Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, enerjinin her zaman Türkiye ve AB arasında üst düzeyde ele alınması gereken bir konu olduğunu belirterek, “Türkiye ve AB arasında bir an önce üst düzey bir enerji diyaloğu toplantısı olmalıdır.” dedi.
Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda (AP) “Çalkantılı Zamanlarda Enerji Güvenliği” başlıklı bir etkinlik düzenlendi.
AB-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı AP Milletvekili Ryszard Czarnecki’nin ev sahipliğinde yapılan programın moderatörlüğünü İletişim ve Politika Danışmanı İpek Tekdemir gerçekleştirdi.
Etkinlikte konuşan Büyükelçi Bozay, günümüzde enerji sistemlerinin birbirine her zamankinden daha fazla bağımlı ve bağlantılı olduğunu, bu nedenle ülkeler arasında iş birliği yapmanın önemini vurguladı.
Kovid-19 salgınının enerji talebini bozduğunu, Rusya-Ukrayna savaşının da küresel bir jeopolitik kriz ortaya çıkardığını anımsatan Bozay, bunların enerji sistemlerine kritik etkileri olduğunu anlattı.
Bozay, “Enerji sektöründe eşi benzeri görülmemiş tektonik hareketler içeren olağanüstü bir türbülans yaşıyoruz. Geçmişin basit çözümleri artık işe yaramıyor.” ifadesini kullandı.
“Özellikle Avrupa’da enerji ekosisteminin bütün katmanlarında önemli etkisi olan bütün ülkeleri bir araya getiren açık ve şeffaf bir diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.” diyen Bozay, enerji sistemlerinin yaşanan şoklara nasıl adapte edileceğinin tartışılması, bu diyaloğun Türkiye ile AB arasında istişare ve iş birliğini de içermesi gerektiğini söyledi.
Bozay, “Türkiye, AB’ye aday ve aynı zamanda stratejik bir ortak olarak önemli bir rol oynayabilir. Ukrayna’daki savaş, Türkiye’nin bir fark yaratabileceğini bir kez daha kanıtladı.” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye ve AB arasında arz güvenliği, fiyat ve değer zinciri gibi önemli alanlarda iş birliği imkanını ortaya koyduğunu anlatan Bozay, Türkiye ve AB arasında sağlık, göç, tarım ulaşım, terörle mücadele ve iklim gibi çeşitli alanlarda yüksek seviyeli diyalog toplantıları yapıldığını hatırlattı.
Bozay, “Mevcut enerji ortamı, enerji dönüşümü konusu ve özellikle önümüzdeki sezonda gaz arzında yaşanacak zorluklar göz önüne alındığında, enerjinin her zaman Türkiye ve AB arasında üst düzeyde ele alınması gerekmektedir. Türkiye ve AB arasında bir an önce üst düzey bir enerji diyaloğu toplantısı olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Türkiye güvenilir ortak
Programa video konferansla katılan SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran da, Hazar gazının AB’nin Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya ve doğal gaz arz güvenliğini artırmaya katkı sağlayacağını belirterek, “Türkiye, kesinlikle güvenilir bir ortak olarak Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunmaya hazırdır.” dedi.
AB ve Türkiye arasında geçmişte bazı krizler yaşanmış olmasına rağmen Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıkardığı yeni durumun taraflar arasındaki ilişkileri güçlendirmek için fırsatlar sunduğunu ifade eden Duran, “Türkiye, bölgede hem Ukrayna hem de Rusya ile iyi ilişkilere sahip birkaç ülkeden biri konumunda bulunuyor.” dedi.
Duran, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında barış görüşmeleri için diplomatik girişimlerde de bulunduğunu anımsatarak, Ankara’nın Kiev ve Moskova ile yakın bağlarının Türkiye’nin AB ve üye ülkelerin güvenliğindeki kritik rolünü ortaya koyduğunu vurguladı.
Güvenlik, savunma ve enerji alanında potansiyel
AB’nin son dönemde savunma ve enerji güvenliği alanında adımlar attığına işaret eden Duran, “Türkiye ve AB, yeni jeopolitik konum ve yetenekleri sayesinde güvenlik, savunma ve enerji gibi kritik alanlarda birbirini daha da güçlendirme potansiyeline sahiptir.” değerlendirmesinde bulundu.
Duran, hızla değişen küresel ve bölgesel dinamiklerin AB açısından yeni sınamalar ortaya çıkardığını anımsatarak. “Türkiye’nin AB üyeliği bugün eskisinden çok daha önemli.” dedi.
Avrupa’nın uygun fiyatlı ve sürdürülebilir bir enerji dönüşümünü gerçekleştirmek için Türkiye, Azerbaycan ve diğer ülkelerle iş birliği yapmasının önemine işaret eden Duran, AB’nin yeni enerji tedarikçileri araması ve yeni ittifaklar oluşturması gerektiğini söyledi.
Duran, Avrupa ülkeleri açısından sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) boru hatlarının yerini alamayacağına dikkati çekerek, Katar ve Avustralya’dan sağlanacak LNG’nin uzun dönem sözleşmelere bağlı olduğunu, ABD’nin de sınırlı kapasitesi bulunduğunu anımsattı.
Güney Gaz Koridoru’nun AB’nin son birkaç yıldaki en önemli projelerinden biri olduğunu ifade eden Duran, bunun Türkiye ile Azerbaycan arasındaki uzun süreli dostluktan kaynaklandığını hatırlattı.
Duran, Güney Gaz Koridoru’nun TANAP ve TAP’ı da kapsadığını hatırlatarak, “Bunun doğrudan sonucu olarak Türkiye’nin AB’nin arz güvenliğinde güvenilir bir ortak olarak rolü arttı.” dedi.
Programa çok sayıda AP milletvekili, aralarında Azerbaycan’ın AB Büyükelçisi Vagif Sadigov’un da bulunduğu diplomatlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve enerji uzmanları katıldı.