Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından Vodafone Business ana sponsorluğunda “Yeni Dünyaya Hazır mıyız?” ana temasıyla hibrit olarak düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi, ikinci gününde devam ediyor.
Zirve kapsamında düzenlenen “Bankacılık: Gelecek Nasıl Olmalı?” başlıklı oturumda konuşan TEB Genel Müdürü Leblebici, salgın sürecinde ekonominin ayakta kalması için bütün bankaların ellerinden geleni yaptığını söyledi.
Kendilerinin de benzer desteği vermeye çalıştığını, aktif büyümelerinin yüzde 30’un üzerine çıktığını belirten Leblebici, kamu bankalarının özel bankalardan biraz fazla desteği olduğunu ancak özel bankaların da küçümsenmeyecek bir destek verdiğini aktardı.
Salgın sürecinde tüm bankacılık sektörünün elini taşın altına koyduğunu, sektörün aktif kalitesine ilişkin çok farklı yorumlar yapıldığını ancak son derece tecrübeli olduklarını ifade eden Leblebici, bu sıkıntıların atlattıkları ilk dalgalanma olmadığını, son da olmayacağını söyledi.
Leblebici, “Türk bankacılık sektörünün aktif kalitesiyle ilgili probleminin olmadığını hepimiz görüyoruz. Bu durum bilançolara da yansıyor. Hatta bu kadar dalgalanmaya rağmen Avrupa’daki bankalarla kıyasladığımızda biraz daha iyi durumdayız.” dedi.
Sektörün, topladığı bütün mevduatın yanı sıra borçlandığı kaynakları da krediye çevirdiğini ve ekonomiye katkı sağladığını aktaran Leblebici, hemen hemen her bankanın bu faiz risklerinden ve vade uyumsuzluklarından doğacak riskleri yönetmeyi bildiğini söyledi.
“KOBİ’leri desteklemeye ve büyümeye devam edeceğiz”
Ümit Leblebici, bankanın ana amacının, “kredilerde her zaman ortalamanın birkaç puan üzerinde büyüyebilmek” olduğunu belirterek, “Bu yıl büyüme hedeflerimize yüzde 15-17 seviyelerini koymuştuk. Ülkemize katma değer sağlayacak, ihracatı, yatırımları ve bireyleri destekleyecek her türlü alanda büyümeye çalışıyoruz. KOBİ’leri desteklemeye ve büyümeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Mobil bankacılık uygulamaları CepteTEB’i geliştirmeye devam edeceklerini bildiren Leblebici, Türkiye’de mobil aplikasyonlarda lider konumda olan bankalar arasında yer aldıklarını söyledi.
Leblebici, “Yaklaşık 2,5 milyon aktif müşterimiz var. Bunların 2 milyonu CepteTEB’i kullanıyor. Her yıl bu konuda yüzde 30 tekil müşteri geliyor.” dedi.
“Çok uluslu firmaların Türkiye’ye ilgisinin arttığını görüyoruz”
Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter de Türkiye’nin salgın sürecinde üretimin devamlılığı konusunda birçok ülkeye göre çok iyi sınav verdiğini belirterek, “Bu sayede de birçok çok uluslu firma, üretimini artan oranda Türkiye’ye kaydırdı.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin coğrafi konum avantajının artık ete kemiğe büründüğü bir dönemi gördüklerini aktaran Karter, kalite-maliyet dengesine bakıldığında batı pazarları için Türkiye’nin çok iyi alternatif sunduğunu söyledi.
Karter, “Birçok Çinli üretim firmasının Türkiye’ye ilgisinin arttığını görüyoruz. Onlar da sonuçta kendi alternatif stratejilerini geliştiriyorlar, kendi ülkelerinden başka ülkelere kaydırıyorlar.” dedi.
Dünyada güçlü oldukları alanda biriktirdikleri tecrübeler çerçevesinde Türkiye’deki önceliklerini belirlemeye çalıştıklarını ifade eden Karter, “Önümüzdeki dönemde kendimize belirlediğimiz 3 öncelik var. Bunlardan ilki, Türk şirketlerinin dünya ticaretinden ve tedarik zincirinden daha fazla pay almaları için destek olmak. İkinci önceliğimiz, yabancı yatırımları Türkiye’ye çekmek, buna aracılık etmek. Üçüncüsü de dijital alanlardaki müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına çözümler sunmak.” şeklinde konuştu.
“Kaliteli ve markalı üretime daha fazla odaklanılması gerekir”
Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü ise kaliteli ve markalı üretime, ihracata daha fazla odaklanılması gerektiğini belirterek, güçlerinin yettiği kadar bu alanları, piyasayı ve üretimi desteklemeye çalıştıklarını söyledi.
Tasarrufu desteklemek ve tasarruf yapmak isteyenlerin önünü açmak istediklerini ifade eden Öncü, bu alanda yaptıkları faaliyetlere değindi.