birleşik Deniz Kuvvetleri bünyesinde oluşturulan Birleşik Görev Kuvveti-151’e (CTF-151) dönemsel olarak fırkateyn ve korvet ile katıldığı ifade edildi.
Türkiye’nin, 2009-2020 yılları arasında 6 kez CTF-151 Komutanlığı görevini üstlendiği aktarılan tezkerede, Bahreyn’deki Birleşik Deniz Kuvvetleri Karargahı’nda 6 aylık dönemler için irtibat personelinin görevlendirildiği kaydedildi. Tezkerede, TSK’nın deniz haydutluğuyla mücadelede uluslararası çabalara verdiği katkılar sayesinde bölgede Mart 2010’dan bu yana Türk bayraklı/Türkiye bağlantılı herhangi bir ticari geminin kaçırılmadığı, Ağustos 2021’den bu yana ise Türk bayraklı/Türkiye bağlantılı hiçbir geminin saldırıya uğramadığı belirtildi.
Türkiye’nin, bu katkılarının, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin, Somali açıklarında yaşanan deniz haydutluğu ve silahlı soygun vakalarına ilişkin gelişmeler ile söz konusu suçlarla mücadele bağlamında yürütülen faaliyetler hakkındaki 1 Kasım 2022 tarihli raporuyla da kayıt altına alındığına değinildi.
Somali’nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinden talebi üzerine; Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ile mücavir bölgelerde vuku bulan deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle mücadeleye ilişkin olarak BMGK tarafından önceki kararların devamı niteliğinde bir kararın 2022’de çıkarılmadığı hatırlatılan tezkerede, 1851 sayılı BMGK kararı temelinde uluslararası toplamca yürütülen deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle müşterek mücadele harekatlarının, Somali karasuları haricindeki bölgede devam ettiğine işaret edildi.
Bunlardan Avrupa Birliği Atalanta Harekatı’nın bölgedeki görev süresinin, Avrupa Birliği Konseyinin 12 Aralık 2022’de aldığı kararla 31 Aralık 2024’e kadar uzatıldığı ifade edilen tezkerede, Türkiye’nin de iştirak ettiği Birleşik Deniz Kuvvetleri bünyesindeki CTF-151’in, faaliyetlerine devam ettiği bildirildi.
“Uluslararası ve milli sorumluluklarımızın bir gereği olarak görülüyor”
TBMM’nin, 2 Şubat 2022 tarihli kararı gereğince TSK deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görevlendirme süresinin ise 10 Şubat 2023’te sona ereceğine işaret edilen tezkerede, şunlar kaydedildi:
“Uluslararası barış ve istikrarı tehlikeye düşüren ve milli menfaatlerimizi de olumsuz etkileyen deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizm ile mücadele yönündeki uluslararası çabalara ülkemiz tarafından etkin bir biçimde destek verilmesi ve bölgede seyrüsefer emniyetinin sağlanmasına katkıda bulunulması, uluslararası ve milli sorumluluklarımızın bir gereği olarak görülüyor. Bu itibarla ülkemizin de tarafı olduğu 1988 tarihli Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme başta olmak üzere ilgili milletlerarası anlaşmalar ve uluslararası teamüller çerçevesinde, 934 sayılı TBMM Kararı’nda belirlenen ilke ve esaslar da dikkate alınarak, bahse konu bölgelerde deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle mücadele müşterek operasyonlarına destek verilmesinin uygun olacağı değerlendiriliyor.
Bu mülahazalarla gereği, kapsamı ve zamanı Cumhurbaşkanı’nca takdir ve tayin olunacak şekilde, TSK deniz unsurlarının bölge ülkelerinin karasuları dışında olmak üzere Aden Körfezi, Somali açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde deniz haydutluğu, silahlı soygun eylemleri ve denizde terörizmle mücadele amacıyla görevlendirilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92. maddesi uyarınca 10 Şubat 2023’ten itibaren 1 yıl süreyle izin verilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.”