Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan, AA muhabirine, dünyadaki gelişmiş doğal gaz ticaret merkezlerine (hub) bakıldığında ticaretin önemli bir kısmının vadeli kontratlarla yapıldığını, yüksek işlem hacimlerinin ve likiditenin vadeli kontratlarda oluştuğunu belirtti.
Bu açıdan Vadeli Doğal Gaz Piyasası’nın (VGP) Türkiye piyasası için çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Tancan, şu bilgileri paylaştı:
“VGP ile mevcut doğal gaz piyasamızda ürün çeşitliliği ve alternatif ticaret kanalı imkanı sağlanmış olacak. Vadeli kontratlar işlem görmeye başladığında özellikle talep tarafındaki piyasa katılımcılarımız portföylerini uzun dönemli ve daha esnek bir şekilde yönetebilecek. Katılımcılar; takip eden aylar, çeyrekler ve yıllar için maliyetlerini, satışlarını önceden netleştirebilme, fiyat belirsizliğinden kaynaklanan risklerden korunma imkanı ve fırsatı elde edecek.”
Tancan, vadeli piyasanın işlem hacmi ve likiditenin yanı sıra sürdürülebilirlik ve öngörülebilirliğin artmasına da katkı sağlayacağını ifade ederek, “Likit ve derinlikli bir piyasa yapısına ulaştığımızda piyasamızda oluşacak rekabetçi referans fiyatların sanayicilerimize ve tüketicilerimize çok olumlu, faydalı ve verimli yansımaları olacak. VGP’de oluşan işlem hacmi ileriye dönük belirsizlikleri minimuma indireceğinden arz güvenliğine de katkı sağlayacak.” dedi.
Karadeniz gazı ticarete konu olacak
Türkiye’nin yüksek doğal gaz tüketiminin neredeyse tamamını uzun vadeli anlaşmalarla boru gazı veya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak temin ettiğini anımsatan Tancan, arz güvenliği açısından kaynak çeşitliliğine önem verdiklerini ve yurt içinde doğal gaz depolama kapasitesini de artırmaya çalıştıklarını aktardı.
Tancan, Türkiye’nin depolama kapasitesinin 2023’te toplam yıllık tüketiminin yüzde 20’sini karşılayacak şekilde 10 milyar metreküpe çıkacağını belirtti.
Türkiye’nin Karadeniz’deki gaz keşfinin de sisteme dahil edilmesinin arz güvenliğine önemli bir katkı sağlayacağını kaydeden Tancan, şöyle devam etti:
“Bakanlığımız hedefleri çerçevesinde Karadeniz gazının 2023 yılında piyasaya arz edilmesi planlanıyor. Özellikle yerli gazımızın sisteme dahil edilmesiyle net ithalatçı ülke konumundan çıkıp ihracatçı ülke statüsüne geçmiş olacağız. Diğer taraftan Karadeniz gazının keşfinin ve çıkarılmasının uzun dönemli kontratların sona erdiği bir zamana denk gelmesi de piyasamızın gelişimine katkı sunacak. Bu kapsamda piyasamızın ihtiyacı olan altyapı yatırımları, mevzuat, yazılım, sistem geliştirme gibi çalışmalarını, sürecin tarafı olan kurum ve kuruluşlarımızın desteğiyle hızlıca tamamlamamız gerekiyor. EPİAŞ bünyesinde kendi ürettiğimiz gazın da doğal gaz ticaretimize konu olmasını, VGP’de alış ve satış işlemlerinin yapılmasını ihtimal dahilinde görüyoruz. Karadeniz gazının çıkarılması ve sisteme dahil edilmesi ülkemizin makroekonomik dengelerini de etkileyecek. Bu kapsamda enerjide dışa bağımlı olmamız sebebiyle oluşan cari açığımızın azalmasına ciddi katkıları olacak. Türkiye doğal gaz piyasası, sahip olduğu bu çeşitlilik ve kendi gazımızın da VGP’de alış satış işlemlerine dahil olmasıyla oluşacak yüksek işlem hacmi neticesinde güçlü bir referans fiyat oluşmasına imkan tanıyabilecek. Bu açıdan baktığımızda VGP’nin ülkemiz için bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. VGP ülkemizi ticaret merkezi, diğer adıyla hub olma hedefine bir adım daha yaklaştıracak.”
Kontratlar piyasada sürekli ticaret mantığıyla işlem görecek
VGP’deki fiyat kurgusuna ilişkin detayları da paylaşan Tancan, VGP’nin mevzuat taslak çalışmaları aşamasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, piyasa katılımcıları ve sektör temsilcisi STK’lerle geniş katılımlı toplantılar yaptıklarını ve teorik bir formülle baz fiyat belirlemenin VGP için en uygun yöntem olacağına ilişkin görüşün tüm paydaşlar tarafından kabul edildiğini anlattı.
Tancan, yine tüm paydaşların katkısıyla piyasa tabanlı bir formülasyonla baz fiyat hesabı oluşturulduğunu belirterek, VGP’deki fiyat kurgusunu şu şekilde açıkladı:
“Bu formüle göre VGP için baz fiyat hesabında STP, TTF, Henry Hub ve Brent petrol fiyatları belli katsayılarla ağırlıklandırıldı. Dolayısıyla hub endeksli bir fiyat kurgusu oluşturuldu. Bu kurgunun ne gibi bir faydası olacak diye baktığımızda, piyasa tabanlı fiyat tespiti daha gerçekçi bir fiyat tahmini ortaya çıkaracak. Böylece piyasamızın öngörülebilirliğine katkı sağlayacak ve yatırımcılar için ileriye yönelik olarak gerçeğe yakın fiyat sinyalleri oluşturacak. Kontratlarımız hesaplanan bu baz fiyatla işleme açılacak ve asıl fiyat teslimat dönemine kadar katılımcılarımızın piyasamızda sunacakları teklifler ve gerçekleşen eşleşmelerle GGF olarak ifade ettiğimiz gösterge fiyatlarıyla oluşacak. Piyasamız tamamen şeffaf olarak çalışacak. Kontratlar piyasada sürekli ticaret mantığıyla işlem görecek. Finansal dönemde kontratlar sürekli işleme açık olacak ve el değiştirebilecek. Böylece piyasada derinlik, likidite ve arbitraj imkanları piyasa katılımcıları için artmış olacak.”