Kazakistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yönetiminin varlığını sürdürdüğü döneme rağmen ilk uluslararası anlaşmasını 15 Mart 1991’de Türkiye ile imzaladı. Ancak iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler, Kazakistan’ın 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını resmen ilan etmesinden yaklaşık üç ay sonra 2 Mart 1992’de tesis edildi.
Türkiye’nin bu ülkeye atadığı ilk büyükelçisi Argun Özpay, 21 Nisan 1992’de Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e güven mektubunu sundu.
Böylece Türkiye, ülkenin o dönemki başkenti Almatı’da büyükelçiliğini açtı ve bağımsız Kazakistan’daki ilk diplomatik misyonun kurulmasına öncülük etti.
Nazarbayev de aynı yıl Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi ve Ankara’da Kazakistan Büyükelçiliğini açtı.
Türkiye, aynı zamanda Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olarak da kayıtlara geçti.
Her alanda iş birliğini geliştirme kararı alan Kazakistan ile Türkiye, 2009’da ikili ilişkileri stratejik ortaklık düzeyine taşıdı.
Halihazırda siyasi, ekonomi, ticari, yatırım, askeri, savunma sanayisi, eğitim, sağlık ve beşeri alanlarda geniş kapsamlı iş birliği yürüten kardeş ülkeler, ilişkilerinin 30. yılında önemli başarılara imza attı.
Türkiye ve Kazakistan, 30 yılda karşılıklı ticaret hacminin 30 milyon dolardan 5 milyar dolara çıkardı.
Bölgesel ve uluslararası arenada da iş birliğini sürdüren iki ülke, ayrıca Türk dünyasının entegrasyonu adına önemli girişimler başlattı. Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Uluslararası Türk Akademisi, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) gibi ortak kurumların kuruluşlarında yer aldı.
“Karşılıklı ticaret hacmi 30 yılda 100 kat arttı”
Türkiye’nin Nur Sultan Büyükelçisi Ufuk Ekici, iki ülke ilişkilerinin 30 yıllık serüvenini AA muhabirine değerlendirdi.
Ekici, bugün Türkiye ile Kazakistan arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 30. yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, “İki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi ve nice 30 seneler sürmesini temenni ediyorum.” dedi.
Söz konusu zaman zarfında iki ülke arasında çok sayıda iş birliği anlaşmalarının imzalandığına işaret eden Ekici, “Türkiye ile Kazakistan arasındaki siyasi ilişkilerin ulaştığı düzeye koşut olarak Kazakistan, Türkiye’nin bölgedeki en önemli siyasi ve ekonomik ortaklarından biri haline geldi.” diye konuştu.
Ekici, özellikle devlet başkanları düzeyindeki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ikili ilişkilerin derinleştirilmesine imkan tanıyan önemli bir mekanizma olduğunun altını çizerek, Cumhurbaşkanları başkanlığında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin düzenli toplandığını, müteakip toplantının bu yıl içerisinde gerçekleştirilmesinin planlandığını söyledi.
İkili ilişkilerin 30 yılda her alanda geliştiğini vurgulayan Ekici, şu bilgileri verdi:
“İlişkilerimiz ticaret, yatırım, kültür, turizm, sağlık, eğitim ve askeri konular gibi geniş bir yelpazede karşılıklı fayda temelinde gelişerek önemli bir seviyeye erişti. Kazakistan’ın bağımsızlığının ilk yıllarında çok düşük düzeylerde seyreden ticaret hacmimiz son 30 yılda 100 kattan fazla arttı. Türkiye, Kazakistan ekonomisinde enerji dışı sektörlerde en büyük yatırımcı ülkelerin başında geliyor.”
“Türkiye, Kazakistan’ın en büyük 10 yatırımcısından biri”
Büyükelçi Ekici, şu anda Türkiye’nin Kazakistan’ın en büyük on yatırımcısı listesinde yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Türkiye’den Kazakistan’a gelen yatırımların toplam bedeli 4 milyar doları aşmıştır. Geçen yıl ikili ticaret hacmimiz, devam eden salgın şartlarına rağmen 5 milyar doları buldu. Böylece kısa vadeli 5 milyar dolarlık hedefimize ulaşmış olduk. Bir üst hedefimiz ise ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmak, ortak yatırımlarımızı nitelik ve nicelik olarak artırmak.”
Ekici, halihazırda Kazakistan’da yaklaşık 2 bin 700 Türk sermayeli şirketin faaliyet gösterdiğini ve söz konusu şirketlerin bugüne kadar Kazakistan’da üstlendikleri projelerin toplam değerinin 30 milyar dolara yaklaştığının altını çizdi.
“Ülkemizde eğitim görmek isteyen Kazakistanlı kardeşlerimizin sayısı artıyor”
Eğitim alanında da yakın iş birliği içinde olduklarını ve bugün de 4 binden fazla Kazakistanlı öğrencinin Türkiye’de eğitim gördüğünü anlatan Ekici, şunları kaydetti:
“Türkiye Bursları kapsamında ülkemizde öğrenim görmek isteyen Kazakistanlı kardeşlerimizden rekor sayıda başvuru alıyoruz. Kazakistan hükümetince Kazak öğrencilere yönelik olarak uygulanan ‘Bolaşak’ yurt dışı burs programına önümüzdeki dönemde ülkemizden de teknik ve mühendislik eğitimi veren üniversitelerin dahil edilmesinden memnuniyet duyacağız.”
Büyükelçi Ekici, Kazakistan vatandaşlarının en çok tercih ettiği tatil destinasyonlarının başında Türkiye’nin geldiğini belirterek, “Salgından önce yılda yaklaşık 400-450 bin Kazakistanlı Türkiye’yi ziyaret ediyordu. Bu ciddi bir rakam. Önümüzdeki yaz dönemlerinde, bu rakama yine ulaşacağımızı düşünüyorum. Bunun yanı sıra Türkiye’de konut satın alan ve ülkemize yerleşen Kazakistan vatandaşlarının sayısı da artmaktadır.” diye konuştu.
“Türkiye’den turistlerin Kazakistan’a ilgisi büyüyor”
Son dönemde Türkiye’den de Kazakistan’ı ziyaret eden turist sayısının arttığına işaret eden Ekici, “Özellikle Türkistan şehri, tarihi, manevi ve turistik bir merkez olarak gelişimiyle ön plana çıkıyor. Türk Hava Yolları’nın da buraya doğrudan seferlerini başlatması Türkistan’a ziyaret sayısını artırdı. Ortak değerimiz Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri’nin türbesine ev sahipliği yapan Türkistan, bu nedenle de oldukça ilgi çekiyor.” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Ekici, görev süresi boyunca Kazakistan’ın farklı bölgelerini ziyaret ettiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Kazakistan, geniş toprakları, birbirinden farklı tarihi ve kültürel mekanlarıyla ile turizmin gelişimi için muazzam bir potansiyele sahip. Hazar Denizi kıyısında bulunan Aktau şehrinin, önümüzdeki yıllarda ikinci bir Antalya olma potansiyeli mevcut. Almatı zaten dünya çapında tanınan bir şehir ve etrafındaki doğal güzellikleri de keşfedilmeye hazır. Ancak turizm potansiyeli sadece bu bölgelerle sınırlı değil. Esasında Kazakistan, Mangıstau’dan Doğu Kazakistan’a, Akmola’dan Türkistan’a turizm için oldukça elverişli bir coğrafya ve altyapı sunmaktadır. Bölgelerin kültürel zenginlikleri de her insanın zevk ve ilgisine hitap ediyor. Bu nedenle, Kazakistan’ı bizzat gezip görmek ve yaşamak gerekir.”