Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Yüksek Düzeyli Haftası marjında Genel Kurul Başkanınca düzenlenen Azınlıklar Bildirgesi’nin kabulünün 30’uncu yıldönümü konulu yüksek düzeyli toplantıda Türkiye’nin yaptığı beyanda Batı Trakya Türklerinin temel hak ve özgürlüklerine yapılan ihlaller dile getirilirken AB temsilcisinin Türkiye’deki Rum azınlığa yönelik iddialarına da yanıt verildi.
Türkiye’nin beyanında asırlardır hoşgörülü ve kültürel çoğulculuk mirasına ev sahipliği yapıldığı belirtilerek, “Ülkemiz, tarihin her döneminde zulümden kaçanlar için bir sığınak.” ifadeleri kullanıldı.
Avrupa’da mültecilere yönelik hoşgörüsüzlüğe de vurgu yapılan beyanda Türkiye’nin bu dönemde 4 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptığı belirtildi.
Anayasanın da temel hak ve özgürlükleri güvence altına aldığına işaret edilen beyanda, Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara mensup vatandaşların Lozan Antlaşması çerçevesinde kendi okullarına, ibadethanelerine, vakıflarına, hastanelerine ve basın-yayın organlarına sahip oldukları fakat Yunanistan’ın Batı Trakya Türk azınlığına davranış biçiminin, uluslararası insan hakları hukukunu ve çağdaş azınlık hakları standartlarını ihlal ettiği, Batı Trakya Türk azınlığının, Yunan hükümeti tarafından halen etnik azınlık olarak tanınmadığı, azınlık derneklerinde “Türk” kelimesini kullanmalarının dahi engellendiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yunanistan hakkında bu konuda 10 yıldan fazla süre önce verdiği ihlal kararlarının halen uygulanmadığı hatırlatıldı.
Türkiye’nin beyanında ayrıcı Yunan makamlarının Türk azınlığın haklarından tam anlamıyla yararlanmalarının önündeki tüm engelleri kaldırması gerektiği belirtilerek, AB temsilcisinin beyanında gündeme getirdiği, Ankara’nın Rum azınlığın korunmasına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki asılsız iddiaları reddedildi.