Turkcell’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bülent Aksu, Turkcell olarak 23 Şubat 1994’te Türkiye’de ilk cep telefonu görüşmesini gerçekleştirmelerinin üzerinden 27 yılı aşkın süre geçtiğini hatırlatarak, Turkcell’in geçen bu süre zarfında bir yandan lider GSM operatörü olarak abonelerine en kaliteli iletişim imkanını sunmaya devam ettiğini, diğer yandan da entegre dijital servisler sunan bir teknoloji şirketine dönüştüğünü aktardı.
Bugün geldikleri noktada, sundukları ürün ve hizmetlerle küresel rekabetin önemli markası haline geldiklerini belirten Aksu, Turkcell’in bireysel müşterilerine sunduğu ürün ve servislerin yanı sıra kurumsal müşterilerine de uçtan uca dijital çözümler sunduğunu bildirdi.
Aksu, Turkcell’in bugün Türkiye’nin dijital endüstrisinin en büyük fabrikası ve teknoloji alanında Türkiye’nin dünyaya açılan amiral gemisi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin Turkcell’i olarak ürün ve hizmetlerimizi geliştirirken daima ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı’ diyor, bu kapsamda ülkemizin farklı bölgelerinde yer alan üstün teknolojik veri merkezlerini kullanıcıların hizmetine sunuyoruz. Tüm bu başarılarımızın arkasındaki unsur, üstün ve yaygın şebeke altyapımız. Güçlü altyapımız ve kaliteli insan kaynağımız sayesinde Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda tüm kurumsal ve bireysel müşterilerimize yol gösteren güçlü bir paydaş olduk. Hatta yurt dışına da dijital servis ve uygulama ihracatı gerçekleştirmeye başladık. 2021 birinci çeyrek sonu itibarıyla BiP’in 3 ay aktif kullanıcısı sayısı 40 milyona ulaştı. Bu kullanıcıların yaklaşık üçte birini ise yurt dışındaki müşterilerimiz oluşturuyor. Turkcell, bugüne kadar bu ülkede kazandıklarını yine bu ülkeye harcadı. 2020 sonu itibarıyla Türkiye’ye toplamda 50 milyar TL’lik yatırım yaptık. Aynı hızla yeni yatırımlarımızı sürdürüyoruz.”
“Fiberde ortak altyapının bir an önce hayata geçmesi gerektiğine inanıyoruz”
Bülent Aksu, 4.5G teknolojisiyle mobilde 1.6 Gbps, fiberde ise 10 Gbps’lik hızı müşterilerle buluşturduklarını bildirdi.
Türkiye’de eve kadar gerçek fiberi ilk kez Turkcell’in getirdiğini belirten Aksu, “Bugün 10 Gbps hızı fiber internet sunduğumuz her ilde herkese sunabilen tek şirketiz. Fiber altyapı, sadece yüksek hız anlamına gelmiyor. Aynı zamanda fiberin yaygınlaşması 5G’ye geçiş için kritik bir öneme sahip. Bu nedenle ilk günden itibaren fiberde ortak altyapının bir an önce hayata geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda yapılan girişimlerde en önde yer almaya ve aktif rol oynamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Aksu, fiber yatırımların dijitalleşme açısından elzem olduğunu vurgulayarak, ortak altyapının önemine dikkati çekti. Ortak altyapıda atılacak her adımın ülke kaynaklarının doğru ve verimli kullanılabilmesine de olanak sağlayacağını aktaran Aksu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bunun dünyada birçok başarılı örneği var. Biz operatörler arasındaki rekabetin altyapıda değil, üstyapıda sunacağımız hizmetlerle olması gerektiğine inanıyoruz. Turkcell olarak misyonumuzu, ‘teknoloji sayesinde geride kimseyi bırakmadan hayatı kapsamak ve müşterilerinin hayatına değer katmak’ olarak özetleyebiliriz.
Teknolojinin fırsat eşitleyici gücünü kullanıyor, toplumun bilgiye, eğitime ve sosyal hayata erişimde eşit olanaklara kavuşmasını hedefleyen projeleri hayata geçiriyoruz. Bu amaçla her yıl yaklaşık gelirimizin yüzde 1’ine yakın bir kısmını toplumsal yatırım projelerine ayırıyoruz. Çocuklar, kadınlar, engelliler, yaşlılar, mülteciler gibi toplumun farklı kesimlerine ulaşan projeleri yürütüyoruz.”
“Enerji odaklı faaliyetlerimizde çevre dostu yeşil enerji kaynaklarına yöneliyoruz”
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Aksu, tüm iş süreçlerinde dünyaya bırakacağı izi düşünerek hareket ettiklerini belirterek, dijitalleşmenin sağladığı ciddi kaynak tasarrufunun çevreye bırakılan izin küçülmesine de olanak sunduğunu kaydetti.
2020 Entegre Faaliyet Raporu’nda, iş süreçlerinin çıktılarını ve bu çıktılar sonunda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na nasıl bir katkı sağladıklarını detaylı biçimde anlattıklarını bildiren Aksu, “Bu çerçevede enerji odaklı faaliyetlerimizde çevre dostu yeşil enerji kaynaklarına yöneliyoruz. Turkcell sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda 2030 yılına kadar elektrik tüketimini tamamen yenilenebilir kaynaklardan karşılama ve 2050 yılına kadar tamamen ‘karbon nötr bir şirket’ olma hedefi yolunda hızlı adımlarla ilerliyoruz. Ayrıca, 2015’ten beri düzenli raporlama yaptığımız CDP (Carbon Disclosure Project) notumuzu C-‘den B’ye yükselttik ve bu konuda da sektörümüzün lideri olduk.” ifadelerini kullandı.
“Geleceği Yazan Kadınlar projesiyle bugüne kadar 3 bine yakın kadına eğitim verdik”
Bülent Aksu, Turkcell’in, “Geleceği Yazan Kadınlar” projesiyle bugüne kadar 3 bine yakın kadına eğitim verdiğini, üstün başarı gösteren katılımcılara da Turkcell’de istihdam olanağı sağladıklarını aktardı.
Yeni bir projeye başlayacaklarını bildiren Aksu, “İklim değişikliği ile mücadelede yalnızca işleyişi değiştirmek yeterli değil. Denizlerin ve doğanın temizlenmesi, enerjinin verimli kullanılması, karbonun bertaraf edilmesi de gerekiyor. Bu kapsamda geçmişte Geleceği Yazan Kadınlar projesine katılmış ve mobil yazılım ile yapay zeka konusunda bilgi birikimi olan tüm kadınlara açık bir hackathon düzenleyeceğiz. Bu sayede katılımcılarımızı iklim değişikliği konusunda farklı yenilikçi projeler geliştirmeleri konusunda teşvik edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yerli otomobil girişimi konusunda attıkları adımlara da değinen Aksu, Turkcell’in dünyada elektrikli araç üretimi de dahil, mobilite ekosistemine yatırım yapan ilk telekom şirketlerinden biri olduğunu vurguladı.
e-mobilitenin önümüzdeki süreçte önemli bir iş alanı haline geleceğini vurgulayan Aksu, “TOGG’daki hissemizi salt bir finansal yatırım olarak değerlendirmiyoruz. Buradaki gayemiz, mobilite alanında geliştireceğimiz çözüm ve servislerle TOGG’un teknoloji tarafında önemli iş ortaklarından biri olmak. TOGG’un geliştireceği e-mobilite platformunda nesnelerin interneti, yapay zeka, araç içi eğlence ve ödeme sistemleri tarafında aktif rol üstleneceğiz. Özellikle bağlanabilirlik (connectivity), yapay zeka ve mobil ödeme taraflarında önemli çalışmalarımız bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
“Zeka Gücü” projesiyle bugüne kadar 70 bin öğrenciye eğitim sağlandı
Verilen bilgiye göre, Turkcell, Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle özel yetenekli öğrencileri teknolojiyle tanıştırmak ve onların bu alandaki yeteneklerini geliştirmek amacıyla başlattığı “Zeka Gücü” projesiyle bugüne kadar 70 bin öğrenciye eğitim sağladı.
Turkcell’in kurduğu Zeka Gücü teknoloji laboratuvarlarında öğrencilere dizüstü bilgisayarlar, 3B yazıcı, akıllı tahta, elektronik ve robotik kodlama setleri ve alet takımları gibi araçlar sunuluyor.
Özel yetenekli çocuklar, bu proje kapsamında yapay zeka, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ve bulut gibi geleceğin teknolojilerine yönelik eğitimler alıyor, projeler geliştiriyor.
Sadece 2020’de proje kapsamında 10 yeni sınıf açılırken, halen 41 ilde 59 laboratuvarda özel yetenekli çocuklar eğitim görüyor. Yeni dönemde proje kapsamında 14 laboratuvar daha açılacak.
Türkiye’de eğitim veren 33 BİLSEM’de bulunan Zeka Gücü teknoloji sınıflarında eğitim alan öğrenciler, öğretmenlerinin destekleriyle ve Turkcell’in sınıflara eklediği yeni yazıcılarla birlikte salgın döneminde sağlık çalışanlarına destek olmak için ayda 5 bin yüz siperliği üretti.
Zeka Gücü kapsamında geliştirilen Robotel projesi, doğuştan parmakları olmayan bir çocuğa mekanik el üreten iki kişinin, bunu ihtiyacı olanlarla paylaşmasıyla başladı ve zamanla tüm dünyadan insanların katılımıyla gelişti.
Turkcell Zeka Gücü sınıflarında yer alan 3B yazıcılar ile öğrenciler, yaşıtları için protez eller üretiyor.
Program kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde Robotel Derneği iş birliği ile Zeka Gücü öğrencilerine “robot el” eğitimi verilirken, 2 ay sürecek program sonunda Erzurum BİLSEM’deki öğrenciler tamamladıkları robot eli, ihtiyaç sahibi bir öğrenciye teslim edecek.
“Engelsiz Eğitim” programında 60 ilde 112 okulda 100 binden fazla öğrenciye ulaşıldı
Turkcell’in 2015 yılında Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde başlattığı “Engelsiz Eğitim” programı, özel eğitime ihtiyacı olan engelli çocukların yetkinliklerini artırmayı ve toplumsal yaşama katılımlarını sağlamayı amaçlıyor.
Program kapsamında görme ve işitme engelli öğrenciler için donanımlı teknoloji sınıfları, zihinsel engelli öğrenciler için de mesleki eğitim atölyeleri kuruluyor. Türkiye genelinde bulunan çok sayıda özel eğitim merkezinde kurulan meslek atölyelerinde, hafif zihinsel engelli öğrenciler okul sonrası iş hayatına hazırlanıyor.
Öğrenciler, farklı alanlarda kazandıkları iş becerileriyle okul sonrası istihdama katılabilir hale gelirken, program aracılığıyla 2015 yılından bu yana 60 ilde 112 okulda 100 binden fazla öğrenciye ulaşıldı.
2020 yılında program kapsamında başlatılan yeni projeyle görme engelli çocuklara dağıtılan Braille baskılı kodlama kiti aracılığıyla kodlama eğitimi verildi. Görme engellilere yönelik robotik kit ve eğitim programı sayesinde yıl içinde 1.000’e yakın görme engelli öğrenci dijital dünya ile tanıştı.
Turkcell, 2020 yılında hayata geçirdiği “Engelsiz Spor” projesiyle de zihinsel engelli öğrencileri spor alanında desteklemeye başladı. Türkiye genelinde 11 özel eğitim okulunda kurulan engelsiz spor sınıflarıyla 5 bine yakın engelli çocuğa spor eğitimi verildi.
2020’de 557 ulusal patent başvurusu yapan Turkcell, “Türkiye’nin patent lideri” oldu
Turkcell’in AR-GE ve inovasyon merkezi Turkcell Teknoloji, 1.300 yetkin mühendisiyle dünya çapında birçok inovatif buluş, ürün ve hizmete imza atmaya devam ediyor.
Sadece 2020 yılında 557 ulusal patent başvurusu yapan Turkcell, “Türkiye’nin patent lideri” olurken, ayrıca bugüne kadar yaptığı 2 bin 674 ulusal ve 167 uluslararası patent başvurusunun yanında 700’den fazla tescillenmiş patentin sahibi olarak sektördeki birinciliğini koruyor.