SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, SAHA İstanbul bünyesinde 726 firma ve 22 üniversitenin yer aldığını belirterek, “Avrupa Kümeler Birliği’nde şu anda Airbus’tan sonra ikinci büyük kümeyiz ama makas çok kapandı. Çok hızlı bir büyüme trendimiz var. Birkaç ay sonra Kümemiz, Airbus’ın Toulouse’daki ‘Aerospace Valley’inin de üzerinde bir büyüklüğe sahip olacak ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olacak.” diye konuştu.
Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, SAHA İstanbul’un bir savunma sanayi kümelenmesi olarak bu alandaki firmaların endüstriyel yetkinlik düzeylerini yukarıya çekmek ve ihracatını geliştirmek gibi gayretleri olduğunu söyledi.
Dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için firmaların yeteneklerini birleştirerek; yeni yetenekler, konsorsiyumlar ve benzeri yapılarla bu sinerjiyi oluşturduklarını ifade eden Keleş, “Şu anda SAHA İstanbul bünyesinde 726 firma ve 22 üniversite var. Çok hızlı bir büyüme trendimiz var. Avrupa Kümeler Birliği üyesiyiz ve Avrupa Kümeler Birliği’nde şu anda Airbus’tan sonra ikinci büyük kümeyiz ama makas çok kapandı. Birkaç ay sonra Kümemiz, Airbus’ın Toulouse’daki ‘Aerospace Valley’inin de üzerinde bir büyüklüğe sahip olacak ve Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olacak.” diye konuştu.
“SAHA EXPO’nun konseptinin rakibi yok”
Keleş, 25-28 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek olan SAHA EXPO’nun Cumhurbaşkanlığı himayesine alındığını belirterek, “Yabancı firma ve delegasyon katılımlarıyla, yurt içinden 750 civarında stantlı katılım, 250 civarında ise stantlı yabancı katılım bekliyoruz. 25 bin civarında profesyonel ziyaretçi bekliyoruz. Ayrıca 10 binin üzerinde ikili iş görüşmesi planlıyoruz. SAHA EXPO, savunma, sivil havacılık ve uzay sektörlerinde faaliyet gösteren ve bu alanlara üretim yapabilme yetisine sahip firmaların bir sanayi ihtisas fuarı. Bu anlamda savunma sanayisinde bu fuar konseptinin bir rakibi yok. Fuarlar genellikle platformların pazarlanmasına yönelik. SAHA EXPO’da bir alan yakaladık ve buradan bir dünya markası çıkarma potansiyelini gördük.” ifadelerini kullandı.
SAHA İstanbul’daki firmaların tamamının üretici firmalar olduğunun altını çizen Keleş, şunları kaydetti:
“Bu firmaların yüzde 96’sı ikinci kuşakta sıkıntı yaşıyorlar. Bunu incelediğimizde firmayı kurup ve yönetenlerin üretmeyi bilen insanlar olduğunu tespit ettik. Bu insanların firma belli bir ölçeğe geldiğinde üretime dair hususlar bütün işin yüzde 30’u kalıyor. Geri kalan üreticilerin bilmediği yüzde 70 alanı da yönetmek zorunda kaldıkları için burada da sıkıntı yaşanıyor. Üreticilere yönetimi de öğretmek adına bir eğitim tasarladık. Bu eğitimi tasarlarken de bu bir dünya markası olsun dedik. TÜBİTAK’la yaptık ve yaparken de dünya markası üniversitelerin programlarını inceleyerek bir eğitim ortaya koyduk. Sektör liderleri bu eğitime çok ilgi duydu. Yüzde 100 katma değer garantili bir program yürütülüyor ve 2026’da bu program dünyanın en prestijli 10 programından biri olacak. Böyle bir hedefle yürüyoruz.”
“Türkiye için savunma sanayisi bir varlık yokluk meselesi”
Keleş, Türkiye için savunma sanayisinin bir varlık yokluk meselesi olduğunu belirterek, “Bu coğrafyada bir ve bütün kalmamızın temel koşulu milli savunma sanayimiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşının, ülkelerin öz güçlerinin ve öz savunma yeteneklerinin her şeyin önünde olduğunu ortaya koyduğunu belirten Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sistemlerimiz, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Karabağ’da, Ukrayna’da kullanılan, üzerine makaleler yazılan sistemlere dönüştü. Olay sadece insansız hava araçları da değil. Mühimmat teknolojileri, elektronik harp, benzeri endüstriyel yeteneklerin kara araçlarına yansıması, deniz platformları gibi alanlarda da gelişmeler oluyor. Bu gelişmeler arkasına konjonktürel rüzgarı da alınca Türkiye için çok önemli bir şey oluyor. Ekim ayında yapacağımız SAHA EXPO’da hem uluslararası teveccühün oraya yansımasını hem de sivil firmaların yeteneklerinin dünya vitrinine çıktığını göreceğiz.
Savunma sanayisindeki bu gelişmeler savunma sanayisine özgü şeyler değil. Savunma sanayisi, sivil havacılık ve uzay, yüksek teknoloji gerektiriyor. Bunları üretebilir hale geldiğiniz zaman sivil teknolojileri de çok hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırabiliyorsunuz. Savunma Sanayii Başkanlığının 700’ün üzerinde projesi var. Savunma sanayisinin yıllık ciroları 10 milyar doların üzerinde. Bunların ihracata yansıması geçen yıl 3 milyar 224 milyon dolar olarak gerçekleşti. Savunma Sanayii Başkanlığı bu rakamın 2022 için çok rahat 4 milyar doların üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu çok hızlı bir şekilde artacak. Platform satmaya başladık. Platform sattığınız zaman onun altındaki mühimmatlar, alt sistemler birer ihracat kalemi haline geliyor.”
Keleş, SAHA İstanbul bünyesinde hazırlık düzeyi 5, 6 seviyesine gelmiş, prototipleri ortaya çıkmış projelerin yatırım almasıyla ilgili bir SAHA Girişim altyapısı oluşturduklarını aktararak, “Ülkenin ihtiyaç duyduğu projelerin yatırım süreçleri doğru şekilde yönetilerek, projeleri ekonomiye kazandırmaya dair savunma, havacılık ve uzay sektörüyle kısıtlı olarak böyle bir süreç devam ediyor. Firmaların insan kaynağı geliştirme süreçlerinde meslek içi eğitimlerde, yüksek teknoloji eğitimleri SAHA Akademi altında verilmeye başlandı. Firmaların, üniversitelerin laboratuvar ve akademik altyapılarından faydalanmasını sağlamak üzere gayretlerimiz sürüyor. Ayrıca, komitelerimizin altında ülkenin dışa bağlı olduğu konularda projeler oluşturuluyor.” ifadelerini kullandı.