Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, salgın sürecinde sektörde yaşanan gelişmeler, 5G süreci ve etkileri, sektörün gelecek öngörüleri ile kamuoyunda sıkça konuşulan operatörlerin fiberde ortak altyapı paylaşımı talebine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Önal, salgın sürecinde, uzaktan eğitim, evden çalışma ve sosyalleşme ihtiyacının giderilmeye çalışılması gibi nedenlerin iletişime olan talebi artırdığını belirterek, yoğun trafik, şebekelere binen yük, artan taleplerin operatörler için karşılanması zorunlu hale gelen süreçler olduğundan bahsetti.
Türk Telekom’un bütün Türkiye’ye yayılmış yaygın organizasyonel yapısının talepleri çevik şekilde karşılamakta önemli etken olduğuna işaret eden Önal, salgın öncesi çekirdek şebekeye yapılan ciddi miktardaki kapasite yatırımlarının, bu sürecin iyi yönetilmesini sağladığına dikkati çekti.
Önal, normal şartlarda özellikle akşam saatlerine yayılan trafik artışının salgın döneminde, günün her saatindeki yüksek artış olarak kendini gösterdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Kendi abonelerimizin kişi başı ortalama aylık data kullanımı 245 GB’a kadar çıktı. Telekomünikasyon sektörü açısından bence Türkiye salgın döneminde iyi bir sınav verdi. Bu kadar ani talebi, telekomünikasyon sektörünün tamamı iyi karşıladı. Özelde, Türk Telekom’un yaygın servis ağı ve Türkiye’nin her yerinde olmaktan kaynaklı avantajını da iyi kullandık. Artan iletişim ihtiyacı ve pazar dinamikleri, bizi yatırım konusunda iştahlandırıyor.
Sonuçlarımız, daha önceki yıllarla kıyasladığımızda, son birkaç yıldaki yatırımlarımızı hızla artırmamızın ne kadar doğru bir karar olduğunu bize gösteriyor. Bu trend, Türk Telekom’un, hissedarlarının ve yatırımcılarının beklentilerini karşıladığı gibi şirketin yatırım konusundaki iştahının devam ettiğini ve edeceğini gösteriyor.”
“İndirimli başvuru talebimiz BTK tarafından kabul gördü”
Yaklaşan 5G ihale sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Önal, Türkiye’deki telekomünikasyon sektörünün gelişimi için kilit noktanın, 5G ve sonrasında gelecek olan yeni nesil teknolojilerin Türkiye’ye hızlı bir şekilde adaptasyonunu sağlayacak altyapıya sahip olma meselesi olduğunu söyledi.
Temel anahtarın bu iki nokta olduğunun altını çizen Önal, şu bilgileri verdi:
“Türk Telekom olarak 5G’nin temel taşıyıcısı olan fiberi yaygınlaştırmak temel motivasyonumuz ve önceliğimiz. ‘Sadece merkeze değil herkese’ anlayışı ile Türkiye’yi uçtan uca fiber ağlarla örme konsantrasyonu ile hareket ediyoruz. İlk çeyrek sonuçlarımız itibarıyla, Türkiye’deki sokakların yüzde 85’ine yakınına fiberle gitmiş durumdayız. Bunların yine çok büyük bir kısmına binaya ve daireye kadar da fiberle gitmiş durumdayız. 5G’nin temel taşıyıcısı fiber diyoruz, bu açıdan bakıldığında baz istasyonlarımızın da yüzde 45’i fibere bağlı durumda. Bu da bizi 5G’ye en hazır operatör yapıyor.
Bununla ilgili bir adım daha attık. Türkiye’nin 5G’ye hızlı geçişi adına, mobil operatörlerin baz istasyonlarını fiberleştirebilmesi ve transmisyon ihtiyaçlarını daha uygun maliyetler ile karşılayabilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) mevcut fiyatlarımıza kıyasla çok daha indirimli tarife başvurusunda bulunduk. Yüzde 60’lara varan ve hatta ürün tercihlerine göre yer yer üzerinde seyredebilen indirimler BTK tarafından onaylandı.
Bunu, Türkiye’deki 5G hizmetinin önünün ivedilikle açılması ve mobil operatörlerin baz istasyonlarını hızlıca fibere bağlamaları noktasında, onları motive etmek adına yaptık. Bu talebimiz BTK tarafından kabul gördü. Dolayısıyla böyle bir tarifeyi toptan düzeyde sunarak; mobil operatörlerin baz istasyonlarının fiberleştirilmesine katkı sağlayacak ve Türkiye’nin 5G’ye geçme sürecine destek olacağız.”
“Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalar ve armutlar birbirine karışıyor”
Önal, Vodafone ve Turkcell tarafından kamuoyunda sıkça dile getirilen fiberde ortak altyapı paylaşımı konusuna da açıklık getirdi.
Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalarla ve armutların birbirine karıştığı değerlendirmesinde bulunan Önal, şunları söyledi:
“Türk Telekom’un altyapısı Türkiye’nin altyapısı. Türk Telekom’un kurmuş ve büyütmüş olduğu sabit internet altyapısının sahibi değiliz. Üstlenicisiyiz, işletmecisiyiz, geliştiricisiyiz. Biz üstlenicisi ve işletmeci olduğumuz bu altyapıyı daima yukarı doğru taşımaya çalışıyoruz. Özellikle son yıllarda artan bir ivmeyle erişim yatırımlarını ciddi şekilde hızlandırıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın internet hızlarının artması ve fiberin yaygınlaştırılması ile ilgili göstermiş olduğu hedefi kendimize ödev olarak alıyor, artan yatırımlarımızla hız kesmeden, Türkiye’nin fiberleşmesi noktasında son derece yüksek bir motivasyon ile durmaksızın çalışıyoruz.
Yine ortak altyapı konusunda 2018 yılında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde sektörün tüm oyuncularının bir araya gelerek imzaladığı Sabit Elektronik İletişim Altyapısını Kiralama Protokolü var. Bu protokole şu an ‘feveran eden’ operatörler en üst düzeyde imza attılar. Maksat bir şeyi beraber yapmaksa ki, biz de istiyoruz. Bunu mevzuatlar, kurallar çerçevesinde bütün oyuncuların imzaladığı protokolün sınırları içerisinde yapalım diyoruz.
Bu ortak paylaşım konusunu talep ederken, taleplerin hukuki olmasına, ticari bir mantığa dayanmasına dikkat etmek gerekiyor. Talebin rasyonel ve iyi niyetli olması lazım. Bizim ortaklarımız, hissedarlarımız ve yatırımcılarımız var. İletişim sektöründe Türkiye’nin dijital dönüşümünün omurgası olmak bizim vazifemiz. Bunu ancak güçlü kalarak, güçlü finansallarla yapabiliriz. Dolayısıyla bu taleplerin bir ticari mantığa dayanması lazım.”
“Şimdiye kadar Türk Telekom’dan altyapı almak için kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?”
Fiber altyapı konusunda verdikleri emeklere, yaptıkları çalışma ve yatırımlara atıfta bulunan Önal, bunca çalışmanın ardından gündeme getirilen taleplerin kazan-kazan mantığında olması gerektiğini, Türk Telekom da dahil tek bir işletmeye fayda sağlayacak denklemin kimseye faydasının olmayacağını söyledi.
Önal, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Taleplerin, elmalarla armutların karıştırıldığı bir denklemle değil, makul, mantıklı, anlaşılabilir bir yerde olması lazım. Şimdi ben çağrıyı yapıyorum. Diyorum ki, ‘Baz istasyonlarının fiberleştirilmesi için mevcut fiyatların çok çok altında bir fiyat var.’ Buna rağmen, ‘Kazı yapacağım, mükerrer yatırım yapacağım’ deniliyorsa ona bir şey diyemiyorum. O zaman bunun ismi mükerrer yatırım, olur. Yapılan protokol ortada. O protokolün sınırları çerçevesinde elimizden gelen her şeyi yapmaya devam ediyoruz. Aynı şekilde bundan sonra da dövize endeksli bir yatırım kaleminde, Türkiye’nin tekrar tekrar yatırım yapmasının önüne geçecek şekilde her türlü adımı atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.
Dolayısıyla bu altyapı meselesinde Türk Telekom, hukuki, ticari ve belli bir rasyonalite içerisinde olan her türlü talebi karşılamaya hazır. Şöyle bir soruyu sormak gerekiyor, ‘Türk Telekom’dan altyapı almak için şimdiye kadar kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?’ ‘Müracaat ettim’ demek, ‘Ben Türk Telefon tarafından altyapı almak istiyorum’ demek değil. Bunun nasıl olacağının bir kuralı var. BTK’nın bu konuda süreçleri var. Buradaki durumu, sureti haktan görünerek farklı ajandaların dolaşıma sokulması olarak görüyorum. Bunu bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Hepimiz ticaretin ve rekabetin içindeyiz ama bir noktadan sonrası çok manipülatif.”
Sürece uygun gelen taleplerin tamamının Türk Telekom tarafından işletildiğini ve karşılandığını dile getiren Önal, “Türk Telekom, Edirne’den Kars’a kadar, ‘sadece kârlı yerlerde değil, karlı yerlerde de yatırım yapması’ ancak kimi işletmecilerin taleplerinin sadece alım gücü yüksek bölgelerle ilgili olması pek adil ve doğru değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Önal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz kanun koyucu, kural belirleyici, düzenleyici değiliz. Herkes gibi biz de düzenlemelere göre hareket eden bir operatörüz. İmtiyazın bize tanıdığı hakkın sınırları içerisinde ve protokoller çerçevesinde davranıyoruz. Sürecin doğru işletildiği hiçbir yerde altyapının kiralanmaması, paylaşılmaması söz konusu değil. Burada yapılmak istenen, Türk Telekom’un kamu otoriteleri nezdinde, kanunen yapması gereken bir şeyi kanunlara direnerek yapmıyormuş gibi bir algı oluşturmak ve düzenleyici kuruluşa kazı izni konusunda baskı yapmak. Türkiye’nin yüzde 85’ine yakınında sokağa kadar gitmişiz, bu yılın sonunda bu rakam yüzde 90’ları bulacak.”
“Türk Telekom üzerinden farklı ajandalar gündeme alınıyor”
Önal, “Şimdi yüzde 60’lara varan ve hatta ürün tercihlerine göre yer yer üzerinde seyredebilen indirimlerle baz istasyonlarını fiberleştirmeyi teklif ediyoruz, bundan daha açık bir teklif olabilir mi?” dedi.
Türk Telekom üzerinden farklı ajandaların gündeme alındığına dikkati çeken Önal, şu ifadeleri kullandı:
“Ticari olarak anlaşılır bulmakla birlikte, acıklı olan şey, düzenleyici kuruluşlara bu tür baskıları yapmak. Yoksa ticari olarak rekabetin içerisinde bunların hepsi yapılır ama elmalarla, armutları bilinçli bir biçimde birbirine karıştırarak bu meseleyi çözemeyiz. Ortada bir sözleşme var. Buna herkes imza atmış. Sözleşmenin yükümlülüklerine göre davranılan hiçbir yerde, Türk Telekom edimlerini yerine getirmekten geri durmaz. Bizde kamu kültürü vardır, kamu terbiyesi vardır. Bir şey süreçlerine uygun olarak ilerletildiğinde, bizde asla iş durdurulmaz.”
“Vodafone’un mobilde de ortak paylaşım önerisini olumlu karşılıyoruz”
Türk Telekom CEO’su Önal, geçen günlerde Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un, “sadece fiber altyapıda değil, mobilde de ortak paylaşım” önerisine de yanıt verdi.
Bu konuda geçmişten bu yana kendilerinin de sadece sabit altyapıda değil, mobil tarafta da ortak altyapı paylaşımı noktasında bir takım şeyler yapılabileceğini dile getirdiklerini hatırlatan Önal, öneriye şu yanıtı verdi:
“Bunu basit bir kule paylaşımı gibi pasif bir paylaşım modelinde değil, aktif paylaşım modeliyle de yapılabileceği yönünde her zaman söylemlerimiz var. Nitekim Vodafone ile bunun bir denemesini 2017-2018 yılında yaptık. Dolayısıyla bu noktada biz mobil paylaşımının da üzerinde duruyoruz. Dolayısıyla bu öneriyi olumlu karşılıyoruz.”