Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliği ile gerçekleştirilen 1. Uzay Ekonomisi, Uzay Hukuku ve Uzay Bilimleri Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, ekonomi ve hukuk boyutunun uzayda ihmal edilmemesi gerektiğini anlattı.
Uzay ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, uzayla ilgili ekonomik faaliyetlerin dünya üzerindeki ve uzaydaki boyutlarının olduğuna dikkati çekti.
Yıldırım, milli uzay çalışmaları esnasında uzay ekonomisinin durumu detaylı analiz ettiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Pandemi süreci öncesindeki son rakamlara göre, yapılan yatırım noktasında devletlerin uzay konusundaki harcamalarının toplamı 80 milyar dolar civarında. Aynı dönem için toplam uzay ekonomisinin büyüklüğüne baktığımızda bu yaklaşık 480 milyar dolarlara kadar geliyor. 2030 yılına kadar bunun 1 trilyon doları bulacağı öngörülüyor.”
Bölgesel bir konumlama sisteminin oluşturulmasını hedeflediklerine işaret eden Yıldırım, bunun sadece ülkeye değil tüm bölgeye ekonomik faydasının olacağını söyledi.
Yıldırım, bu alanda yapılacak yatırımların ciddi getirisinin olacağını vurgulayarak, uzayda ana başlıkları oluşturan 3 ekonomik faaliyetin “uzayda üretim, uzay madenciliği ve uzay turizmi” olduğunu anlattı.
Uzayda üretim konusunda gündemde olan konulara değinen Yıldırım, dünyanın yakın yörüngesinde 7 platform oluşturularak, bu platformlarda özellikle kristalize yapılar ve biyoteknoloji alanlarında üretime başlanmasının planlandığını söyledi.
Yıldırım, bu 7 platformun yavaş yavaş farklı ülkeler ve şirketler tarafından oluşturulmaya başlandığını belirterek, şunları kaydetti:
“En azından 2 tane platformun üreticileri Ajansımızla temas ettiler. Türkiye’nin ilgi duyup duymadığını, bu projelerde yer almak isteyip istemediğini sordular. Tabii ki biz ilgi beyan ettik. Bunun kullanıcısı olmaktan ziyade başından itibaren içinde olan bir paydaş gibi görünmek isteriz dedik. Kabul etmeleri için bizim teknik ve bütçe olarak bu paydaşlığı kaldırabileceğimizi görmek isteyeceklerdir. Ben inanıyorum ki kaldırabiliriz. Gelişen zaman içerisinde bu platformlardan en azından birine bir paydaş olmak arzusundayız. Orada yapılacak üretimlerde de söz sahibi olmayı istiyoruz.”
“Ay ilerde dünyanın uzaya açılan kapısı olacak”
ABD’nin Artemis Programı ile “Ay kolonisi” kurulmasını hedeflediğini anımsatan Yıldırım, Ay’ın ileride dünyanın uzaya açılan fırlatma kapısı olacağını söyledi.
Yıldırım, bu yüzden Türkiye’nin Ay programının çok önemli olduğunu aktararak, “Ay’dan yapılan bir fırlatma ile dünyadan yapılan fırlatma arasında yer çekimi faktörü, atmosfer olmaması, çevre gibi çok büyük farklar var.” dedi.
Türkiye olarak uzay konusunda gelişmeleri çok sıkı takip ettiklerini aktaran Yıldırım, “Ülkemizin bu ekonomik devrimden nasibini alması gerekiyor. Gelişmelerin dışında kalmamamız gerekiyor. Bunun için de gereken tedbirleri almamız gerekiyor.” diye konuştu.
“Göktürk Yenileme uydu sisteminin kontrat imzalama işlemleri bitmek üzere”
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil de sempozyumda Türkiye’nin uydu ve uzay projelerine ilişkin sunum yaptı.
Sunumunda TUSAŞ’ın faaliyetlerine ilişkin de bilgiler paylaşan Kotil, Göktürk-1, Göktürk-2, Göktürk-3, Göktürk Yenileme, İMECE, Türksat 6A ve Small Geo uydularının özelliklerinden bahsetti.
Göktürk-1’in yerine geçecek “Göktürk Yenileme” uydu sisteminin devlet tarafından TUSAŞ’a verildiğini aktaran Kotil, şu anda kontrat imzalama işlemlerinin bitmek üzere olduğunu söyledi.
Kotil, elektrikli itki sistemine sahip haberleşme uydusu Small Geo’yu şu anda yaptıklarını dile getirerek, Arjantin telekomünikasyon şirketi için ilk ihracat uydusunu da yakında teslim edeceklerini bildirdi.