Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, konuya ilişkin soruya verdiği yazılı yanıtta, “Hindistan ve Pakistan arasında 25 Şubat itibarıyla, iki ülke sınır bölgesindeki Kontrol Hattında, ateşkese ve ilgili anlaşmalara riayet edilmesine ilişkin sağlanan mutabakatı memnuniyetle karşılıyoruz.” ifadesini kullandı.
Aksoy, bölgede istikrar ve güvenliğin tesisi için önemli bir adımı teşkil eden mutabakatın, iki ülke arasındaki güvenin geliştirilmesine ve yapıcı diyalog ortamının oluşturulmasına katkıda bulunmasını diledi.
Hindistan ve Pakistan, 25 Şubat’ta ihtilaflı Keşmir sınırındaki ateşkese, tüm mutabakat ve anlaşmalara “mutlak riayet edilmesi” konusunda anlaşmaya varmıştı.
Keşmir sorunu
İngiltere, 1947’de sömürge olarak yönettiği Hindistan’dan çekilirken o dönemde bir prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı.
Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.
Karara, Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.
Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Cammu Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20’lik bir kısım ise sınırdaş Çin’in hakimiyetine verildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.
Hindistan, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.