Bağcı, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı ve ADA Üniversitesi tarafından organize edilen Diplomasi Haftası kapsamında Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine yönelik konuşma yaptı.
Bakü Büyükelçiliğinde düzenlenen etkinliğe Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Leyla Abdullayeva ve ADA Üniversitesi öğrencileri katıldı.
Büyükelçi Bağcı, dünyada yaşanan değişimlerin, salgının ve ekonomik krizlerin güvenlik, gıda ve gaz hususlarını daha da önemli hale getirdiğini ve her şeyin önüne geçirdiğini belirtti.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla Kuzey Koridorunun etkilendiğini, Avrupa’nın tehdit altında kaldığını anlatan Bağcı, İsveç ve Finlandiya’nın güvenlikleri için acele bir şekilde NATO’ya üyelik sürecini başlattığını söyledi.
Bağcı, güvenliğin dünyanın birinci gündemi haline geldiğine dikkati çekerek, Rusya-Ukrayna Savaşı dolayısıyla gıda ve gaz konularının da ön plana çıktığını ifade etti.
Güvenlik, gıda ve gaz konuları göz önünde bulundurulmadan artık küresel durumu anlayabilmenin zor olduğunu vurgulayan Bağcı, “Böyle bir dönemden geçerken yaşananlar, Türkiye ve Azerbaycan’ın stratejik konumları nedeniyle etkin ve verimli bir politika üretmelerini gerekli kılmaktadır. Çünkü Türkiye ve Azerbaycan doğunun en batısında, batının en doğusundaki ülkelerdir. Türkiye, NATO’nun doğu kanadındadır. İlişkilerini en güçlü şekilde sürdüren, her alanda iş birliğini derinleştirmeyi hedefleyen Türkiye ve Azerbaycan’ın birlikteliği jeopolitik içerisinde en önemli belirleyicilerden biridir.” dedi.
Bağcı, Azerbaycan’ın doğal gazını Türkiye üzerinden göndererek Avrupa enerji arz güvenliğine katkı sağladığını hatırlatarak, “Türkiye ve Azerbaycan, ilişkilerini Kazakistan, Türkmenistan, İran, Pakistan ve Gürcistan gibi ülkelerle üçlü formatlara taşıyarak sinerji yakalamak istiyor. Bu sinerji aslında aynı yaklaşım, hedef ve stratejiyi gütme amacı taşımaktadır. Biz Türkiye-Azerbaycan birlikteliğinden Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) da bir sinerji yakalamasını arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
TDT’nin bölgenin kırılganlıklarını de dikkate alarak daha güçlü ve güvenli, daha barış ve huzur içerisinde, daha dinamik bir yapı olmak için çalışma yürüttüğünü söyleyen Bağcı, “Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişki ve münasebetin şekli, dozu ve seviyesi TDT’ye taşınmaya çalışılıyor. Türkiye ile Azerbaycan’ın aslında hiç olmadığı kadar etkin rolü bu coğrafyada, Türk devletleri içerisinde sürdürülmektedir. Türkiye ve Azerbaycan’ın tarihsel olarak yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldırma iradeleri ile sonuca gidişleri bölgede bir emsaldir.” diye konuştu.
Bağcı, Kıbrıs Barış Harekatından, Türkiye’ye uygulanan silah ambargosundan, terör tehditlerinden bahsederek, şunları söyledi:
“Türkiye 2022’ye gelindiğinde silahlarının yüzde 80’ini kendisi yapan bir ülke haline gelmiştir. Türkiye büyümüş ve bu büyümedeki payı eğitim ve savunmaya ayırmıştır. Eğitim ve savunma harcamaları başa baştır. Türkiye, kendi silahını ve teknolojisini üreten ve dışa bağımlı olmaktan kurtulan bir ülke haline gelmiştir. Bu yönüyle artık güçlü bir Türkiye vardır. Aynı şekilde Karabağ’ın işgalini önleyemeyen bir Azerbaycan 30 yıllık işgali 44 günde zafere dönüştürmüştür. İki ülkenin tarihsel başarısı ve yükselişi ve bu coğrafyadaki omuz omuza varlıkları diğer ülkelere örnek teşkil etmektedir.”
Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesinin önemine vurgu yapan Bağcı, “Şuşa Beyannamesini satır satır bilmek zorundayız. Şuşa Beyannamesi hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da görevde olan, sorumluluk sahibi herkese bir talimattır. Gereğini yapmak zorundayız. Aynı zamanda TDT 2040 Vizyon Belgesi de hepimiz için yol haritasıdır. Birlikte olursak güçlüyüz.” ifadelerini kullandı.