Türk Eximbank’tan yapılan açıklamaya göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kontrgarantisi ile Dünya Bankası Grubu üyesi olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’nın (International Bank for Reconstruction and Development-IBRD) kredi anapara tutarının yüzde 50’si olan 60 milyon avro tutarında ilk zarar tazmin yapısında sunduğu garanti altında, 120 milyon avro tutarında kaynak için anlaşma imzalandı.
Deutsche Bank AG, London Branch ve ING European Financial Services PLC’nin katılımlarıyla yapılan işlem, 2 yılı geri ödemesiz olmak üzere toplam 10 yıl vadeli ve rekabetçi maliyet seviyeleriyle gerçekleştirildi.
IBRD tarafından Haziran 2020’de Türk Eximbank için sağlanan 250 milyon avro tutarındaki garanti limitinin daha önce 190 milyon avro tutarındaki kısmı, Temmuz 2020’de kullanılmıştı. Bu kapsamda söz konusu işlemde, geri kalan 60 milyon avroluk garanti limiti değerlendirildi.
Kredinin tamamı, Türk Eximbank’ın sürdürülebilirlik süreci kapsamında değerlendirilecek. Kredinin en az yüzde 10’u, kadın ihracatçılar ve kadının işgücüne katılımını destekleyen özel sektör firmalarının işletme sermayesi ve yatırım kredisi ihtiyaçlarını karşılayacak.
Ayrıca kredinin yüzde 70’i ihracatçı KOBİ’lerin finansmanında kullandırılacak. Böylece yeni ihracatçılar üzerinde yoğunlaşılması hedefleniyor.
“İşlem, uluslararası piyasalarda ülkemize olan güvenin sonucu”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, “Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumları ile kurulan güçlü ilişkiler doğrultusunda ihracatçılarımızın orta ve uzun vadeli finansmanına verdiğimiz desteği uygun maliyetli kaynaklarla artırma yönündeki çabamız devam edecektir. Ayrıca salgın döneminde 10 yıl vadeli bu işlemi söz konusu maliyetlerle başarıyla sonuçlandırabilmek uluslararası piyasalarda ülkemize olan güvenin bir sonucudur.” ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame de projeyi desteklemekten mutluluk duyduklarını dile getirerek, kısa vadede Türk firmalarının hayatta kalabilmeleri ve ekonominin salgının etkilerinden toparlanmasına katkıda bulunabilmeleri için ihracat kapasitelerini korumasının elzem olduğunu vurguladı.
Uzun vadede sürdürülebilir ve hızlı ihracat büyümesinin sağlanmasının, ihracatçıların daha rekabetçi hale gelmelerini, daha hızlı büyüyen pazar segmentlerinde pay sahibi olmalarını ve teknolojik olarak sofistike ve çevresel olarak sürdürülebilir malların üretimini arttırmalarını gerektireceğini aktaran Kouame, “Bunların tümü, nitelikli insan kaynakları, yeni yatırımlar ve uzun vadeli finansmana daha iyi erişim gerektirmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
“Türk şirketlerinin ihracatına destek olmaktan mutluluk duyuyoruz”
Kreditör bankalardan Deutsche Bank’ın Türkiye Ülke Müdürü ve Deutsche Bank AŞ Genel Müdürü Orhan Özalp ise Dünya Bankası’yla beraber Türk Eximbank’a bu kredinin sağlanmasından ve Türk şirketlerinin ihracatına destek olmaktan mutluluk duyduklarını belirtti.
10 yıl vadeli ve giderek önem kazanan ESG prensipleri dahilinde kullandırım hedefleri olan bu tarz kredilerde, Deutsche Bank olarak yer almaya devam edeceklerini vurgulayan Özalp, gelecek dönemde bu tarz kredilerin sayısının artmasını beklediklerini kaydetti.
ING Türkiye’nin Genel Müdürü Alper Gökgöz, sorumlu bankacılık anlayışıyla Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı hedeflediklerini belirterek, şunları ifade etti:
“İhracatı, Türkiye ekonomisinin itici gücü olarak görüyor ve ihracatçılarımızın büyümelerini destekliyoruz. Salgın döneminde de ihracatçılarımıza desteğimizi sürdürmeyi önceliklendirdik. Bu kapsamda Türk Eximbank iş birliğimizle ihracatçılarımız için önemli bir kaldıraç olan bu kaynağı onlara sunmanın değerli olduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilirlik alanında cinsiyet eşitliğini, çalışana ve topluma yönelik faaliyetlerinin odağına alan bir kurum olarak, bu kredinin kadının güçlendirilmesi alanında katkıda bulunmasından dolayı mutluyuz. ING olarak global gücümüzün ve ağımızın sağladığı rekabet avantajımızı ihracatçılar için değere dönüştürmeye devam edeceğiz.”