Mikrobiyota ve Probiyotik (MikroBiyom) Derneği Başkanı ve Güven Hastanesi Sağlıklı Yaşam Danışmanı Prof. Dr. Meltem Yalınay, hastane tarafından düzenlenen değerlendirme toplantısında, insan vücudunda hücrelerden çok daha fazla sayıda mikroorganizma adı verilen küçük canlıların yaşadığını söyledi.
Mikrobiyota olarak tanımlanan bu mikroorganizma topluluğunun, en çok ve çeşitli olarak da bağırsaklarda bulunduğunu aktaran Yalınay, “Bağırsak mikrobiyotamızda bulunan mikroorganizmaların dengesizliği disbiyozis olarak adlandırılır. Disbiyotik mikrobiyota, geçirgen bağırsak ve kronik bir inflamasyon (iltihaplanma) oluşmasına yol açar.” dedi.
Kovid-19 hastalarında bakterilerde azalma saptandığını belirten Yalınay, şöyle konuştu:
“Faydalı bakterilerin koronavirüs nedeniyle azalması ve disbiyozisin hastalık bittikten sonra da sürmesi, birçok sistemde inflamasyona yol açarak semptomların devamına neden olmaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı hastalığın öncesi, sırası ve sonrasında bağırsak mikrobiyotasının sağlığı ve düzenlenmesi önem taşımaktadır. Bağırsağın düzenlenmesinde en doğru yöntem, mikrobiyom analizi ile tanımlama yapmak, kişiye özel beslenme planı oluşturmak ve probiyotiklerle desteklemektir.”
Yalınay ancak probiyotik olarak bilinen her ürünün aslında probiyotik olamayabileceğini, bu konuda bir dernek çalışması yaptıklarını söyledi.
Bakanlıkla çok sıkı temas halinde olduklarını vurgulayan Yalınay, “Hem Sağlık Bakanlığı hem Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğine çok açıklar, kendilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
Probiyotiklerle ilgili 2019’da bir çalışma yaptıklarını dile getiren Prof. Dr. Meltem Yalınay, şöyle devam etti:
“Bütün ülkemizdeki probiyotik ürünleri inceledik, bunlar gerçekten ‘probiyotik mi, değil mi’ diye. Çünkü ‘ben probiyotiğim’ deyince, probiyotik olamıyor bakteri. Tıbbi olarak çok ciddi özellikler taşıması gerekiyor. Baktık ki o probiyotik olarak tüketilen ürünlerin yarısı probiyotik özelliğinde değil. Biz şunu da gerçekleştireceğiz, Bakanlıkla entegre bir çalışma haline geçecek ‘Türkiye Probiyotik Rehberi’ni oluşturacağız.”
– Kefir probiyotik mi?
Probiyotiklerin bakteri olduğunun altını çizen Yalınay, Kovid-19 beslenmesi sırasında kefirin faydalı olup olmadığına yönelik soruyu da yanıtladı.
Probiyotiklerin biraz daha hareket alanı kolay bir grup olduğunu belirten Yalınay, kefir mayasının ise daha kompleks bir hücre olduğunun altını çizdi.
Kefirin “immün sistemini iyi desteklediğinin” söylendiğini fakat şu anda Türkiye’de kefirde bulunan bakteriler ve mayaların tam tanımlamasının olmadığını vurgulayan Yalınay, “Kefir geleneksel ve kültürel bir üründür ancak doğru yapılanması gerekiyor. O konuda bir farkındalık üzerine çok çalışıyoruz, Bakanlıkla da temas halindeyiz. Şu anda o standardizasyon yok ürünlerde. Olmayınca insanın bu konuda bir imtina etmesi gerekir.” diye konuştu.