Hırvatistan’da lise yıllarında izlediği Türk dizilerinden etkilenerek Türkçe öğrenmeye başlayan, Yunus Emre Enstitüsünde (YEE) 8 ay Türkçe dersi veren ve iki hafta önce Türkiye’nin Zagreb Büyükelçiliğinde çalışmaya başlayan Paula Drenski, “Dil öğrenmek için, Türkçe öğrenmek için bahane olmamalı.” dedi.
Zagreb Üniversitesinin Türkoloji bölümünde yüksek lisans eğitimine devam eden 26 yaşındaki Drenski, Türk dizilerini izledikten sonra Türkçe öğrenme kararını, YEE’de Türkçe dersi vermesini ve Büyükelçilikte çalışmaya başlama hikayesini AA muhabirine anlattı.
Drenski, Zagreb Üniversitesi Felsefe Fakültesinde Türkoloji ile Hırvat Dili ve Edebiyatı okuduğunu ve halihazırda Türkoloji bölümünde yüksek lisans yaptığını belirtti.
Türkçe ile tanışma hikayesini paylaşan Drenski, “Lisedeyken Hırvatistan’da Türk dizileri meşhur olmaya başladı.” dedi.
Hırvatça öğretmeni olmak istediğini ancak Türk dizilerinden etkilenerek Türkçeye de ilgi duymaya başladığını anlatan Drenski, “Bizim fakültede iki dalda okuma fırsatımız var. Dedim ki ‘Farklı bir şey olsun’. Hırvatça ile Türkçe arasında çok fark var. Türk dizilerinden dolayı merak ettim ve Felsefe Fakültesinde Türkoloji bölümünü gördüm. ‘Tamam’ dedim, ‘Böyle bir fırsat varsa neden olmasın? Deneyeyim’. Öyle başvurdum, kazandım ve o şekilde 2015 yılında üniversiteye girdim.” ifadelerini kullandı.
Drenski, Türk dizilerinden “Muhteşem Yüzyıl”, “Kara Sevda” ve “Binbir Gece”yi izlediğini söyledi.
“Türkçe ile ilgili bir iş yapabilirim diye düşündüm”
Türkçenin Hırvatçadan “çok farklı” olduğunu söyleyen Drenski, “Türkçe, Hırvatçadan çok farklı, anlamaya çalışıyorum. Cümle yapısı çok farklı. Tam tersi oluyor. Mesela eylem cümlenin sonuna geliyor, Hırvatçada ikinci yerde geliyor. O yüzden biraz zorlandım açıkçası.” dedi.
Drenski, 2016’da Zagreb’de açılan YEE merkezine gittiğini belirterek 2018’de YEE’nin Türkçe Yaz Okulu ile Ankara’ya geldiğini, burada 3 hafta kaldığını ve böylece Türkçe pratik yapabildiğini söyledi.
Türkiye’ye ilk kez 2018’de geldiğini anlatan Drenski, “Bu yaz okulundan sonra Türkçeyi hiç bırakmadım, ara vermedim. Sürekli Türkçe konuştum, dizileri izledim, müzik dinledim, kitapları okumaya başladım. Zorlandım tabii çok ama hiç bırakmadım. O dönemde tamamen karar verdim. Türkçeyi çok sevdim. ‘Türkçe ile ilgili belki bir iş yapabilirim’ diye düşündüm.” ifadelerini kullandı.
Drenski, eğitim gördüğü Zagreb Üniversitesinde, Türkoloji öğrenci kulübü açtığını ve çeşitli faaliyetler yaptığını belirtti.
Kovid-19 salgını nedeniyle Türkçe öğrenmeye çevrim içi devam ettiğini kaydeden Drenski, YEE’nin “Türkçe Öğretim Portalı”nı kullanarak Türkçesini geliştirdiğini ve buradan Türk arkadaşlar edindiğini dile getirdi.
“Göbeklitepe mesela, acayip bir şey”
Drenski, 2021’de Erasmus öğrenci değişim programıyla Türkiye’ye geldiğini ve burada 6 ay yaşadığını, bu süreçte de Türkçesini geliştirmeyi sürdürdüğünü söyledi.
Türkiye’yi sürekli ziyaret etmeye çalıştığını kaydeden Drenski, “Her sene gitmeye çalışıyorum bu şekilde. Türkiye’yi çok seviyorum. Bir sürü yeri ziyaret ettim.” ifadelerini kullandı.
Drenski, Türkiye’de bulunduğu süre boyunca 10’dan fazla şehir gezdiğini belirterek “Ankara’yı çok sevdim. Galiba orada yaşadığım için. Güneydoğu’yu sevdim. Göbeklitepe mesela, acayip bir şey. Deniz tabii ki muhteşem. Ege bölgesi güzel. İstanbul bambaşka.” ifadelerini kullandı.
Türkçeyi öğrenirken başta zorlandığını ancak daha sonra notlarının düzelmesiyle kendine güvenmeye başladığını anlatan Drenski, “İlk başta biraz zorlandım. Ama okuldaki notlar biraz iyi olmaya başlayınca ‘Ben bunu yapabiliyorum’ dedim. Tabii ki zor ama ben bunu yapabilirim yani öyle düşündüm. Bir sürü Türk arkadaş edindiğimde onların da desteğini aldım. İlerlediğimi gördüğümde sadece devam ettim.” diye konuştu.
Drenski, ayrıca Türkçe öğrenme motivasyonları arasında, Türkçe bilmesinin gelecekte kendisine iş fırsatları yaratması olduğunu da söyledi.
“Türkçe sevgimi onlara aktarmaya çalışıyordum”
YEE’de Türkçe dersi vermeye nasıl başladığını anlatan Drenski, öğretmenlik ve aynı zamanda Türkçe ile bir iş yapmak istediğini dile getirdi.
Drenski, daha sonra YEE’nin Zagreb’deki merkezinde iş görüşmesine gittiğini ve Kasım 2022’de Hırvatlara haftada 3 kez Türkçe dersi verdiğini belirtti.
Toplam 30-35 öğrencinin Türkçe kurslara katıldığını, 13 kişinin A1 seviyesini başarıyla bitirdiğini kaydeden Drenski, “Ben sınıfta kendimi çok iyi hissediyorum, bir öğretmen olarak kendimi çok iyi hissediyorum. Biraz eğlenceli, biraz hareketli bir öğretmen olduğumu düşünüyorum. O yüzden o enerjiyi, Türkçe sevgimi onlara aktarmaya çalışıyordum. Hem onlar için hem benim için çok zevkliydi.” ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin kendisinden çok memnun kaldığını belirten Drenski, “Benim için Türkçe çok doğal olmaya başladı. Aklımdan bir şekilde Hırvatçayı çıkarıyorum. Türkçe geliyor, o şekilde derse giriyorum. Her zaman bir Hırvat olarak Türkçede bir mantığı bulmaya çalışıyorum ve o mantığı Hırvatlara daha kolay şekilde anlatabildiğimi düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Büyükelçilikte çalışmaya başladım”
Türkiye’nin Zagreb Büyükelçisi Yavuz Selim Kıran’ın da zaman zaman kendisinin derslerine katıldığını kaydeden Drenski, “Ben sürekli etkinliklere katılıyordum bir Yunus Emre Enstitüsü çalışanı olarak. Tercüme yapıyordum gerektiği zaman da. O yüzden Sayın Büyükelçimizle aramızda iyi bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta beni aradı. İş görüşmesine gittim ve geçen hafta Büyükelçilikte çalışmaya başladım. Umarım iyi bir şekilde devam ederiz.” diye konuştu.
Drenski, Türkçe öğrenmenin başta zor olduğuna işaret ederek Hırvatçada 300 civarında Türkçe kelime olduğunu, bunlar arasında çay, kahve ve cezve gibi kelimelerin bulunduğunu söyledi.
“Türkçe öğrenmek için bahane olmamalı”
Türkçenin Hırvatçadan daha kolay olduğunu kaydeden Drenski, “Gramer çok farklı, cümle yapısı çok farklı. O yüzden zorlanıyorsunuz. Ama bir şekilde nasıl diyeyim, lego gibi oturmaya başlıyor ve mantığı buluyorsunuz. Bence Türkçe çok mantıklı. Yani bir şekli öğreniyorsunuz, bir kalıbı öğreniyorsanız öyle devam ediyorsunuz. Çok daha kolay olmaya başlıyor zamanla. Hırvatçaya göre daha kolay diyebilirim. Hırvatça çok zor bence. Onu da okuduğum için, onun da yapısını tamamen gördüğüm için öyle diyebilirim.” diye konuştu.
Drenski, öğrencilerine Türkçeyi öğrenmekten vazgeçmemeleri tavsiyesinde bulunduğunu aktararak “Öğrencilerime hep söylüyordum. ‘İlk başta çok zor ama vazgeçmeyin. Türkçenin mantığını bulacaksınız eminim’.” dedi.
İnternet ve telefonla Türkçe öğrenmek için materyallere ulaşmanın çok kolay olduğunu vurgulayan Drenski, “O yüzden bahane yok. Dil öğrenmek için, Türkçe öğrenmek için bahane olmamalı bence.” ifadesini kullandı.