İstanbul Ticaret Odasından (İTO) yapılan açıklamada, İTOSAM’ın “Akıllı Otomasyon Çağında Ulusların Rekabeti: Yapay Zeka, Robotlar ve Gelişen Ülkeler” başlıklı yeni raporunun sonuçları paylaşıldı.
Buna göre, raporda, akıllı otomasyon ve yapay zeka teknolojilerinin yükselişiyle ortaya çıkan dönüşümler ve uluslararası rekabet ortamı detaylı bir şekilde ele alındı.
İTOSAM araştırmacıları, LinkedIn verilerini kullanarak Türkiye’de 2000 yılında 5 olan yapay zeka ürünleri geliştiren firma sayısının 2023’te 1012’ye, 2024’te ise 1195’e yükseldiğini tespit etti.
Araştırma için yapay zeka kapsamı içine giren makine öğrenmesi, derin öğrenme, bilgisayar görüşü, sinir ağları, doğal dil işleme, pekiştirmeli öğrenme ve otonom mobil robotlar gibi kavramlar değerlendirildi.
Türkiye 22 bin 735 robotla en fazla robot stokuna sahip 18. ülke
Raporda, Türkiye’de yapay zeka ürünleri geliştiren firmaların en yoğun olduğu sektörler de tespit edildi. Buna göre yapay zekayı en çok kullanan ilk 10 sektör bilgi teknolojileri ve hizmetleri, yazılım geliştirme, medya, eğitim, sağlık, işletme danışmanlığı ve hizmetleri, endüstriyel otomasyon, finansal hizmetler, araştırma hizmetleri ve biyoteknoloji olarak sıralandı.
İTOSAM’ın akıllı otomasyon teknolojileri raporunun dikkat çeken bir başka veri ise Türkiye’deki endüstriyel robot stoku oldu.
En fazla robot stokuna sahip 20 ülkeye ait verilere göre, dünya genelinde 2022 itibarıyla 3,9 milyon kurulu endüstriyel robot bulunuyor. 2025’te endüstriyel robot stok sayısının yıllık ortalama yüzde 10 artışla 5 milyon 227 bin olması bekleniyor.
Türkiye ise 22 bin 735 robotla dünya genelinde en yüksek robot stokuna sahip 18’inci ülke konumunda bulunuyor. Çin 1 milyon 501 bin endüstriyel robotla dünya genelinde en fazla stoka sahip ülke.
Robotlar daha çok manuel, rutin veya fiziksel güç gerektiren görevlerde insanların yerini almaya aday olarak görülüyor. Bu sebeple yapay zekadan etkilenme ihtimali düşük meslek grupları, robotlar üzerinden otomasyon riskine maruz kalıyor.
Akıllı otomasyon teknolojileri bazı meslek gruplarını olumsuz etkilerken, bu teknolojilerin mevcut bazı iş kollarında daha fazla istihdam fırsatı sunacağı ve bununla birlikte yeni mesleklerin ortaya çıkmasına katkı vereceği öngörülüyor.
“Yapay zeka uygulamalarını geliştirmek için üniversitelerde yeni bölümler açılmalı”
Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yapay zeka uygulamalarında ve robotikte yetişmiş insan gücünün üniversitelerde daha kapsamlı ve etkili bölümler açarak Türkiye’de tutulması gerektiğini vurguladı.
Yapay zekanın sanayi alanında giderek daha da etkili bir duruma geldiğini belirten Avdagiç, “Türkiye’nin dikkat etmesi gereken konu: Batı, yapay zeka ve robotikte yetişmiş insan gücümüzün bir kısmını çok hızlı bir şekilde bizden alıp götürebiliyor. Kendi ülkemizdeki yapay zeka uygulamalarını geliştirmek için üniversitelerde yeni bölümler açılmalı.” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, İTO’nun iştiraki Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde yapay zeka uygulamaları yapan girişimcilere destek verdiklerini kaydederek, şu açıklamalarda bulundu:
“Özellikle sanayinin üretim, tasarım, kalite kontrolü ve paketleme dahil her aşamasında yapay zeka uygulamaları kullanılıyor. Birçok yerde insanların ortaya koyduğu çözümlerin, takiplerin, kontrollerin yapay zeka tarafından çok daha etkin bir şekilde yapıldığını görüyoruz. Bu bir tarafta üretimin güvenilirliğini, kalitesini, sürekliliğini ve riskini ortadan kaldıran bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Bir taraftan da maliyet tasarrufu sağlıyor.”