Türkiye geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 12’sini rüzgar ve güneşten karşılayarak dünya ortalamasının (yüzde 9,4) üzerinde performans gösterirken, bu kaynaklardan elektrik üretimini 2015-2020 döneminde 3 katına çıkardı.
AA muhabirinin Londra merkezli iklim ve enerji odaklı bağımsız düşünce kuruluşu Ember’in, Küresel Elektrik Görünümü 2021 başlıklı raporundan derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin elektrik talebi geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 0,6 artışla 301,5 teravatsaat oldu.
Türkiye’nin 2020’deki toplam elektrik üretimi ise 302 teravatsaat olarak kayıtlara geçti.
Bu dönemde Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 43’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilirken, yüzde 57’si kömür ve doğal gaz başta olmak üzere diğer kaynaklardan sağlandı.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar ve güneş ise Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 12’sini karşıladı. Bu oranla Türkiye, rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde dünya ortalaması olan yüzde 9,4’lük payı geride bıraktı.
Türkiye, G20 ülkeleri arasında ise rüzgar ve güneşten en fazla elektrik üretimi gerçekleştiren 5’inci ülke olarak ABD, Fransa ve Brezilya gibi ülkelerin önünde yer aldı.
Geçen yıl Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik bir önceki yıla göre yüzde 15 (5 teravatsaat) artış gösterdi. Toplam rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi de yaklaşık 2 bin megavat artışla 16 bin megavata ulaştı.
Rüzgar ve güneşten üretim 2015’ten beri 3 katına yükseldi
Türkiye’nin rüzgar ve güneşten elektrik üretimi 2015-2020 döneminde yüzde 4’ten yüzde 12’ye yükseldi. Bu oran dünya genelinde ise yaklaşık 2 katına çıkarak yüzde 5 iken yüzde 9,4 oldu.
Hidroelektrik santraller, yenilenebilir kaynaklar arasında en büyük paya sahip olmaya devam ederken, bu santraller elektrik üretiminde 2015’ten beri yüzde 26 payını korudu.
Elektriğin yüzde 34’ü kömür santrallerinden üretildi
Geçen yıl Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürün payı ise bir önceki yıla göre yüzde 6 düştü. Bu düşüşte çevre mevzuatıyla uyumlu yükümlülüklerini yerine getirmeyen 5 linyit santralinin 2020’nin ilk aylarında üretim dışı kalması etkili oldu. Bunun sonucunda linyit santrallerinden elektrik üretimi 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 18 geriledi.
Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürün toplam payı ise 2020’de yüzde 34 olarak hesaplandı. Bu oran dünya ortalamasıyla aynı seviyede bulunurken, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin üzerinde gerçekleşti.
Türkiye’de 2020’de 1600 megavat kömür kapasitesi oluşturacak yatırımın inşası devam etti, yaklaşık 12 bin 400 megavatlık öngörülen kapasite iptal edildi.
Öte yandan, dünyada kömürden elektrik üretiminin payı 2015’teki yüzde 38 seviyesinden 2020’de yüzde 34’e geriledi. Türkiye’de kömürden elektrik üretimi son 2 yıldır düşüş göstermesine rağmen 2015’te yüzde 29 iken 2020’de yüzde 34’e yükseldi.
Türkiye kömürden elektrik üretiminde söz konusu dönemde G20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldı.
Türkiye’nin elektrik üretimi ise 2015’ten beri yüzde 17, elektrik talebi yüzde 15 artış gösterdi. Bu oran, kişi başı dünya ortalamasının 1,5 katına karşılık geldi.
Yenilenebilir kaynaklar, elektrik üretiminde doğal gazdan pay aldı
Türkiye’de tüm yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi 2015-2020 döneminde yüzde 197 arttı.
Buna rağmen söz konusu dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi fosil yakıtların toplamını geçemedi fakat doğal gazın elektrik üretimindeki payının yüzde 15 düşmesini sağladı. Öte yandan, geçen yıl kuraklık nedeniyle doğal gaz santrallerinin elektrik üretimindeki payı yüzde 23 seviyesinde gerçekleşti.
Rapora göre, rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının hızla artmasının devam etmesi durumunda doğal gazın 2015’teki seviyelerine dönmesi beklenmiyor.
Öte yandan, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha hızlı büyümesi için kömüre verilen alım garantilerinin kaldırılması gerekiyor. Türkiye’de inşa edilmesi planlanan yaklaşık 18 bin megavat kapasiteli 23 kömür santralinin ise büyük ihtimalle hayata geçmeyeceği öngörülüyor.